Diyarbakır-Mardin karayolu üzerinde bulunan Ezidi sığınmacı kampının kapısında hareketlilik var. Aralarında Al-Monitor yazarının da bulunduğu bir grup gazeteci kampı ziyaret etmek istiyor. Ancak kapıda bulunan görevliler kampa girişlerin yasaklandığını söyleyerek izin vermiyor. Görevlilerin her zamankinden farklı olduğu hemen göze çarpıyor. Daha önce belediye çalışanlarının görev yaptığı kamp kapısında bu kez, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) üniformalı görevlileri gelenleri karşılıyor. Kampa girişlere hiçbir şekilde izin verilmiyor. Giriş için valilikten izin alınması gerektiği ifade ediliyor. Kamp kapısında görüşmek istediğimiz bir Ezidi ise bir görevli tarafından kolundan çekilerek kampın içine alınıyor ve konuşmasına izin verilmiyor. Al-Monitor’un duyabildiği tek cümle “Bize kampı boşaltmamızı söylediler.” Daha fazla konuşmasına izin verilmiyor.
Bir süre öncesine kadar Diyarbakır’ın Yenişehir Belediyesi’ne bağlı olan kamp da bölgedeki siyasi gelişmelerden etkilendi. Nedeni ise belediyenin Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) tarafından yönetilmesiydi. DBP’nin yönettiği belediyelerin başkanlarını görevden alan hükümet yerlerine kayyum atamaya başladı. Kayyuma devredilen belediyelerden biri de Yenişehir’di. Belediye başkanının yerine kaymakam atanınca kampın kaderi de değişti.
Yeni belediye yönetimi Ezidilerin AFAD’a ait kamplara gönderilmesini kararlaştırdı. Karar kamp sakinlerine bildirildi. Kamp sakinlerinden birkaç temsilci diğer kamplara giderek inceleme yaptı.
Kampa girişlere izin verilmese de alışveriş için dışarı çıkan Ezidilerle konuşma imkânı buluyoruz. Beş kişilik ailesiyle üç yıldır kampta kalan Halef Smoki şehir merkezine gitmek için araba beklerken Al-Monitor’un sorularını yanıtlıyor. “Durumumuz çok kötü” diye söze başlayan Smoki, kampı boşaltmaları talimatı verildiğini söylüyor. Smoki şöyle devam ediyor: “Üç yıldan bu yana bu kamptayız, Allah rızası için bize yemek veriyorlardı, bize bakıyorlardı. Şimdi ‘çıkın’ diyorlar. Şimdi ‘Ne yemek vereceğiz, ne su vereceğiz elektriğinizi de keseceğiz’ diyorlar, bize ‘buradan çıkın’ diyorlar. Bu kış ortası bu çocukları nereye götürelim? Doktor yok, doktorumuzu aldılar bizden. Hiçbir yerimiz kalmadı. Biz hükümetin emri altındayız ne yaparlarsa onu yapacağız. Kalabilirsek, kalacağız. Ayın birine kadar süre tanıdılar bize. Ekmek su elektrik vermezlerse ne yapacağız?”
Smoki ile birlikte araba bekleyen Kasım İsmail de dertli. Al-Monitor’un sorularını yanıtlayan İsmail şöyle diyor: “Bize kampı boşaltmamızı söylediler. Ne yapacağız bilmiyoruz? Nereye gideceğiz bilmiyoruz? Yerimizden kalmak istiyoruz. Şengal’a gidemiyoruz, orası yıkıldı. Bizi ya başka bir devlete götürün ya bir şey yapın. Kimse bir şey yapmadı. Bir şeyimiz kalmadı durumumuz çok kötü. Diğer kampları bilmiyorum ama buraya alıştık.”
Kampın içerisine giremediğimiz için çevresinde geziyoruz. Dört tarafı dikenli tellerle çevrili. Dikenli tellerin arkasından dışarıyı izleyen iki kişi dikkatimizi çekiyor. Tellere yaklaşıp konuşmak istiyoruz. Birinin adı İlyas İsmail Şerkani. Olanlara tepkili. Tellerin arkasından Al-Monitor’a konuşan Şerkani, “‘Ekmeğinizi keseriz, suyunuzu keseriz, elektriğinizi keseriz’ diyorlar. Bize ‘Buradan çıkın ya Midyat ya da Şanlıurfa’ya gidin’ diyorlar. Burada kalmak istiyoruz ama bırakmıyorlar” diyor.
Halkların Demokratik Partisi’nin Ezidi milletvekili Feleknas Uca konuyu meclis gündemine taşıdı. Uca, Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması için bazı sorular sordu:
- Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanı’nın Ezidilerin kaldığı Diyarbakır Fidanlık Kampını ziyaret ederek bu kampın kapatılacağını ve burada kalan Ezidilerin AFAD’a bağlı farklı kamplara gönderileceğini söylediği iddiaları doğru mudur?
- Bu iddialar doğru ise bin 29 Ezidi’nin kaldığı kamp ne amaçla kapatılmak isteniyor?
- Ne zaman kampın kapatılması planlanıyor?
- Diyarbakır Fidanlık Kampı’nın AFAD’a bağlanmasının gerekçesi nedir?
- Diyarbakır Fidanlık Kampı’nda kalan Ezidilerin AFAD’a bağlı hangi kamplara gönderilmesi planlanıyor?
- Midyat, Nusaybin, Kahramanmaraş, Gaziantep ya da Malatya kamplarına gönderileceği iddiaları doğru mu? Bu iddialar doğru ise Ezidiler için yeni bir kamp mı inşa edilecek; yoksa Ezidiler Suriyeli sığınmacılar ile aynı kampta mı kalacak?
- Bu iddialar doğru ise bu kararın yasal gerekçesi nedir? Benzer şekilde, bir yıldır kampa psiko-sosyal hizmet desteği veren ve gıda yardımı yapan Hayata Destek İnsani Yardım Derneği’nin yürüttüğü çalışmanın durdurulduğu iddiaları doğru mudur? Bu iddialar doğru ise söz konusu uygulamanın gerekçesi nedir?
- DAEŞ’in uyguladığı soykırımdan kaçıp ülkemize gelen ve iki buçuk yıldır Diyarbakır Yenişehir Belediyesi, Diyarbakır halkı ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarının psikolojik desteği ile hayatta kalan Ezidi toplumunun halkla olan ilişkilerinin kesilerek, halktan koparılarak, cezaevi koşullarına benzer koşullara tabi kılınmasındaki amaç nedir?
- Fidanlık Kampı’nın AFAD’a bağlanması ile dini inançlarından dolayı soykırıma maruz kalarak ülkemize gelen bu kişilere psikolojik desteğin sağlanması konusunda ne gibi planlamalarınız var?
Kampın devredildiği AFAD’ın yetkilileriyle konuşmak istiyoruz. Ancak yetkililer konuşma talebimizi kabul etmiyor. Kampa girişimize izin vermeyen görevliler ise kimseyi zorla çıkarmayacaklarını söylüyor. İsimlerinin kullanılmaması şartıyla konuşan görevliler kamptan çıkmak istemeyenlerin kalabileceklerini belirtiyor. Ancak yemek, su, elektrik gibi temel ihtiyaçların kesilmesi halinde kampta yaşama olanağı kalmayacak. Bu durumda Ezidiler diğer kamplara geçmek zorunda kalacak.
Kampın tahliye haberi ise daha bu yazı bitmeden geliyor. Al-Monitor’un telefonla ulaştığı bir kamp sakini ailelerin eşyalarını toplamaya başladığını söylüyor. Adını açıklamak istemeyen kamp sakini “Tam düzenimizi sağlamışken bir karar çıkarılıp yerimizin değiştirileceğini söylüyor. Gitmeyi istemiyoruz ama mecburuz. Bize başka seçenek kalmıyor. Elimizde olsa toprağımızı terk etmezdik. Çaresiziz. Buradan çıkmamız isteniliyor. Mecburen çıkacağız. Yapabileceğimiz bir şey yok” diyor.
Kamptan ayrılan Ezidiler şimdi gruplar halinde Mardin’in Midyat ilçesindeki AFAD’a ait kampa götürülecek ve yerleştirilecek.
Aslında diğer kampların şartları Diyarbakır’daki kampa nazaran oldukça iyi. Ezidilerin buna rağmen gitmek istememelerinin nedeni ise güvenlik endişeleri. Müslümanlara göre Ezidiler şeytana tapıyor. Bu inanış nedeniyle Ezidiler tarihleri boyunca 70’i aşkın kez katliamla karşılaştılar. Halen bu korkularını yenemeyen Ezidiler gidecekleri yerde baskı görmekten endişeli.
Gönüllülerin ve belediyelerin yardımlarıyla ayakta duran kampın sakinleri son günlerde zaten zor günler yaşıyordu. Nedeni yardımların azalması ve belediyelerin yeterli kaynak ayıramamasıydı. Birçok kişi hasta olmasına rağmen ilaç bulunamıyordu. Üç yıldır açık olan kampın nüfusu 5 binlerden bin 250’ye kadar düştü. Bir kısmı Avrupa’ya gitti, bir kısmı ise Irak’a geri döndü. Kalanlar ise zor şartlara rağmen kampı terk etmedi. Her ne kadar kampı terk etmek istemeseler de Ezidiler üç yıl sonra, şimdi yeniden yollara düşmüş durumda. Yeni kampta yeni bir yaşam kurmaya çalışacaklar. (Al-Monitor)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.