DÜN önce Habertürk’te Zülfikar Ali Aydın’ın, PKK/KCK yöneticilerinin, “Öcalan’ın atacağı adımlara bağlı kalma” kararı aldığı, bunu Kandil’e gelen HDP heyetine ilettiği haberi geldi. Habere göre, Suriye ve Irak’ta (IŞ)İD ile savaş sürdüğü için mutlak anlamda silah bırakmanın şu aşamada söz konusu olmadığı, ancak Türkiye’deki silahlı güçlerin geri çekilmesinin kararlaştırıldığı da belirtiliyordu.
Daha sonra HDP heyetinin uzun yazılı açıklaması medyaya verildi. İçinden geçtiğimiz kritik döneme benzer anlarda Kandil’den gelen açıklamaların hemen hemen tümünde olduğu gibi hükümete eleştiriler ön plana çıkıyor, ama süreci riske atacak ölçüde meydan okumalardan dikkatli bir şekilde kaçınılıyordu.
TEMEL İTİRAZLAR
Hükümete yönelik bazı eleştirileri özetleyecek olursak:
-“Somut olarak müzakere başlıklarında kalıcı barışa gidecek çalışmalar yapmak yerine, kamuoyunda gerçekliğe tekabül etmeyen beklentiler üzerinden algı yönetimi oluşturma çalışmalarıyla zaman harcama”,
-“Müzakere mekanizmalarının oluşmaması, tarafsız bir izleme heyetinin çalışmaya başlamaması”,
-“Meclis’e sevk edilen İç Güvenlik Paketi’yle tüm toplumsal muhalefetin tamamen sindirilmek istenmesi.”
Özellikle İç Güvenlik Paketi’nin Kandil tarafından pazarlık konusu edilmek istendiği açık. Aslında bu paket hükümet tarafından, esas olarak Kürt siyasi hareketinin (KSH) kent merkezlerini temel çalışma (ve çatışma) alanı olarak benimsemesine cevaben hazırlanmıştı. Kandil de pakete direnişi ön plana alarak, bölgede kent merkezlerinde ele geçirdiği inisiyatifi bırakmaya niyeti olmadığını göstermiş oluyor.
Dikkat edilirse çözüm süreci bağlamında başlangıçta kırsal kesimdeki silahlı güçlerin Türkiye’yi terk etmesi pazarlık konusu ediliyordu. KSH’nin Cizre, Yüksekova, Hakkâri gibi merkezlerde yeni bir stratejiyi hayata geçirmesi, özellikle de Kobani nedeniyle 6-7 Ekim 2014 günlerinde yaşananlarla birlikte hükümetin temel kaygısı kent merkezlerinde “kamu düzeninin tesisi” oldu. Sonuçta bir süredir, Kandil’in ve her ne kadar hükümet çevreleri bu gerçeği örtmek istese de İmralı’nın ellerindeki en güçlü kozun kentlerdeki “kamu düzeninin tesisi” sorunu olduğunu söyleyebiliriz.
Ruşen Çakır'ın yazısı
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.