Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın İsrail’le Mavi Marmara tazminat müzakerelerinin son aşamaya geldiğini açıklamasından sonra iki ülke arasındaki olası bir anlaşmanın detayları da ortaya çıkmaya başladı.
Uluslararası camiada ”normalleşme” olarak anılan Türk-İsrail anlaşması, bağlayıcı niteliği olan ve TBMM’den de geçirilmesi öngörülen hukuki bir metin olacak. Anlaşmanın imzalanmasının hemen ardından iki ülke arasında resmi temaslar ve işbirliği başlayacak, karşılıklı büyükelçiler gönderilecek.
Batılı kaynaklar, şu ana kadar gerçekleşen müzakerelerde, pazarlıklar sonucu tazminatın 23 milyon dolar olarak belirlendiğini, ancak bunun karşılığında Türk tarafının İsrailli askerler ve komutanlara yönelik Türk mahkemelerinde açılan davalardan feragat etmesinin beklendiğini söyledi. İsrail’in birkaç milyon, Türkiye’nin ise 40 milyon dolarla başladığı pazarlık müzakerelerinin orta yolda noktalanmasında ABD yönetiminin yoğun gayretleri oldu. Miktarın tümü, İsrail hükümeti tarafından ödenecek.
Anlaşma çerçevesinde Türkiye, TİKA ve resmi kurumlar aracılığıyla doğrudan Gazze’ye insani yardım yapabilecek ve altyapı çalışmalarında bulunabilecek.
Ankara açısından İsrail’le ilişkilerin yeniden rayına oturması, hem Amerikan Kongresi’nde Türkiye aleyhine dönen olumsuz havayı yumuşatma, hem de NATO’da bazı pürüzleri gidermesi açısından önem taşıyor. Ankara, Mavi Marmara’dan bu yana NATO’nun İsrail’le ortaklaşa düzenlediği tatbikatlara katılmayı reddediyor, İsrail’in bu ittifakla kurduğu özel ilişkiyi veto ediyordu. Ancak NATO’daki genel eğilimin İsrail’le yakın işbirliğinden yana olması, Türkiye’nin bu konuda yalnız kalması sonucunu doğurmaktaydı.
Her iki ülkede de, Suriye’de iç savaş ve Ortadoğu’da istikrarsızlığın devam ettiği bir dönemde askeri ve diplomatik ilişkilerin yeniden tesis edilmesinin stratejik bir değer taşıdığı düşüncesi hakim. Ancak anlaşmanın detayları, karşılıklı olarak seçim atmosferine girmiş her iki ülke için de iç politikada zorlayıcı unsurlar içeriyor.
Müzakerelerin yaklaşık 5 hafta önce tamamlanmış olmasına karşın ikili anlaşmanın hala imzalanmamış olması da bu yüzden. Sanılanın aksine, bu rötar Başbakan Tayyip Erdoğan değil İsrail Başbakanı Bünyamin Netanyahu’nun tavrından kaynaklanıyor. İki ülke adına müzakereleri yöneten heyetler, nihai bir metin üzerine anlaşmış olsa da, Türk ve Batılı kaynaklar İsrail Başbakanı’nın henüz 23 milyon dolarlık tazminat için nihai onayı vermediğini doğruluyor.
İsrail gözlemcilerine göre, Netanyahu hem 30 Mart yerel seçimlerinin sona ermesini, hem de bugün İstanbul’daki Çağlayan adliyesinde görülecek Mavi Marmara mahkemesinin nasıl seyredeceğini görmek istiyor. Anlaşma sağlanırsa İHH ve Mavi Marmara’da yakınlarını kaybeden aileler, hem Türk mahkemeleri hem de uluslararası yargıda İsrailli askerlere yönelik davalardan vazgeçmeyi taahhüt edecekler.
Neden Ak Parti oyları düşmüyor?
Adil Gür, seçim öncesi son anketlerini dün tamamladı. Bunca kriz, skandal, yolsuzluk iddiasına rağmen Ak Parti oylarında ciddi bir düşüş bulamayışını nasıl açıkladığını sordum kendisine.
”Günün sonunda bu bir yerel seçim. İnsanlar adaylara ve cebine bakıyor. Seçmen taksitini, borcunu düşünüyor ve pazartesi sabahı ekonomik kaosa uyanmak istemiyor. Ayrıca CHP’nin adayları da Ankara’da Mansur Yavaş gibi istisnalar dışında o ilin yapısına birebir uygun değil.”
Adil Gür’e göre Ak Parti yine birinci parti. “Bu, Ak Parti dindar ve muhafazakâr olduğu için kazanıyor ya da CHP laik ve sosyal demokrat olduğu için kazanamıyor anlamına gelmiyor. Ancak sosyo-ekonomik açıdan büyük yığınlar cebine bakıyor. Ak Parti’den şikâyetleri var; ancak daha iyisini göremiyor.”
Bu yüzden de seçmen 17 Aralık sürecinden fazla etkilenmiyor: ”Yaptığımız araştırmada %80-85 17 Aralık’ın oyunu değiştirmediğini söyledi. ‘Niye Ak Parti?’ diye sorduğumuzda ise insanlar ‘Paralel devlet var o yüzden’ demiyor; ‘Hizmetlerinden dolayı’ diyor.” Çarpıcı tespitler... Demek ki pazar gecesi Adil Gür’ün tespitleri doğru çıkarsa, memlekette iktidar sorunu yanında bir de muhalefet sorunundan söz etmemiz gerekecek...
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.