Başbakan Tayyip Erdoğan‘tarihi’ olması beklenen bir ziyaret için gelecek hafta Washington’a gidiyor. Gittiğinde askeri törenle karşılanacak... Yalnızca çok özel konuklara tahsis edilen Blair House’da kalacak... ABD Başkanı Barack Obama’yla görüşmesi için ayrılan süre hayli uzun... Görüşmenin ardından uluslararası medyanın katılacağı bir de basın toplantısı düzenlenecek...
ABD yönetimi Türkiye’den gelecek konuğuna önemini hissettirmek için elinden geleni yapmaya kararlı görünüyor...
Keşke bu ziyaret bir ay önce gerçekleşseydi.
Türkiye-ABD ilişkileri en parlak dönemlerinden birini yaşıyor. Sorunlu bir coğrafyada en köklü sorunlarını geride bırakmaya kararlı bir ülke Türkiye; bölgeyi kana bulayan sorunların çözümünde de anahtar ülke... ‘Arap baharı’ diye adlandırılan demokratik uyanışın ‘ilham kaynağı’ olduğu gibi, silâhlı çatışmanın sürdüğü Suriye’den en fazla sığınmacı kabul etmiş ülke de Türkiye...
İki ülkenin birbirlerinden beklentileri büyük; liderlerin görüşmesine ayrılan zamanın uzun olmasının sebebi bu. Tayyip Erdoğan’ın Barack Obama’yı iknaya çalışacağı konular hiç de az olmadığı gibi bunun tersi de doğru: Obama’nın Erdoğan’dan beklentileri de hayli fazla...
Pek çok konuda ortak bir noktaya fazla zorlanmadan varacaktır iki lider; Suriye konusu ise çok vakitlerini alacak, hem de beklenenden daha çok... Sebebi şu: Son bir ay içerisinde meydana gelen gelişmeler yüzünden iki ülkenin Suriye politikalarında ara galiba açılmaya başladı.
Üç hafta önce Boston’da patlayan, üç kişinin ölümüne 200’den fazla insanın yaralanmasına yol açan bombalar, Washington’u Ankara’nın yanından uzaklaştırıp Moskova’ya yakınlaştırmışa benziyor...
“Yazmadın” diyemezsiniz, çünkü bu tür gelişmelerin yaşanacağını, eylemi duyar duymaz kaleme aldığım yazıda öngörmüştüm.
Eylemi yaptığına inanılan iki kardeşin etnik ve dini özellikleri bu tavır değişikliğinin en önemli sebebi. Hayrettir, Üsame bin Laden’i ‘lider’ bilen bir grubun eseri olan 11 Eylül, evet 2600 civarında Amerikan vatandaşının hayatına mal oldu, ama esas zararı 1,5 milyar nüfuslu İslâm Dünyası çekti, çekiyor... Oysa eylemin amacı ABD’ye ve temsil ettiği değerlere zarar vermekti... Aynı durum Boston’daki bombalama eylemi için de söz konusu; Çeçen biraderler güya uğruna eylem yaptıkları değerlere büyük zarar verdiler.
Hem de yargı tarafından henüz resmen ‘suçlu’ ilân edilmedikleri halde...
Obama ve dışişleri bakanı John Kerry Moskova’daki makamdaşları Vladimir Putin ve Sergei Lavrov’la defalarca görüştüler bu üç hafta içerisinde ve daha önce Rusya’ya yönelttikleri eleştirilerin çoğundan vazgeçtiler. Kerry Suriye’ye bakışlarının Boston eylemi sonrasında çok değiştiğini Moskova’da kendisi ifade etti.
Bu Moskova’nın savunageldiği ‘Beşşar Esad’lı çözüm’ formülüne Washington’un yakınlaşması mı demek? Türkiye’nin kabulde müthiş zorlanacağı formül bu.
Tayyip Erdoğan’ın ikna gücünü biliyoruz; ayrıca Türkiye’nin izlediği Suriye politikası da kan dökmekten çekinmeyen bir rejimin gitmesi gibi haklı bir talebe dayanıyor.
Ziyaret bu sebeple olağanüstü ilginç geçecek...
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.