• BIST 9886.11
  • Altın 2954.659
  • Dolar 34.7445
  • Euro 36.5021
  • İstanbul 10 °C
  • Diyarbakır 5 °C
  • Ankara 4 °C
  • İzmir 10 °C
  • Berlin 5 °C

IŞİD’in devleti, Kürdlerin milleti

Mücahit Bilici-

Geçen gün IŞİD’le ilgili Vice News’ce yapılmış bir belgeseli izledim. Doğrusu IŞİD’in vahşetinin, IŞİD’in mahiyetini anlamanın önünde bir engel olduğu kanaatine vardım. 

Eğer nesebi gerçekten sahih ise IŞİD belki de Arapların ilk modern devleti. Yönetim biçimi anayasal diktatörlük. İnanç ve korkunun cem olduğu bir kanun hâkimiyeti var. Kanunlar vahşi ama kanun ortaya çıkmış görünüyor. Vahşeti, kafa kesmeleri hem bedevilikten hem devlet olmasından. İslam medeniyetinin kendi saatinin durduğu zamana geri dönüp tarihi tekrar oradan idame ve ikame etmeye çalıştığı için IŞİD sanki başka bir zamandan bugüne gelmiş gibi. Kanlı ve canlı bir vecd hâli ortaya çıkmış. Ölmeye hazır olmanın husule getirdiği kendinden geçme onları özgürlüğün eşiğine getirmiş: Devrim ortamlarında hissedilen bir aşkınlık hâli. Sıfırdan başlayıp tarih sahnesine giren bir özne ile karşı karşıyayız denebilir. 

Karizma ve vecd hâlinin bu kadar güçlü olmasının sebebi IŞİD’çilerin, kimilerinin çok sevdiği ümmileşme sürecini tamamlamaları. Seyyid Kutup’un hayal ettiği ve İhvan’da kısmen tahakkuk eden “cahiliyye teorisi,” IŞİD’de en keskin hâliyle hayata geçmiş görünüyor. Kutup, Müslümanlara özkaynaklarına dönebilmeleri için İslam’ın dışındaki her şeyi hiçlik değirmeninde öğütmeyi öğütlemişti. O kadar ki geleneksel Müslümanlar da cahiliyyenin içinde sayılıyordu. IŞİD’in kendileri dışındaki herkesi kâfir, münafık vemürted ilan ettiğini gözönüne alırsak, IŞİD’de mutlak bir ümmilik var: Kendiinandığı dışında hiçbir prensip, talep ve değer tanımayan bir hareket. Bu noktaya gelen savaşçı, her zaman için dünyanın en iyi savaşçısı olur. Nietzsche’den Weber’e nice Avrupalının gizli hayranlıklarını bazen açık ettiği bu kelle koltukta savaşçı tipini, medeniyetten soyunup vahşete giren günümüzün karikatür cihad söylemine kellesini teslim etmiş nihilistlerde görüyoruz. Bu savaş ihlası, askerî başarıya dönüşürken; belki de modern zamanlarda (vahşi de olsa ve hatta vahşi olduğu için) ilk kez kendi ayakları üzerinde duran organik bir Sünni Arap devleti doğmuş olabilir. 

Kürdler ise millet olma sürecini yaşıyorlar.Kürdlerde asablar ilk kez kitlesel seviyede açılıyor. Bugün Kobane’de yaşanan dram, daha önce Halepçe ve Roboski’dekine benzer bir damar oluşturma etkisi yapıyor. Kürdlerin bir millet olarak şahs-ı manevisinin teşekkülü sürecini yaşıyoruz. Bir yerdeki acının başka yerde hissedilebilir olması için dokuyu oluşturan hücreler arasında iletkenliğin olması ve hissiyatı nakledecek damar ve sinir uçlarının yayılması gerekiyor. Bugün Kürdler açısından yaşanan en önemli dönüşüm Kürd amme vicdanının ortaya çıkmasıdır. Kürdler artık hisseden bir beden oldular. Bu bedene hem ait hem de istikamet veren bir selim akıl var mı? İşte burada Kürdler paramparça. Kürd aklının önemli bir kısmı PKK’nın tekelinde. Bu aklın ne kadar âkil olduğu tartışılır. Sadece bir PKK-Barzani dayanışması bile Kobane’deki durumu daha az vahim bir seviyede tutabilecekken Kürd gruplar arasında bir dayanışma yok. Mütereddid bir kantonizmden ne istediğini bilememeye uzanan geniş bir kararsızlık ve belirsizlik hâli göze çarpıyor. Ancak milletleşme süreci yaşandığı kesin. 

Kobane’deki kriz dolayısıyla Kürdlerin tepki göstermesi normal ve gerekli. Bu tepkilerin mutlak bir masumiyet içinde olması adaletin ve insaniyetin gereğidir. Başka insanları taciz, çevre ve kamuya ait şeyleri tahrip Kürdlerin haklı hissiyatına haksız lekedir. O yüzden Kürdler Bediüzzaman’ın müsbet hareket prensibini ilke edinmeli ve beden olurken aklı unutmamalı: “desthevgırtın, desthevgırtın, desthevgırtın”a kulak verirken, “xwendın, xwendın, xwendın”ın da hakkını vermeli.

*** 

NOT: Akademik çalışmalara daha fazla zaman ayırabilmek ümidiyle bir süre iki yerine haftada bir yazı yazacağım (cumartesi günleri).

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89