Yaz başından beri çıplak gözle izliyoruz, PKK'nın yeniden yürürlüğe soktuğu “çatışma stratejisi”nin iç içe üç ayağı var.
İlk ayak şu: Örgüt Suriye ve Irak'ta tuttuğu alanı pekiştirmeye ve meşruiyetini derinleştirmeye çalışıyor. Musul'a yapılacak operasyonda yer alma çabası, IŞİD karşısındaki yerel güç konumu, Ruslara sunduğu stratejik imkan, federasyon ilanı bunun işaretleri…
Bu “cephe”de rüzgar Kürtlerin ve Kürt hareketlerinin arkasında esiyor. Ancak burada PKK'nın yeri nedir sorusu ayrı bir bahis oluşturuyor. Barzani'yle rekabet, Rusya-ABD temaslarının bir kıskaca dönme ihtimali, göçmen politikasında AB ve Türkiye yakınlaşması ve İran faktörü, Kürt rüzgarının PKK'yı beklediği oranda beslemeyebileceğini ima ediyor.
İkinci ayak şudur: PKK stratejisi açısından yeni bir evreye geçmiş bulunuyor. “Vur-kaç ve gizli siyasi merkez mekanizmaları oluştur” yöntemi yerine, “yerleşik güç olma ve siyasi merkezi açık hale getirme (devletimsi işlevlerle alan kontrolü ve sistemin egemenliğini tartışılır kılma)” yolunu zorluyor. Bu zorlamanın karşılığı, Güneydoğu'da kimi yerleşim yerlerinde fiili ve silahlı özerklik ilanıyla izlenen şehir savaşı stratejisi olarak karşımıza çıkıyor.
Bu “cephe”de örgüt istediği başarıyı elde edemese de, askeri kayıplar yaşasa da, arzu ettiği kaosu üretiyor, kamu düzeninin doğal akışını bozarak devletin egemenlik alanlarını deliyor.
Ancak sonuç bundan ibaret değil. Zira bu stratejinin bedelini önce Kürtler ödüyor. Sağlık Bakanlığı'nın rakamlarına rağmen, bugüne 355.000 kişi çatışma bölgelerinden göç etmiş durumda. Vahap Çoşkun, ricam üzerine gönderdiği istatistiki bilgiler içeren bir notta şunları yazıyordu: “Yerinden olan yurttaşların büyük çoğunluğunu 1990'lı yılların zorla yerinden etme sürecinin mağdurları oluşturuyor. Büyük bir toplumsal travmadan sonra büyük zorluklarla kentlerin varoşlarına yerleşen ve bin bir güçlükle yeni bir hayat kuran zorunlu göç mağdurları 20 yıl sonra ikinci kez yerlerinden edildi…”
Tahrip edilen kentleri, altüst kamu ve pazar düzenini, yiten canları hiç saymıyoruz.
Dün göçü ve bu tabloyu devletin politikaları üretiyor, tahrik ediyordu.
Bugün bunun asli sorumlusu Kürt hareketi…
Nitekim bölge insanın, özellikle kentlerdeki orta sınıfların tepkisi devlete yöneldiği kadar, PKK'ya yöneliyor.
Kaos politikasının bu sonucu PKK ile bölge ilişkisini olumsuz anlamda ne kadar etkileyecektir, bilinmez, ancak bir noktada Bumerang sisteminin çalışacağı muhakkaktır.
Üçüncü ayak, Ankara'da askeri servis araçlarına ve Güven Parkına yapılan saldırılarla kendisini gösterdi. Bunu, Kandil'in, Batı'da büyük şehirlerde canlı bomba eylemleriyle iktidarı sıkıştırmak ve kaos-meydan okuma politikasını pekiştirmek stratejisi olarak tanımlamak gerekir.
Bu “cephe”de PKK açısından işler önemli ölçüde sarpa sarmış görünüyor. Son iki saldırısında çoğu sivil 70 insan can verdiği dikkate alınırsa, uluslararası düzeyde “meşruiyet” peşinde koşan bir örgütün sivillere yönelik eylemler yapması oluşturması, bu iki hususun içerdiği çelişki, büyük ihtimalle Kandil'i ürkütmüştür. Pek çok gözlemci gibi Mesut Yeğen'in Deutsche Welle'ye yaptığı değerlendirme de bu istikamette. Şöyle diyor: “Örgütün hem popülaritesini, hem de askeri gücünü aynı anda kaybetme riskini göze alabileceğini sanmıyorum. Çünkü hem içeride, hem de uluslararası destek anlamında büyük tepki ile karşılaşıyor. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte bu tarz katliam eylemlerini planlarken iki kez düşüneceklerdir...”
Peki ya muhtemel sonuçlar?
Üç husus öne çıkıyor:
-Kandil Güneydoğu'da sürdürdüğü ayaklanma politikasından geri adım atmayacak, ancak kitlesel eylemlerden uzak durmak zorunda kalacaktır. Bu, örgütün şiddet etki alanının daralması anlamına gelir ve önemlidir.
-Örgütün Güneydoğu'daki ayaklanma politikasının devam etmesi, bu, bölgede kronik savaş-ihlal alanlarının oluşmasına, bu alanlarda silah mantığının hakim olmasına, polis devletin filiz vermesine ve bunların ülkenin Batı'nda için sıradanlaşmasına yol açma ihtimali yüksektir.
-Bu örgüt, bu tür silahlı örgütler için şiddet politikalarıyla yol ve sonuç almak artık çok zordur. Meşruiyet ve şiddet arasındaki paradoks, eninde sonunda Kandil'e de siyaset tercihinin önemli olduğu gösterecektir. Bu koşullarda HDP önünde kullanabilirse, yeni bir hareket alanı ve şansı bulacaktır.
- BIST 9549.17
- Altın 3683.008
- Dolar 38.0068
- Euro 41.5041
- İstanbul 9 °C
- Diyarbakır 20 °C
- Ankara 8 °C
- İzmir 15 °C
- Berlin 14 °C
- Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!
- Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!
- Gazeteci Evrim Kepenek'e kelepçeli gözaltı!
- Gazeteci Sinan Aygül'e saldıran korumalar tutuklandı
- 15 barodan gazeteci Sinan Aygül’e yönelik saldırıya kınama
- İbrahim Kalın MİT Başkanlığına atandı
- Çanakkale ve Balıkesir'de art arda deprem
- Buldan ve Sancar eş başkanlığı bırakacaklarını açıkladı
- Başak Demirtaş: Selahattin adaylığını üç kez iletti
- Şenyaşar ailesi: ‘Gereken yapılmazsa ‘adalet’ pankartını Meclis’e asacağız’
- Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni kabineyi açıkladı
- HDP’li yönetici: Demirtaş’ın talebi genel merkezimize ulaşmadı
- Biden, sahnede yere düştü
- Demirtaş: HDP, cumhurbaşkanı adaylığı talebimi gerekçesiz reddetti
- Selahattin Demirtaş: Aktif politikayı bırakıyorum
Kandil...

Ali Bayramoğlu / Gazeteci
- Yorumlar 0
- Facebook Yorumları
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
- Kapıdaki Rakka krizi04 Nisan 2017 Salı 22:48
- Genelkurmay gerçekten rahatsız mı?09 Mart 2017 Perşembe 22:39
- AKP’nin referandum kampanyası bile popülist-otoriter düzenin işareti mi?24 Şubat 2017 Cuma 08:59
- Kürt siyasi partileri ölümün eşiğinde16 Şubat 2017 Perşembe 10:43
- Referandum sonuçlarını belirleyecek üç unsur07 Şubat 2017 Salı 09:42
- Türk demokrasisi için son şanslar24 Ocak 2017 Salı 02:51
- Türkiye’de askerin siyasi rolü bitti mi?18 Ocak 2017 Çarşamba 00:33
- PKK stratejik çıkmazda mı?28 Aralık 2016 Çarşamba 21:10
- Erdoğan’ın piyasa ekonomisiyle savaşı13 Aralık 2016 Salı 01:46
- Türk usulü başkanlık sisteminin şifreleri29 Kasım 2016 Salı 07:06
- Kürt sorunu da Trump’ı bekliyor12 Kasım 2016 Cumartesi 03:21
SON EKLENEN GALERİLER
ÖNE ÇIKANLAR
Fotoğraflarla Kürdistan’a dönen ilk hacı kafilesi
Başkent Hewler’de huzurevi
IŞİD’in son mevzisinden kaçış...
Kürdistan Parlamentosu'nun yeni üyeleri yemin etti
12345678
- Süleyman ÇevikKürtçe zorunlu eğitim bir haktır!
- Ersin TekGeleceğin Önündeki Engel: Geçmiş!
- Roşan LezgînZazakî Kur’an Meali ve İncil çevirisi
- Bayram BozyelSri Lanka; İktidar hırsının trajik sonuçları
- Abdullah Can“Bediüzzaman’ın hançeri” mi, Bediüzzaman’ı hançerlemek mi? (5)
- Mustafa Özçelik‘’Helalleşme’’ söylemini destekleyerek, kapsamlı helalleşmelere kapı ara
- Rahmetullah KarakayaBinelim kuşa gidelim Muş’a (2)
12
Sait Çürükkaya...
Antep'te sokak düğününe bombalı saldırı
Cizre'deki bodrumlarda ne yaşandı?
Nizamettin Ariç - Xakî Bîngol - Çîyayê Şengalê
12345678
- Murat YetkinSon üç gün, son üç soru
- Hayko BağdatKürtler TİP’e neden kırgınlar?
- Arzu YılmazKürt seçmenin seçimi ve dış politika
- Hediye LeventCIA Şefi neden Orta Doğu'da?
- İsmail Beşikci59 Yıl Sonra Şemdinli
- Mehmet Latif YıldızGüçlendirilmiş parlamenter sistem üzerine
- Akif BekiHDP’yi kapatmak neye yarar?
- Fehim TaştekinKürtler için lanet geri mi dönüyor?
- Ahmet TaşgetirenYargı sancısı -bumerangı unutmamak
- Fehmi KoruFırat’ın doğusuna gitmiyoruz, tamam. "Neden"...
- Aydın Doğanİstanbul seçimleri ve ötesi…
- Galip Dalayİran'a Sovyet modeli...
- Hakan AlbayrakMalcolm X
- Elif ÇakırBize ne oldu böyle?
- Orhan Kemal CengizHDP neden arabayı atın önüne koyuyor?
- Yaşar YakışFırat’ın doğusu sorunu askeri harekâtsız da çözümlenebilir mi?
- Mücahit BiliciDonald Trump’ın Zülkarneyn olarak portresi
- Tarık Ziya EkinciKılıçdaroğlu'nun Ahmet Türk'le görüşmesi bir skandaldır
- Akdoğan Özkan'ABD Çin ile Savaşacak'
- Murat SabuncuABD, Türkler ve Kürtler arasında 'çözüm' için devrede mi?
- Ahmet AltanMilliyetçilik ve Aydınlar
- Aslı AydıntaşbaşYalancı bahar mı ikinci bahar mı?
- Amberin Zaman‘Al papazı, ver papazı’ derken elde ne kaldı?
- Etyen MahçupyanErken seçim istemeyip ne yapsaydı?
- Kadri GürselÜç yıl sonra HDP yine anahtar
12345
RÖPORTAJ
Arzu Yılmaz: Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyareti Türkiye’den ABD’ye mesajKürt sorunu üzerine çalışmaları ile tanınan ve Kürdistan Bölgesinde de görev yapan Hamburg Üniversitesi Misafir Öğretim Görevlisi Dr. Arzu Yılmaz Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyaretini Evrensel'e değerlendirdi.
Türkan Elçi: 'Tahir hiçbir rüyamda benimle konuşmadı’Bugün Diyarbakır Barosu Tahir Elçi’nin öldürülmesinin beşinci yılı.
Kürt hukukçuya Yeni Zelanda'dan 'Küresel Etki ÖdülüERBİL (K24) - Kürt hukukçu Rez Gerdi, mültecilerle ilgili yaptığı çalışmalar ve gösterdiği çabalar nedeniyle Yeni Zelanda’da “Küresel Etki Ödülü”nü kazandı.
PSDK lideri: Kürtler ABD’yle doğrudan görüşmeliKürdistan Sosyalist Demokrat Partisi (KSDP) Genel Sekreteri Muhammed Haci Mahmud, Bağdat’la yaşanan bazı sorunlar konusunda kesin sonuçlar alınması için Kürtlerin ABD’yle doğrudan görüşmesi gerektiğini söyledi.
ÖZEL MAKALE
Konya’daki katliama ilişkin gözaltı sayısı 13’e çıktıKonya’da yedi kişinin katledildiği ırkçı saldırıya ilişkin gözaltına alınanların sayısı 13’e yükseldi.
Reuters: Türkiye sınıfta kaldıKoronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında Türkiye'de 2 haftadır hafta sonları akşamları sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. İngiliz haber ajansı Reuters'ın analizine göre bu yasaklar bir işe yaramadı.
Demirtaş hakkında yeni iddianame: 3 yıla kadar hapsi istendiAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı, Başsavcı Yüksel Kocaman'ı hedef gösterdiğini iddia ettiği HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş hakkında yeni bir iddianame hazırladı. İddianamede Demirtaş’ın 3 yıla kadar hapsi istendi.
Mesud Barzani: Kerkük; anılar, düşler ve düşüncelerBarzani, “Saddam Kerkük’ün Kürtlerin hakkı olduğunu kabul ediyor muydu?” şeklindeki soruya, “Şahsen kendisi bana, ‘Kerkük Kürt kentidir’ dedi."
KÜLTÜR SANAT
Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!Nûbihar dergisinin 165. Sayısı Kürt Dili Dosyası olarak çıktı.
Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!Nûbihar dergisinin yeni sayısı okuyucusuyla buluştu.
Nûbihar dergisinin 163. sayısı çıktı3 ayda bir Kürtçe yayınlanan Nûbihar dergisinin 163. sayısı zengin bir içerikle çıktı.
Feyruz, Suudi Arabistan’da konser vermeyi reddettiArap dünyasının yaşayan en büyük şarkıcısı Feyruz, Suudi Arabistan'ın insan haklarına saygı göstermediğine dikkat çekerek konser davetini reddetti.
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89
Tel : 0532 261 34 89
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.