Pakistan... Kudüs Günü... Mübarek Cuma... Namazdan sonra Filistin'e destek ve İsrail'e lanet mitingi... Falan mezhepten binlerce Müslüman, "Mescid-i Aksa'ya Özgürlük!", "Kahrolsun İsrail!" diye haykırıyor... Derken, içlerine sızmış olan bir canlı bomba, herhalde filan mezhepten bir Müslüman, kendini havaya uçurarak ortalığı kan gölüne çeviriyor...
"Falan mezhepten" ve "filan mezhepten" diyorum, isim vermiyorum, çünkü bu tür hadiselerde isimler mütemadiyen yer değiştiriyor; birbirinin mezhebine duydukları tepkide ölçüyü kaçıran 'mezhep savaşçıları' zulüm yarıştırıyor; zulme uğrayanlar kâh beriki mezhebin, kâh öteki mezhebin mensupları oluyor.
Karşılıklı olarak cami bombalamaktan, hem de cemaatle namaz esnasında bombalamaktan, hem de -haşa- "Allah rızası için" bombalamaktan bile geri durmayan bu 'mezhep savaşçıları'nı Allah ıslah etsin, ıslah etmezse mahvetsin!
Daha ne yazayım, ne diyeyim, bilmiyorum.
Ümmet-i Muhammed'in maruz kaldığı bu korkunç fitnenin beni düşürdüğü dehşeti tarif edecek kelime bulamıyorum.
Derli toplu bir değerlendirme yapacak durumda da değilim şu an.
Sözü ÖZGÜR-DER'e bırakıyorum...
* * *
ÖZGÜR-DER'in 4 Eylül 2010 tarihli ve "Pakistan'da İslam Adına İşlenen Bu Vahşeti Lanetliyoruz" başlıklı bildirisi:
Uzunca bir süredir Afganistan işgalcisi ABD'nin ve işbirlikçi Pakistan devletinin baskı ve saldırıları altında bulunan ve bir yandan da geçtiğimiz ay meydana gelen sel felaketinin yaralarını sarmaya çalışan Pakistan halkı dün tüm bu acılardan daha büyük bir felaketi yaşadı. Kudüs Günü etkinlikleri için bir araya gelen Şii Müslümanlar, İslam adına savaşma iddiasındaki kimi örgütlerin gözü dönmüşlüğünün, acımasızlığının ve ölçüsüzlüğünün hedefi oldu. Lahor'da ve Quetta'da Filistinli Müslümanlarla dayanışma ve Kudüs'te süregelen Siyonist işgali protesto amacıyla gerçekleştirilen etkinlikleri kana bulayan bombalı saldırılarda 100'e yakın kardeşimiz vahşice katledildi.
Mezhebî kaygıların tırmandırılarak canavarlığa dönüştürülmesinin somut tezahürü sayılması gereken bu eylemler ne yazık ki uzunca bir zamandır İslam coğrafyasında sıkça tekrarlanmakta. Benzeri tabloları emperyalist güçlerin işgalinin hemen ardından Irak'ta da bolca yaşadık. Birbirlerinin mescitlerini bombalayan, karşılıklı olarak birbirlerini kaçırıp, işkence eden, hapseden, katleden gruplar tuğyanın zirvesini temsil eden bu eylemleriyle tüm Ümmet'e büyük bir acı ve ondan da büyük bir utanç yaşattılar. Arkasından aynı iç karartıcı tablolar emperyalistlerin işgal ettiği bir diğer beldemiz olan Afganistan'daki gelişmelere bağlı olarak Pakistan'da yoğunlaştı. Ve nihayet dün ve önceki gece yaşanan saldırılar mezhepçi körlüğün Kudüs duyarlılığını dahi hedef alabilecek çapta bir gözü dönmüşlüğe büründüğünü ortaya koydu.
Siyonistlerin dahi yapamayacağı boyutlarda vahşete imza atan örgütlerin gerçekleştirdiği bu katliam tablosu en genelde İslam dünyasının altında ezildiği emperyalist işgal olgusunun ve şüphesiz ona da zemin hazırlayan Kur'an'dan uzaklaşmanın bir sonucudur. Kur'an'dan uzaklaşma doğal olarak adalet duygusunun tahribini, aklın, mantığın, vicdanın ve insafın buharlaşmasını beslemekte ve son tahlilde karşılaştığımız türden Ümmet'in trajedisi manzaralarını doğurmaktadır.
Ne yazık ki Ümmet, İslam adına büyük fedakârlıklarla sürdürülen mücadelelerin, ölçüsüz ve basiretsiz tutumlar neticesinde korkunç acılara ve utanç tablolarına dönüşmesi karşısında etkisiz ve çaresiz. Mamafih İslam coğrafyasının farklı bölgelerinde yaşanan bu canilikleri durdurmaya gücümüz yetmese de sadece bugünümüzü değil, yarınlarımızı da kirleten bu ölçüsüzlüğe tavır almak zorundayız. Bu vahşetten beri olduğumuzu ilan etmek zorundayız.
İslam adına hareket ettiği iddiasındaki hiç kimsenin ve hiçbir kuruluşun, cemaatin, örgütün zihnî saplantılarını keskinleştirerek insanları katletmeye, Müslümanlara ve mazlumlara zarar vermeye hakkı yoktur. Bu tür eylemlerle İslam'a ve İslami hareketlerin tüm dünyada mazlumlar için tek alternatif olma mesajına gölge düşürmek büyük bir vebal ve bağışlanmaz bir suçtur. Bu kaygılarla İslami sorumluluk sahibi tüm şahısları ve yapıları İslam adına işlenen bu çirkinliklere, ölçüsüzlüklere karşı duyarlı olmaya çağırıyoruz.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.