• BIST 9275.5
  • Altın 3771.987
  • Dolar 38.0028
  • Euro 41.9655
  • İstanbul 8 °C
  • Diyarbakır 20 °C
  • Ankara 5 °C
  • İzmir 12 °C
  • Berlin 14 °C

İşte oyun böyle bozulur

Hilal Kaplan

Başkan Obama’nın ikinci döneminde, Dışişleri Bakanı Hillary Clinton iken, ibrenin Ortadoğu’dan Asya Pasifik’e kaydırılması politikası uygulanmaya başlamıştı ki ABD’nin Libya Büyükelçiliği kanlı bir şekilde basıldı. Büyükelçi dahil konsolosluk görevlileri feci biçimde öldürüldü. Bu hem Clinton’ın bakanlığına hem de ABD’nin ibreyi tekrar Ortadoğu’ya çevirmesine sebep oldu. Daha önce kerhen de olsa desteklenen Arap Baharı tersine çevrildi. Mısır’daki faşist darbe hem ABD hem de AB tarafından desteklendi. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri sponsorluğunda Arap devletleri yeniden dizayn edildi. Katar’ın kulağı çekildi, Hamas baskılandı, hizaya getirilmeye çalışıldı.

Şimdilik bu çaba büyük ölçüde başarılı da oldu. Sünni dünya radikal silahlı hareketlerin cirit attığı, IŞİD’in iki devletin önemli kısmında hakimiyetini sürdürdüğü, Hamas’ın tekrar İran yönlendirmesine açık hale geldiği bir döneme girdi. Müslüman Kardeşler ve Cemaati İslami’nin baskılanması, İran yönetimindeki Şii milisler ve Arap diktatörler eliyle Sünni dünyanın üzerinden geçilmesi 150 yıldır silahsız mücadeleyi benimsemiş, demokrasiyle en uyumlu modeli ortaya koymuş hareketlerin kazanımlarını yerle bir etti. En demokrat Müslüman kesimlerin silahsız mücadeleyi sorgulamasına sebep oldu. Paris’teki Charlie Hebdo saldırısı bu modelin ilerlemesi için biçilmiş kaftan bir yeni sürüm strateji olarak okunabilir.

Hem Filistin’i tanımak hem de Suriye’ye müdahale etmek noktasında hem de Rusya ile yaptırımlar ve şiddet dışında bir uzlaşı yolu aramak bağlamında farklılaşan Fransa’nın göbeğinde yapılan saldırı, bir komplo olsa da olmasa da herkesin hesabını bu yönde göreceği mümbit bir zemin sunuyor.

Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Beril Dedeoğlu, bunu şöyle açıklıyor:

“Uyarı, sosyalist Hollande’a yapılmış anlaşılan. Muhafazakar sağ Avrupa hükümetlerinin ülkelerinde ve Ortadoğu’da uyguladıkları politikalar ile Fransa politikaları farklı. Bu farklılık, Fransa’nın mesela Almanya’ya biat etmeme, Türkiye’yi by-pass’lamak yerine onunla işbirliğini geliştirme beklentisine, AB’nin güney ekseninin Fransa tarafından güçlendirilmesi arayışına, Obama ABD’siyle uyum içinde olmasına ve tabi ki Suriye’ye diğer Avrupa ülkelerini karıştırmama siyasetine karşılık geliyor.

Eylem tam da Fransa’yı bu yüzden hedef almış gibi. Bu ülkede de muhafazakar sağın güçlenmesine yardım eden bir hava yaratılmak istenmiş olmalı. Kısacası saldırıyı El-Kaidecilik üzerine yıkmak, kolaycılık olabilir.”

Ortada bu kadar geniş bir hesabını görme stratejisi varken, Esed ve Netenyahu ‘radikal İslâm’a karşı ortak mücadele’ çağrısı, Hizbullah lideri Nasrallah ‘tekfirci grupların herkesten çok İslâm’a zarar verdiği’ açıklamasını yapmış iken, saldırganların emri Başkan Obama’nın bir ABD vatandaşı olmasına rağmen mahkeme sürecini işletmeden 10 yaşındaki çocuğu dahil tüm ailesini ve kendisini drone’larla katlettiği Enver el-Evlaki’den aldığı ‘ortaya çıkmışken’, market saldırısında yer aldığı iddia edilen kadın saldırganın rotasının bir anda Türkiye’ye bağlanmasıyla ülkemiz iki gün içinde bu saldırının söylemsel alanına dahil edilmişken bu hesabın Türkiye’yi içine almadığını düşünmek mümkün mü?

Türkiye, yani Ortadoğu coğrafyasında, silahsız mücadelenin, demokrasi içerisinde hareket etmenin başarılı sonuç doğurduğunu göstermiş ve yıldızı gittikçe parlayan, ekonomisi güçlenen tek ülke...

Başbakan iyi ki Paris’teki terör karşıtı yürüyüşte yer alarak güçlü bir mesaj verdi. Bu hem Hollande’ın dış politikasının farklılaştığı alanlar, hem Avrupa’daki Türk ve Müslümanların güvenliği hem de Türkiye’nin başına çorap örmenin o kadar da kolay olmayacağı noktasında gerekli mesajı vermiştir.

  • Yorumlar 4
  • Facebook Yorumları
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    • Misafir12 Ocak 2015 Pazartesi 21:15herkeşin işi değil

      Malesef bir şey anlamadım.

      Yanıtla (0) (0)
    • Ali Karakocan12 Ocak 2015 Pazartesi 22:14Sayin Misafir

      Misafir isimli arkadasbir sey anlamaniz gerekmiyor,Hilal hanim her zamanki gibi Akepe'yi ovuyor,yani reklamyapiyor

      Yanıtla (0) (0)
    • eren12 Ocak 2015 Pazartesi 23:18Taraf tutmanın dayanılmaz cazibesi ve "körleşme" metafotu

      Hilal Hanım, maalesef kendisinin bile inanmakta zorlanacağı cümleler kuruyor. Acaba "150 yıldır silahsız mücadeleyi benimsemiş" olan sünni hareketler ve kazanımları nelerdir? Eğer bununla kast ettiği İhvan-ı Müslimin gibi yapılar ise lütfen bir tarihini okusun. İhvan 1930ların ortalarında kuruldu, 42 de "Nizamul-Has" adında gizli ve silahlı bir teşkilat kurdu. 1948de isilahlarla ve bombalarla (165 adet bomba) "teşkilat elemanları" yakalandı, bunlara ceza veren meşhur hakim Ahmet Hazindar öldürüldü (Şubat 48). "Cip Olayı"ndan sonra (bizdeki "beyaz Toros" metaforu gibi bir şey) 4 Aralıkta İhvanın bütün şubelerinin kapatılması kararı çıktı. 28 aralıkta 1948 ise kararı çıkaran başbakan Nukraşi Paşa suikastla öldürülür. 12 ocak 49da belgelerin tutulduğu Temyiz mahkemesi havaya uçurulu

      Yanıtla (0) (0)
    • eren12 Ocak 2015 Pazartesi 23:35devamı

      Temyiz Mahkemesinin havaya uçurulmasından sonra hükümet yetkilileri Hasan el Benna ile görüşür Nukkaşi'yi öldürenler için "İhvan değiller, Müslüman değiller" diye bir açıklama (fetva) yazmaya ikna edilir. Başbakan Abdülhadi bu açıklamayı yayınla(t)madı. 12 Şubat 1949 Cumartesi Saat 20:30 gibi Avukat Abdülkerim Mansur ile beraber el-Benna ofisinden çıkarken 3 kişi tarafından saldırıya uğrarlar. el-Benna'nın hayati tehlikesi yoktur, hastaneye götürüldüğünde bilinci hala yerindedir, Mansur ise komadadır. Ama nasıl olduysa el-Benna ameliyat altında can verir, cenazenin hemen defnedilmesi istenir, Mansur kurtulur. Genç yaşımdan beri İhvana hep yakınlık duydum Ama yine demem o ki Sunni hareketler şiddeti Şiadan öğrendi demek ayıp bir şey, doğru değil.Bu, tarafgirliğin köreltmesi gibi bir şey

      Yanıtla (0) (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89