• BIST 10090.17
  • Altın 3139.656
  • Dolar 35.6346
  • Euro 37.1922
  • İstanbul 12 °C
  • Diyarbakır 5 °C
  • Ankara 8 °C
  • İzmir 14 °C
  • Berlin 2 °C

‘Kürt milliyetçiliği’ bahanesi...

Oral Çalışlar

Barış sürecinin, müzakere sürecinin Anadolu’nun kararlı desteğini alarak olumlu yönde ilerlemesine tanık oluyoruz. Bu gelişmeden mutlu olanlar bulunduğu gibi, “endişeli” olanlar, “maraza çıksın” diye bahane arayanlar da var.

Mutsuzlardan bir kesimin son dönemdeki itiraz gerekçesi ve malzemesi, “Kürt milliyetçiliği yükseliyor” teorisi. Bizim gazeteden Emre Uslu, “Kürt sorununun kaynağının Kürt milliyetçiliği olduğu” fikrinden yola çıkarak, “Onun taşıyıcısı PKK da güçleniyorsa buradan bir barış çıkar mı” diye soruyor.

“Yükselen Kürt milliyetçiliğinin barışı imkânsız kıldığı”
şeklindeki değerlendirmenin karşısında neler söylenebilir? Şunu biliyoruz: Dünyanın birçok yerindeki “silahlı çatışma içinde olan” güçlerin neredeyse tamamına yakını milliyetçidir, milli niteliktedir. ETA, IRA başta olmak üzere Afrika’dan Latin Amerika’ya kadar uzanan geniş alanların çoğunda; isyancı örgütler, ayaklanmalarını, milliyetçi temalar etrafında sürdürdüler, sürdürüyorlar. Barış görüşmeleri ve anlaşmaları işte bu “milliyetçi örgüt”lerle, bu “yükselen milliyetçi dalga”larla yapıldı, yapılıyor.

Şu anda öncelikle atılması gereken adım ve çözüme kavuşturulmak istenen konu, Kürt sorununun silahtan arındırılması, yani barış. Esas önceliğiniz barış değil “Kürt milliyetçiliği”yse, barışa katkı sağlayabilecek bir ruh hâlinden uzaksınızdır.

“Kürt kimliğinin kabulü”; yalnızca BDP’nin, yalnızca PKK’nin talebi değil... Kendisini Kürt olarak tanımlayan ve BDP dışındaki partilere oy veren milyonlarca insanın ortak perspektifi bu. Bunlar içinde kendisini “milliyetçiliğe” yakın hisseden de var, hissetmeyen de. Şiddeti bir çözüm yolu olarak gören de var görmeyen de... “Şiddet” ile “milliyetçilik” arasında bire bir ilişki kuran perspektif, işte bu tablodaki farklılıkları gözden kaçırıyor.

Örnek olsun diye söylüyorum; Galip Ensarioğlu AK Parti milletvekili, Abdurrahman Kurt eski AK Parti milletvekili. Anadil meselesi başta olmak üzere, Kürtlerin kültür ve kimlik sorunları konusunda net bir tutum içindeler. Sokaktaki Kürt’ün talebi de aynı paralelde.

Kendisini Kürt olarak hisseden ve öyle tanımlayan hemen herkesin talepleri özünde birbirine yakın. Başından bu yana PKK’ye ve silahlı eylemlere karşı çıkan, barışçı mücadele yolunda ısrar eden Kemal Burkay dâhil önde gelen Kürt aydınlarının talepleri de aynı doğrultuda. Bu talepleri dile getirmek için “milliyetçi olmak” gerekmiyor.

Evet, Kürt siyasi hareketlerinin nerdeyse tamamında, değişen doz ve renklerde “milliyetçi izler” bulmak mümkün. Kürt aydınları, her dönemde, Kürtlüğü, bir “var olup olmama” konusu olarak ele aldılar. Gizli açık Kürt dernekleri kurdular. Hatta, “Kürt aydını” kavramı; “Kürtlerin halk olarak varlıklarını sürdürebilmelerini kendine misyon edinen kişi” anlamına geldi onyıllar boyunca.

Bu resim içinden baktığımızda, PKK hareketini, “milliyetçilik rengi az olan” akımlar içinde değerlendirebilir miyiz? Öcalan ve ekibi; Marksist bir anlayıştan gelmelerinin de bir sonucu olarak, PKK’nin kurulup geliştiği dönemlerde; milliyetçiliğe mesafe koymaya, Kürt milliyetçisi tezlere eleştirel bir duruş sergilemeye çalıştılar... Silahlı eylemleri onaylamadığını ifade eden birçok Kürt örgütü ve çevresi; PKK’den çok daha sert milliyetçi ifadeler kullandı, kullanmaya devam ediyor.

Çok uzun zamandan beri bağımsız devlet iddiasından vazgeçtiğini belirten PKK, milliyetçi vurguların daha da azaldığı bir imaja bürünüyor.

Tabii, “PKK milliyetçiliği”ni gerekçe göstererek “çözüm olmaz” koridoruna doğru bir “akım yaratmak” isteyenlerin, milliyetçilikten ne anladıklarını tartışmak gerek. Kürtlerin her türlü “milli kimlik talebi”ni milliyetçilik sepetine atmaya gayret eden bir psikoloji göze çarpıyor.

Reddedilmiş bir kimliğe sahip çıkma kavgası veren Kürt halkının içindeki milliyetçi renklerin büyük bölümü, “egemen ve inkârcı Türk milliyetçiliği”nden daha masum bir zemin üzerinde duruyor.

Türk milliyetçiliğinin diliyle “tehlikeli Kürt milliyetçiliği” teorileri üretmek, bu bağlamda, “bir başka köşeden çözüm karşıtlığı” olarak karşımıza çıkıveriyor.

Kürtlerin “milliyetçi”si de “milliyetçi olmayan”ı da bugün silahların bırakılmasına yüzde 90’lara varan bir destek veriyor... Türk milliyetçiliği bu açıdan ne durumda?

Asıl sorun burada yatıyor.

  • Yorumlar 4
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • Aydın20 Nisan 2013 Cumartesi 09:39Hayret Hayret!

      İlke defa Oral Çalışlar'dan sağlıklı bir değerlendirme okudum. Hayret ki ne hayret!

      Yanıtla (0) (0)
    • Xirgir Xemgin20 Nisan 2013 Cumartesi 13:06Mamo

      Oral beye katilmamak elde degil. Nazi milliyetciligi dunyada sadece ne mutlu turkum diyenlerde var, yani turklerde.

      Yanıtla (0) (0)
    • ahmethazo20 Nisan 2013 Cumartesi 09:43asıl sorun emre uslu

      kürtlere yapılanlar ortada iken,emere bey hep kürtlerle, pkk düşmanlığın kisvesi altında saldırıp durdu.her söylediği onu daha fazla ırkçılığa götğrdü. hele son yazısı, adeta kin kusuyor. derdi çu ne kadar kürt gerillası varsa hepsi yok edilmeli. o yetmez süriyedeki ypg güçleri bertaraf edilmeli yok oda yetmez ne kadar kürt yurtseveri varsa onlarda kck adı altında zindaha tıkılmalı yok oda yetmez berzani talabani söz vermeli kürt hareketinden dem vurmamalı kimse kürtlerin haklarını savunmamalı avrupada kaşımamalı kürtlerlere o zaman anadilde eğitim hakkı verilebilir.kerven yürür merak etmeyin

      Yanıtla (0) (0)
    • Özgür Devrim20 Nisan 2013 Cumartesi 13:21KUSKULUYUM

      Sahsen ben Emre Uslunun bir gazteci oldugundan kuskuluyum.Bakalim zaman bu konuda bize ne gösterecek...

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89