• BIST 9275.5
  • Altın 3776.289
  • Dolar 37.9404
  • Euro 41.6047
  • İstanbul 6 °C
  • Diyarbakır 15 °C
  • Ankara 3 °C
  • İzmir 10 °C
  • Berlin 11 °C

Kürt meselesinde yolun sonu

Mahmut Övür

Kürt siyasetiyle ilişkili kiminle konuşsam ağzını bıçak açmıyor. Gaziantep'te bayramın ikinci gününde yaşanan vahşeti kim nasıl anlatacak? Nedir bu?

Demokrasi ve Özgürlük mücadelesi mi?

Üç yaşındaki çocuklar öldürülüyor. Bu mu demokrasi ve özgürlük mücadelesi? Bu kadar kirli bir savaşın daha fazla uzaması mümkün değil.

Dünyada en ahlaksız savaşların bile bir kuralı var. Bakın yıllarca benzer bir mücadele yürüten İRA bomba koyduğu yerleri için önce polisi arıyor ve ne zaman patlatacaklarını söylüyordu. PKK ise yıllardır hiçbir kural tanımadan aynı şeyleri pervasızlıkla yaptı, yapmaya da devam ediyor. Oysa şu açıktır ki, sivillere yönelen her eylem kesin terördür.
Terörün de ahlakı ve vicdanı yoktur.

Tam da bu nedenle Şanlıurfa'dan Kürt siyasetini de iyi bilen bir işadamı şöyle diyordu:
"Bu katliamı lanetlemeyenler lanetlidir"

Buna katılmamak mümkün değil. Ancak ortada herkesi ilgilendiren derin bir sorun var. Aynı şeyleri "deja vu" misali döne döne neden yaşıyoruz?

Bu kısır döngü, sadece devlet politikalarıyla mı yoksa meşru hakları çocuk ölümleriyle kirletenlerle mi ilgili?

Sorunun cevabı PKK'nın terör ve şiddet üreten aklında ve bölgesel ilişkilerinde saklı...
Kürtlerin bölgede derin bir mağduriyet yaşadığı biliniyor. Teröre ve şiddete tapan PKK aklı bu mağduriyeti, şeytani planlarla ayakta kalmaya çalışan bölge diktatörlerinin sunduğu olanaklarla birleştirerek kullanıyor. Kürt mağduriyeti ve meselesiyle ilgili olmadığı da çok açık... Dünyada meşruiyeti olmaması da bunu gösteriyor.

Son kanlı saldırıya bakın... Gaziantep'te günahsız çocuklar, İran ve Suriye eksenli kirli bir ilişkinin bedeli olarak öldürüldü.

Büyük fotoğrafta olanlar da bu kanlı sürecin bir parçası... Arap Baharı, Ortadoğu'daki son diktatörlükleri sarstığı için şiddet yükseltiliyor. Hatta CHPAK Parti görüşmesinin ve Leyla Zana'nın çıkışının kesintiye uğraması da Hüseyin Aygün'ün kaçırılması da bu sürecin bir parçası...

Bu arada aynı zaman içinde Murat Karayılan'ın susması Fehman Hüseyin'in öne çıkması da tesadüf değil. Kürt sivil siyasetçileri farkında değil bu süreç, sivil siyasetin alanını daraltmıyor, yok ediyor. Böylece terörle kirletilen ve zaten en alt seviyede olan siyasi meşruiyet, bundan sonra çok daha aşağılara inecektir.

Ve BDP tıpkı 90'lı yıllarda Türkiye'yi Kürt meselesi üzerinden faili meçhuller cehennemine çeviren siyasi partiler gibi sandıkta bedel ödeyecektir.

Bunun en somut göstergesini de yüzünü Uludere'ye çevirenler görecek.

Aynı gün Uludere'de içinde askerlerin olduğu bir minibüs kazası oldu. 8 askerin şehit olduğu kaza yerine ilk ulaşan Uluderelilerin, o yaralı askerleri kurtarmak için nasıl canhıraş bir çaba harcadıklarını televizyon ekranlarından izledik... Kaza veya bomba, ne olduğunu bilmeden çayını yarım bırakıp askerlere el uzatan kadınlı-erkekle Uludereliler, 6 ay önce yaşadıkları katliamı bir yana bırakarak içimizdeki insanlığın hâlâ ölmediğini gösterdi.
İşte Türkiye'yi her şeye rağmen bir arada tutan ve zenginliğimiz denilen gerçek bu...

  • Yorumlar 7
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • konusu23 Ağustos 2012 Perşembe 10:17merak

      kazada ölen korucunun '' şehadetinden '' bahsetmemeniz manidar!

      Yanıtla (0) (0)
    • asman23 Ağustos 2012 Perşembe 11:07nerdeydiniz

      gel git bdp nasıl olsa sizin için bir hedef var ortada peki hadi şimdi böyle diyelim peki verilen onca ateşkese rağmen nokta aperasyonlar yaparak yüzlerce kürt çocuklarını vururuken bu hasasiyetiniz nerdeydi ..?

      Yanıtla (0) (0)
    • imran adsay23 Ağustos 2012 Perşembe 11:26ya tam tersi olsa

      antep teki olayı öne cıkarıp,roboski köylülerinin yardımını gizliyen egemen medya oldukca bu topraklara barışın gelmesi cok zordur.m.övür birde şöyle düşünelim bir gurup pkk li eylem yapmak için istanbula gidiyor.giderken arabaları kaza yapiyor.tesatüfen kaza yapılan istikamette 34 asker şehidini toprağa verdiği köyün paralelinde oluyor.acaba o türk şehit ailelerinin tutumu ne olacağını tahmin etmek bile istemem.roboski teki tutum sizin zenginliğiniz deyil kürt

      Yanıtla (0) (0)
    • abay can23 Ağustos 2012 Perşembe 13:38tezzat

      cinayetler hiç bir zaman olmasa keşke sadece bayramlarda değil.ama gel gör ki pkk işleyince muazzam bir insani refleks gelişiyor medyamızda.peki ya bayram günü öldürülen pkk liler için gebertildiler demek hangi aklın ve vicdanın işidir.bu çocukların çoğu devletin bu gün hak dedikleri için dağa çıktılar.peki o zaman suç gidende mi yoksa başka yol bırakmayıp gönderende mi?

      Yanıtla (0) (0)
    • aliser kerbela23 Ağustos 2012 Perşembe 20:02kim insan

      sayin mahmut över .kürtler ile türkler arasindaki en büyük fark kürtler düsmanida olsa yere düstügünde vurmaz.

      Yanıtla (0) (0)
    • aliser kerbela23 Ağustos 2012 Perşembe 20:07baris icin calisin

      dilok taki olayi kim yaptiysa kiniyorum lanetliyorum.roboskideki olayida kiniyorum lanetliyorum dilok taki 9 canin ölmesini nasilki kimse savunamaz roboskideki 34 caninda bombalanmasini kimse savunaz.her ikisine ayni ptepkiyi vermiyen zavallilar.kürt ve türk halkina ahlak edep.ögretemezler saygilarimla baris dolu yarinlara umuduyla

      Yanıtla (0) (0)
    • roj_ava24 Ağustos 2012 Cuma 00:10Yazarın göremediği şey

      Yazarın sözcüklerini okunduğunda sanki BDP ve destekçilerinin tamamı asker ve polis ölümlerine sadistçe sevinen kişiler olduğu buna karşılık Roboski de yaşayan halkın ise kaza geçiren askerlerin yardımına koşmakla BDP'ye ters bir davranış sergiledikleri gibi bir izlenim veriyor. Yazarın göremediği şey ise kaza anında orada BDP vekilleri veya Sayın Ahmet TÜRK'te olsaydı bir an tereddüt etmeden o askerlerin yardımına koşacaktı. Hatta ilerlemiş yaşına rağmen

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89