Nejdet Atalay (Batman), Ramazan Uysal (Şırnak), M. Nuri Güneş (Iğdır), Abdullah Akengin (Diyarbakır Dicle), Nadir Bingöl (Diyarbakır Ergani), Zülküf Karatekin (Diyarbakır Kayapınar), Aydın Budak (Şırnak Cizre), Emin Toğurlu (Şırnak Silopi), Resul Sadak (Şırnak İdil), Yusuf Temel (Şırnak Beytüşebbap), Abdürrezak Yıldız (Şırnak Balveren), Abir Durak (Şırnak Kumçatı), Çağlar Demirel (Mardin Derik), Ferhan Türk (Mardin Kızıltepe), Ahmet İnci (Mardin Dargeçit Kılavuz), Mehmet Melih Oktay (Siirt Eruh), Leyla Güven (Şanlıurfa Viranşehir), Etem Şahin (Şanlıurfa Suruç), İhsan Güler (Van Başkale), Ruken Yetişkin (Hakkari Yüksekova), Lezgin Bingöl (Bitlis Hizan Kolludere), Ayhan Ekmen (Kars Digor Dağpınar).
Bunlar KCK operasyonları kapsamında tutuklu bulunan BDP’li belediye başkanları. Şırnak Uludere Belediye başkanı Şükrü Sincar hakkında da yakalama kararı bulunuyor. Ayrıca daha önce DTP’den seçilmiş Ahmet Ertak (Şırnak), Hüseyin Kalkan (Batman), Kazım Kurt (Hakkari), Emrullah Cin (Viranşehir), Fırat Anlı (Diyarbakır Yenişehir), Salih Yıldız (Yüksekova) gibi eski belediye başkanları da uzun bir süredir tutuklu. Sonradan milletvekilliği iptal edilen Hatip Dicle’nin de aralarında bulunduğu, son genel seçimlerde büyük oy olarak seçilmiş 6 milletvekili, yani Faysal Sarıyıldız, Selma Irmak (Şırnak), Gülser Yıldırım (Mardin), İbrahim Ayhan (Şanlıurfa) ve Kemal Aktaş (Van) da KCK soruşturması nedeniyle cezaevindeler. Bunlara ek olarak çok sayıda belediye yöneticisi, DTP ve BDP’nin değişik kademelerinden siyasetçiler, gazeteciler, aydınlar da KCK davalarında yargılanıyor. (Bu vesileyle Prof. Büşra Ersanlı’ya bir kez daha bu köşeden selam yollayalım.)
Peki bütün bu gözaltılar, tutuklamalar ve yargılamalardan ne elde edildi? Açıkçası elle tutulur bir şey görülmüyor. KCK operasyonları, Kürt siyasi hareketini tasfiye etmek, hatta geriletmek bir yana, onun daha da kitleselleşmesine, Kürtlerin önemli bir bölümünün devletle aralarını daha da açmasına yol açtı. Ve çıplak gözle bakıldığında devletin bu stratejide inat ettiği görülüyor. Umarım, bizim görmediğimiz, duymadığımız bazı girişimler vardır aksi takdirde gidiş hiç de iyi değil.
“Makale teröristi”
Elimde bir kitapçık: “Makale Teröristi” Mahmut Alınak. Kars ve Şırnak eski milletvekili Alınak’ın değişik yazılarını oğlu ve avukatı Halit Sinan Alınak bir araya getirmiş. Çünkü babası bir süredir KCK davasından dolayı tutuklu olarak yargılanıyor. Kandıra 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde yatan Alınak, geçen Kasım ayı sonunda ağırlıkla avukatlara yönelik olarak yapılan operasyonda gözaltına alınmış, serbest bırakıldıktan hemen sonra savcının itirazıyla 7 Aralık günü tutuklanmıştı. Yakınları “kuryelik”le suçlanan Alınak’ın esas olarak makaleleri ve teleizyon programlarında söyledikleri nedeniyle tutuklandığına inanıyor. Bu arada, Kürt siyasi hareketi içinde hep bağımsız tutumuyla tanınan Alınak’ın, bağımsız aday olup seçilemediği 2007 seçimlerinin ardından DTP-BDP çizgisinden iyice ayrı düştüğünü ve tek başına mücadele ettiğini hatırlatalım.
Hizbullah gerçeği
Pazar günü İstanbul Kazlıçeşme’de “Peygamber Sevdalıları Platformu” tarafından Kutlu Doğum etkinliği düzenlendi. Medyanın çok fazla ilgi göstermediği bu toplantı, Hizbullah’ın son derece önemli bir toplumsal tabana sahip olduğunu bir kere daha gösterdi.
Uzun bir süredir, çeşitli yasal kuruluşlar etrafında yepyeni bir stratejiyle faaliyetlerini sürdüren Hizbullah, yine Kutlu Doğum kapsamında benzer toplantıları Diyarbakır başta olmak üzere Güneydoğu’da gerçekleştirmişti. Kazlıçeşme’deki miting gibi etkinlikse Hizbullah’ın sadece bir bölgeyle sınırlı olmadığını, Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı her yerde kökleri bulunduğunu gözler önüne serdi. Bu bağlamda Hizbullah’ın Avrupa’da göçmen işçiler arasında da hayli örgütlü olduğunu duyuyoruz.
PKK’nın başını çektiği Kürt siyasi hareketi baskı yoluyla, Hizbullah’ın öncülüğündeki radikal Kürt İslamcılığıysa görmezden gelinerek safdışı bırakılmak isteniyor. Ama olmuyor.
Asıl soru şu: Birbirlerinden ayrı bir şekilde kitleselleşen PKK ve Hizbullah’ın yolları bir süre sonra kesişebilir mi? Kesişirse ne olur?
Bunlar KCK operasyonları kapsamında tutuklu bulunan BDP’li belediye başkanları. Şırnak Uludere Belediye başkanı Şükrü Sincar hakkında da yakalama kararı bulunuyor. Ayrıca daha önce DTP’den seçilmiş Ahmet Ertak (Şırnak), Hüseyin Kalkan (Batman), Kazım Kurt (Hakkari), Emrullah Cin (Viranşehir), Fırat Anlı (Diyarbakır Yenişehir), Salih Yıldız (Yüksekova) gibi eski belediye başkanları da uzun bir süredir tutuklu. Sonradan milletvekilliği iptal edilen Hatip Dicle’nin de aralarında bulunduğu, son genel seçimlerde büyük oy olarak seçilmiş 6 milletvekili, yani Faysal Sarıyıldız, Selma Irmak (Şırnak), Gülser Yıldırım (Mardin), İbrahim Ayhan (Şanlıurfa) ve Kemal Aktaş (Van) da KCK soruşturması nedeniyle cezaevindeler. Bunlara ek olarak çok sayıda belediye yöneticisi, DTP ve BDP’nin değişik kademelerinden siyasetçiler, gazeteciler, aydınlar da KCK davalarında yargılanıyor. (Bu vesileyle Prof. Büşra Ersanlı’ya bir kez daha bu köşeden selam yollayalım.)
Peki bütün bu gözaltılar, tutuklamalar ve yargılamalardan ne elde edildi? Açıkçası elle tutulur bir şey görülmüyor. KCK operasyonları, Kürt siyasi hareketini tasfiye etmek, hatta geriletmek bir yana, onun daha da kitleselleşmesine, Kürtlerin önemli bir bölümünün devletle aralarını daha da açmasına yol açtı. Ve çıplak gözle bakıldığında devletin bu stratejide inat ettiği görülüyor. Umarım, bizim görmediğimiz, duymadığımız bazı girişimler vardır aksi takdirde gidiş hiç de iyi değil.
“Makale teröristi”
Elimde bir kitapçık: “Makale Teröristi” Mahmut Alınak. Kars ve Şırnak eski milletvekili Alınak’ın değişik yazılarını oğlu ve avukatı Halit Sinan Alınak bir araya getirmiş. Çünkü babası bir süredir KCK davasından dolayı tutuklu olarak yargılanıyor. Kandıra 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde yatan Alınak, geçen Kasım ayı sonunda ağırlıkla avukatlara yönelik olarak yapılan operasyonda gözaltına alınmış, serbest bırakıldıktan hemen sonra savcının itirazıyla 7 Aralık günü tutuklanmıştı. Yakınları “kuryelik”le suçlanan Alınak’ın esas olarak makaleleri ve teleizyon programlarında söyledikleri nedeniyle tutuklandığına inanıyor. Bu arada, Kürt siyasi hareketi içinde hep bağımsız tutumuyla tanınan Alınak’ın, bağımsız aday olup seçilemediği 2007 seçimlerinin ardından DTP-BDP çizgisinden iyice ayrı düştüğünü ve tek başına mücadele ettiğini hatırlatalım.
Hizbullah gerçeği
Pazar günü İstanbul Kazlıçeşme’de “Peygamber Sevdalıları Platformu” tarafından Kutlu Doğum etkinliği düzenlendi. Medyanın çok fazla ilgi göstermediği bu toplantı, Hizbullah’ın son derece önemli bir toplumsal tabana sahip olduğunu bir kere daha gösterdi.
Uzun bir süredir, çeşitli yasal kuruluşlar etrafında yepyeni bir stratejiyle faaliyetlerini sürdüren Hizbullah, yine Kutlu Doğum kapsamında benzer toplantıları Diyarbakır başta olmak üzere Güneydoğu’da gerçekleştirmişti. Kazlıçeşme’deki miting gibi etkinlikse Hizbullah’ın sadece bir bölgeyle sınırlı olmadığını, Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı her yerde kökleri bulunduğunu gözler önüne serdi. Bu bağlamda Hizbullah’ın Avrupa’da göçmen işçiler arasında da hayli örgütlü olduğunu duyuyoruz.
PKK’nın başını çektiği Kürt siyasi hareketi baskı yoluyla, Hizbullah’ın öncülüğündeki radikal Kürt İslamcılığıysa görmezden gelinerek safdışı bırakılmak isteniyor. Ama olmuyor.
Asıl soru şu: Birbirlerinden ayrı bir şekilde kitleselleşen PKK ve Hizbullah’ın yolları bir süre sonra kesişebilir mi? Kesişirse ne olur?
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.