2013'te ABD Suriye politikasını değiştirdiğinde Fransa, İngiltere gibi Avrupa ülkeleri muhaliflere silah göndermeye hazırlanıyordu. Hatta Fransız Cumhurbaşkanı Hollande'a dayandırılan haberlere göre, Fransa aynı dönemde Esad rejimine müdahaleyi planlıyordu.
Obama yönetiminin dış politikası bir anda değişip mesele bataklığı kurutmaktan çıkarak sineklerle mücadele ediyormuş gibi yapmaya dönünce Fransa gibi diğer Avrupa ülkeleri de Suriye politikalarını değiştirmek zorunda kaldı. Muhaliflere destek kararlarından vazgeçildi, ancak Batı'nın gözünde Esad'ın yerini en büyük tehdit olarak IŞİD'in alması zaman aldı. Örneğin Fransız hükümeti, bugün hala “Esad gitmeli” noktasında dursa da, sesi eskisi kadar gür çıkmıyor. Mamafih, yüksek perdeden konuşurken başına gelenler de malum; Charlie Hebdo saldırısı, eş zamanlı Paris saldırıları derken öyle bir terör baskısıyla karşı karşıya kaldı ki Hollande ve Fransız hükümeti, sonunda ABD'nin peşine takılmış sessiz kalabalığa uymak zorunda kaldı.
Bununla kalsa iyi; Avrupalı siyasetçilerin Suriye meselesine yaklaşımlarıyla Avrupa'da yükselen aşırı sağ, ırkçılık, İslamofobi ve AB karşıtlığı arasında bir korelasyon var. Yine Fransa'dan örnek verelim, Thierry Mariani gibi aşırı sağcı bazı milletvekilleri Esad gibi bir katile açık destek vermekten hiç vazgeçmedi. IŞİD, Esad'ın suçlarını aklamak için uygun bir araca dönüştürülüp sömürüldükçe İslam düşmanlığı, onu müteakip yabancı düşmanlığı ve ırkçılık da artmaya başladı. Seçim sürecinde verilen ırkçı ve aşırı milliyetçi kampanyalar artarken, geçtiğimiz yıl Avrupa'yı vuran mülteci krizi tuzla biber oldu. Örneğin, geçtiğimiz günlerde yine Fransa'dan Mariani önderliğinde Şam'ı ziyaret eden heyette Cumhuriyetçi Parti'den 5, aşırı sağcı Ulusal Cephe'den ise 25 milletvekili vardı; IŞİD'e karşı dayanışma şemsiyesi altında Esad'la selfie çektirme yarışına giren Fransız vekillerin halleriyse Hitler'le aynı kareye girmeye çalışan Nazileri andırmaktaydı.
Öte yandan, artan terör ve güvenlik tehditleri, Avrupa'da özgürlükler noktasında pek çok kısıtlamayı da beraberinde getirdiği gibi serbest dolaşımın da sorgulanmasına neden oldu. Yükselen ırkçılık ve korumacılık, sınır güvenliği ve ulusal egemenlik konularını tartışmaya açtı. Ve sonunda olmaz denilen şey oldu; İngiltere düşen domino taşlarının ilki olarak, bir referandumla AB'den ayrılma kararı aldı. Çok değil beş yıl önce, yine ABD kaynaklı küresel finans krizinin zorluklarıyla mücadele ederken bile AB'den ayrılma taleplerinin belli bir seviyenin üstüne çıkmadığı, modern bir dünya hayalinin merkezinde duran AB, bugün kendini çözülmenin eşiğinde buldu.
Türkiye'nin AB ile ilişkileri de bu gelişmelerden olumsuz yönde etkilendi. AB'ye üyelik sürecine ilişkin ilerleme, resmi olarak durmasa da patinaj çekmeye başladı. Devlet içerisine yerleşmiş FETÖ'cülerin bu dönemde Türkiye içinde kaosu ve huzursuzluğu kademe kademe artırmaya başlamasıyla, basın ve ifade özgürlüğü, yargı bağımsızlığı gibi konular AB ile diyalogu sabote etme noktasında gerek Türkiye gerek AB içerisinden fazlasıyla suistimal edilmeye başlandı. Bunun yanı sıra, ABD liderliğindeki koalisyonun sözde DAEŞ'le mücadele için, PKK'nın Suriye kolu PYD'ye meşruiyet kazandırması sonucu, AB'nin zaten örtülü destek verdiği terör örgütü, Avrupa'da ofis açmaya, örgütlenmesini artırmaya başladı. Avrupa'nın FETÖ'ye lobi faaliyetleri hususunda verdiği destek, PKK'ya açtığı alan, IŞİD'le Türkiye'yi ilişkilendirme yönünde Avrupa medyasında yer bulan ilginç iddialar, Gezi olaylarından beri basın ve ifade özgürlüğü hususunda ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı gerçeği yansıtmayan abartılı suçlamalar AB-Türkiye arasındaki ilişkilerin yer yer gerilmesine yol açtı.
Yine de mülteci akını, yabancı düşmanlığının zirve yaptığı Avrupa'da paniğe yol açınca, AB liderleri mecburen soluğu Türkiye'nin kapısında aldı. Geri kabul anlaşmasıyla beraber vize muafiyetinin öne çekildiği süreçte, aynı zamanda Türkiye'nin bugüne kadar tek başına yüklendiği mülteci meselesinde alınan ortak aksiyon planı çerçevesinde AB'den 3+3 milyar euroluk yardım kararı alındı. Ancak halihazırda, sivil toplum dahil Türkiye'nin yaptığı maddi yardım 25 milyar dolara ulaşmışken, AB tarafından serbest bırakıldığı söylenen 100 milyon Euro bile henüz Türkiye'ye girmiş değil.
15 Temmuz sonrası, neredeyse darbe girişiminin başarısız olmasından kaynaklanan hayal kırıklığı dikkatlerden kaçmayan Avrupa ülkeleri, 40 günün sonunda soğuk duşun etkisinden çıkarak geçen süreyi telafi etme yarışına girmiş durumda. AB başkentleri ile Ankara arasındaki trafik son günlerde yoğun artış gösterirken, Fırat Kalkanı operasyonu da tüm bu birbiriyle bağlı girift meselelerin göbeğinde duruyor. ABD liderliğinde en az 50 ülkenin destek verdiği koalisyon güçleri 1,5 yılı aşkın süredir Suriye'de DAEŞ'le mücadele ederken sahada en organize yapının PYD olduğunu iddia ederek bir terör örgütüne sınırsız destek vermekteydi. Ancak 15 günde Türkiye'nin desteklediği Özgür Suriye Ordusu ve TSK, operasyonun başlamasıyla beraber 15 günden kısa sürede sınır hattını DAEŞ unsurlarından temizlemekle kalmadı; aynı zamanda Obama yönetiminin Suriye politikasının kocaman bir hata olduğunu ortaya koymuş oldu.
'FETÖ' ve 'AB ile ikili ilişkiler' başlıklı iki dosya ile Avrupa'yı dolaşan AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik de, dün Lizbon'da gerçekleştirdiği resmi temaslarda bu konuya dikkat çekerek, Batı'nın yaptığı hesap hatasının subjektif bir yorumla değil, matematiksel bir gerçekle ispatlandığının altını çiziyor. Suriye'nin kuzeyinde fiili bir güvenli bölge tesisine doğru gideceği tahmin edilen Fırat Kalkanı operasyonu daha derinlere indikçe, bu hata Suriye iç savaşının etkilerinden kaçamayan AB ülkelerinde daha fazla tartışılmaya başlanacak. Ve bakalım bunun sonucunda, AB liderleri ABD'nin kuyruğuna takılıp düştükleri vahim hatanın farkına varabilecek mi, yoksa gözlerini kapatıp uçuruma sürüklenmeye devam mı edecek?
- BIST 9452.9
- Altın 4072.867
- Dolar 38.4132
- Euro 43.6607
- İstanbul 16 °C
- Diyarbakır 16 °C
- Ankara 11 °C
- İzmir 23 °C
- Berlin 15 °C
- Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!
- Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!
- Gazeteci Evrim Kepenek'e kelepçeli gözaltı!
- Gazeteci Sinan Aygül'e saldıran korumalar tutuklandı
- 15 barodan gazeteci Sinan Aygül’e yönelik saldırıya kınama
- İbrahim Kalın MİT Başkanlığına atandı
- Çanakkale ve Balıkesir'de art arda deprem
- Buldan ve Sancar eş başkanlığı bırakacaklarını açıkladı
- Başak Demirtaş: Selahattin adaylığını üç kez iletti
- Şenyaşar ailesi: ‘Gereken yapılmazsa ‘adalet’ pankartını Meclis’e asacağız’
- Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni kabineyi açıkladı
- HDP’li yönetici: Demirtaş’ın talebi genel merkezimize ulaşmadı
- Biden, sahnede yere düştü
- Demirtaş: HDP, cumhurbaşkanı adaylığı talebimi gerekçesiz reddetti
- Selahattin Demirtaş: Aktif politikayı bırakıyorum
Kritik dönemeçte AB için karar vakti

Merve Şebnem Oruç / Yeni Şafak
- Yorumlar 0
- Facebook Yorumları
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
- Askeri müdahale mi, vanaları kapatmak mı, açlıkla cezalandırmak mı?28 Eylül 2017 Perşembe 10:30
- Irak’ta üç gün20 Ekim 2016 Perşembe 11:08
- Musul Operasyonu Irak’ın geleceğini şekillendirecek16 Ekim 2016 Pazar 11:03
- Türk Akımı oyunu değiştirebilir mi?13 Ekim 2016 Perşembe 09:38
- Sizin çocuklar bu kez başaramadı04 Ağustos 2016 Perşembe 08:50
- Tarihin en büyük devlete sızma operasyonu31 Temmuz 2016 Pazar 09:33
SON EKLENEN GALERİLER
ÖNE ÇIKANLAR
Fotoğraflarla Kürdistan’a dönen ilk hacı kafilesi
Başkent Hewler’de huzurevi
IŞİD’in son mevzisinden kaçış...
Kürdistan Parlamentosu'nun yeni üyeleri yemin etti
12345678
- Süleyman ÇevikKürtçe zorunlu eğitim bir haktır!
- Ersin TekGeleceğin Önündeki Engel: Geçmiş!
- Roşan LezgînZazakî Kur’an Meali ve İncil çevirisi
- Bayram BozyelSri Lanka; İktidar hırsının trajik sonuçları
- Abdullah Can“Bediüzzaman’ın hançeri” mi, Bediüzzaman’ı hançerlemek mi? (5)
- Mustafa Özçelik‘’Helalleşme’’ söylemini destekleyerek, kapsamlı helalleşmelere kapı ara
- Rahmetullah KarakayaBinelim kuşa gidelim Muş’a (2)
12
Sait Çürükkaya...
Antep'te sokak düğününe bombalı saldırı
Cizre'deki bodrumlarda ne yaşandı?
Nizamettin Ariç - Xakî Bîngol - Çîyayê Şengalê
12345678
- Murat YetkinSon üç gün, son üç soru
- Hayko BağdatKürtler TİP’e neden kırgınlar?
- Arzu YılmazKürt seçmenin seçimi ve dış politika
- Hediye LeventCIA Şefi neden Orta Doğu'da?
- İsmail Beşikci59 Yıl Sonra Şemdinli
- Mehmet Latif YıldızGüçlendirilmiş parlamenter sistem üzerine
- Akif BekiHDP’yi kapatmak neye yarar?
- Fehim TaştekinKürtler için lanet geri mi dönüyor?
- Ahmet TaşgetirenYargı sancısı -bumerangı unutmamak
- Fehmi KoruFırat’ın doğusuna gitmiyoruz, tamam. "Neden"...
- Aydın Doğanİstanbul seçimleri ve ötesi…
- Galip Dalayİran'a Sovyet modeli...
- Hakan AlbayrakMalcolm X
- Elif ÇakırBize ne oldu böyle?
- Orhan Kemal CengizHDP neden arabayı atın önüne koyuyor?
- Yaşar YakışFırat’ın doğusu sorunu askeri harekâtsız da çözümlenebilir mi?
- Mücahit BiliciDonald Trump’ın Zülkarneyn olarak portresi
- Tarık Ziya EkinciKılıçdaroğlu'nun Ahmet Türk'le görüşmesi bir skandaldır
- Akdoğan Özkan'ABD Çin ile Savaşacak'
- Murat SabuncuABD, Türkler ve Kürtler arasında 'çözüm' için devrede mi?
- Ahmet AltanMilliyetçilik ve Aydınlar
- Aslı AydıntaşbaşYalancı bahar mı ikinci bahar mı?
- Amberin Zaman‘Al papazı, ver papazı’ derken elde ne kaldı?
- Etyen MahçupyanErken seçim istemeyip ne yapsaydı?
- Kadri GürselÜç yıl sonra HDP yine anahtar
12345
RÖPORTAJ
Arzu Yılmaz: Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyareti Türkiye’den ABD’ye mesajKürt sorunu üzerine çalışmaları ile tanınan ve Kürdistan Bölgesinde de görev yapan Hamburg Üniversitesi Misafir Öğretim Görevlisi Dr. Arzu Yılmaz Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyaretini Evrensel'e değerlendirdi.
Türkan Elçi: 'Tahir hiçbir rüyamda benimle konuşmadı’Bugün Diyarbakır Barosu Tahir Elçi’nin öldürülmesinin beşinci yılı.
Kürt hukukçuya Yeni Zelanda'dan 'Küresel Etki ÖdülüERBİL (K24) - Kürt hukukçu Rez Gerdi, mültecilerle ilgili yaptığı çalışmalar ve gösterdiği çabalar nedeniyle Yeni Zelanda’da “Küresel Etki Ödülü”nü kazandı.
PSDK lideri: Kürtler ABD’yle doğrudan görüşmeliKürdistan Sosyalist Demokrat Partisi (KSDP) Genel Sekreteri Muhammed Haci Mahmud, Bağdat’la yaşanan bazı sorunlar konusunda kesin sonuçlar alınması için Kürtlerin ABD’yle doğrudan görüşmesi gerektiğini söyledi.
ÖZEL MAKALE
Konya’daki katliama ilişkin gözaltı sayısı 13’e çıktıKonya’da yedi kişinin katledildiği ırkçı saldırıya ilişkin gözaltına alınanların sayısı 13’e yükseldi.
Reuters: Türkiye sınıfta kaldıKoronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında Türkiye'de 2 haftadır hafta sonları akşamları sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. İngiliz haber ajansı Reuters'ın analizine göre bu yasaklar bir işe yaramadı.
Demirtaş hakkında yeni iddianame: 3 yıla kadar hapsi istendiAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı, Başsavcı Yüksel Kocaman'ı hedef gösterdiğini iddia ettiği HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş hakkında yeni bir iddianame hazırladı. İddianamede Demirtaş’ın 3 yıla kadar hapsi istendi.
Mesud Barzani: Kerkük; anılar, düşler ve düşüncelerBarzani, “Saddam Kerkük’ün Kürtlerin hakkı olduğunu kabul ediyor muydu?” şeklindeki soruya, “Şahsen kendisi bana, ‘Kerkük Kürt kentidir’ dedi."
KÜLTÜR SANAT
Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!Nûbihar dergisinin 165. Sayısı Kürt Dili Dosyası olarak çıktı.
Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!Nûbihar dergisinin yeni sayısı okuyucusuyla buluştu.
Nûbihar dergisinin 163. sayısı çıktı3 ayda bir Kürtçe yayınlanan Nûbihar dergisinin 163. sayısı zengin bir içerikle çıktı.
Feyruz, Suudi Arabistan’da konser vermeyi reddettiArap dünyasının yaşayan en büyük şarkıcısı Feyruz, Suudi Arabistan'ın insan haklarına saygı göstermediğine dikkat çekerek konser davetini reddetti.
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89
Tel : 0532 261 34 89
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.