Atılan işaret fişeğiyle paralel bir kampanya başladı medyada. Saldırgan Osman Sarıgün'ü sevdirme, saldırıya uğrayan Kılıçdaroğlu'ndansa nefret ettirme kampanyası...
Başsavcılık, saldırganların terör ve organize provokasyon bağlantılarını soruşturuyordu. Sonucunu, paralel güdümlü medya açıkladı.
Buna göre provokasyon bulgusu yok, terörle ilişkilendirilmesi kabul edilemez, planlı ve organize bir eylem değil, spontane gelişmiş doğal tepki, Sarıgün'e saldırgan demek bile saygısızlık, kelepçeli fotoğrafı vicdanları yaraladı, Kılıçdaroğlu suçu kendinde arasın, mesajı alsın ve halkın rahatsızlığını gidermeye yani kendini affettirmeye baksın, seçim öncesi söylem ve ittifaklarını hazmedemedi millet, anayasal protesto hakkını kullandı, maksadı aşsa da saldırıyı yapan protestocu halktı, bu toplumsal öfkeyi karalamak yerine anlamaya çalışması lazım, kızgın bir grup marjinal denilemez, münferit olay değil, organize suç çetesi de değil, terörist muamelesi kesinlikle yapılamaz vesair...
Araya şiddetin asla tavsip edilemeyeceğine dair ama'lı cümleler de sıkıştırılıyor tabii, yasak savma kabilinden.
"Partimizi ve arkadaşlarımızı gizli fail ve azmettirici gibi göstermeye kalkışmasın kimse...Akkuzulular sert insan, 'ne geziyor burada, köye sokmayın' denmişse...Arkasında provokasyon, oyun, tuzak, organize tertip varsa hiçbir şey gizli kapaklı kalmamalıdır" demiyor muydu oysa Bahçeli?
'Sokmayın' diyen bir gizli failden, bir azmettiriciden, bir organize provokasyondan, bir örgüt bağından şüphelenmeye yer var demek ki.
SALDIRAN MELEK, SALDIRILAN ŞEYTAN
'Osman amca', bir anda fiili saldırganlıktan ortak hislere tercüman olan milli bir kahramanlığa terfi ettiriliyor. Tezahürat ve alkış gırla!
Kılıçdaroğlu'nun, maruz kaldığı suça zemin hazırlamak ve saldırganları üzerine saldırtmaktan niye hala tutuklanmadığını sorgulatmalarına ramak kaldı. Ha bugün ha yarın...
Şimdilik neden bunu hak ettiğini kendine sormaya, şapkasını önüne koyup düşünmeye çağrılıyor CHP lideri.
Sevimlileştirilen cici saldırgan Osman Amca'nın ne demeye tutuklandığı, bu zulme sessiz kalınamayacağı çığlıkları da işitilmeye başlandı zaten.
Gözaltına alınanlara yöneltilen suçlama 'suça teşvik'. Fakat yanlış tarafa yöneltiliyormuş bu suçlama. Manipülasyonlarla, çarpıtmalarla, suni algı aldatmacalarıyla gerçek tersyüz ediliyormuş. Halkımız artık bu kurgulara kanmıyormuş.
Yani kışkıranları kışkırtarak suça teşvik eden Kılıçdaroğlu'nun kendisi. Acısına yenilen ve terörle siyasi işbirliğini yediremeyen masum ve hassas bir vatanseverden başkası değilmiş 'Osman Amca'...
Halbuki Osman Amcaları, ifadesinde ağzıyla söylüyor, "Kılıçdaroğlu'nu terör destekçisi gösteren haberlerden etkilendim" diye...
Dün o haberlerden biri daha çıktı Yeni Şafak'ta. "Terör örgütü PKK elebaşı Duran Kalkan, CHP'nin HDP desteğiyle kazandığını söylerken işbirliğini daha ileriye taşımalarını istedi" spotuyla anons edilmişti.
Ama açıp okuduğunuzda, HDP ile ittifak yapmadığı için Kalkan'ın CHP'yi kıyasıya uyardığını ve yerdiğini görüyorsunuz. "CHP niye HDP ile ittifak yapmıyor? HDP'nin bir marazı mı var? Yasalara göre kurulmuş bir parti" şeklinde hariçten gazel okuyor.
GERÇEK YALANLA SIVANABİLİR Mİ?
Sonuna kadar haklılar, algı çarpıtmaları tutmaz, nafile! Gerçeği istediğiniz gibi olduğundan farklı sunun, er veya geç foyası çıkıyor ortaya.
Ha, ondan önce algı operasyonlarınızdan etkilenen birileri çıkarsa emelinize ulaşmış olursunuz, o ayrı. Kışkırtma sorumluluğunu da hedef gösterdiğiniz kimsenin üstüne yıktınız mı, sıyrılıverirsiniz provokasyonun içinden.
Milleti birbirine kırdırtmadan rahatlamayacaklar demeye dilim varmıyor. Ama seçtikleri kurbanı tutuklatmadan rahatlamaları zor, onu söyleyebilirim.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.