Türkiye’nin Suriye’de savaşan radikal unsurlara sunduğu destek yoğun olarak tartışıyor. İktidara yönelik eleştiriler aynı noktada birleşiyor: “Türkiye beslediği canavarın kurbanı oldu.”
Suriye sınırını defalarca gezdik. Türkiye’nin radikal unsurlar dâhil silahlı muhaliflere sunduğu desteği belgeledik. Devlet hastanelerinde ve kendi oluşturdukları derme çatma tedavi merkezlerinde yaralı muhalif savaşçılarla konuştuk. “Allah razı olsun, Türkiye bize destek veriyor, silah da veriyor” diyenlere rastladık. Türkiye’deki kamplarda bulunan muhaliflerin Suriye’de savaşmaya gittiklerini, bizzat geçişlerine şahitlik eden güvenlik personelinden dinledik. Hepsini bu sayfalarda yayımladık.
UZUN ZAMANDIR UYARI VARDI
Uzun zamandır başta Amerika olmak üzere Türkiye’nin Batılı müttefikleri Türkiye üzerinden Suriye’ye geçen radikal unsurlar konusunda Ankara’ya uyarıda bulunuyorlardı. Başbakan Erdoğan’ın Mayıs 2013’te Başkan Obama’yla Beyaz Saray’da yaptığı görüşmenin ana maddelerinden biri El Nusra örgütüydü.
Tehlikenin farkına varan Türkiye radikal unsurlara sunduğu desteği frenlemiş görünüyor. Ne var ki IŞİD ile bir yılı aşkın süredir Halk Savunma Güçleri (YPG) bayrağı altında çarpışan Suriyeli Kürtlerin, Türkiye’nin cihatçıları kendilerine karşı desteklediğine dair iddiaları son bulmuş değil. Geçen hafta Suriyeli Kürtlerin kendi yönetimlerini kurdukları Rojava bölgesindeydim. IŞİD’le savaşın sürdüğü Serekaniye cephesine gittim. (Ceylanpınar İlçesi’nin karşısına düşen bölgede). Cephedeki YPG komutanı Abdo Sino, 27 Mayıs günü IŞİD’in elinde bulunan al-Rawiye köyüne bir baskın düzenlediklerini ve sekiz IŞİD militanını öldürdüklerini anlatıyor. İki kilometre ötedeki köy net şekilde görünüyor. Türkiye sınırına neredeyse sıfır noktada. “Aman dikkat, biraz geriye çekil ellerinde [Rus yapımı ZSU 23-4 yerden yere] Şilka füzeleri var,” diye uyarıyor Djvar Osman adında bir diğer YPG’li komutan. Abdo’nun iddiasına göre Türk tarafından köye gelen “iki beyaz ambulans” çatışmada yaralanan IŞİD’cileri alıp Türkiye’ye geri götürmüş. “Dürbünle hepsini gördük,” diyen Abdo savaşçıların neredeyse tümünün ya Azeri ya da Çeçen olduğunu belirtiyor. Bunu kanıtlamak üzere ölen militanların birinin cebinden çıkan Azerbaycan’da basılmış ve yayınevinin internet adresi “burhan.az” olan mavi kapaklı bir kitapçık gösteriyor. Adı “Müselmanın Qalası”, yani Müslüman’ın Kalesi. İçinde şehadeti öven ayetler, hadisler var.
KAFKAS KÖKENLİLER KORUNUYOR
IŞİD’in bazı birlikleri etnisiteye dayalı kurulduğu biliniyor. YPG’nin iddialarına göre Türkiye, Kafkas kökenlileri kolluyor. Bunu kanıtlamak imkânsız. Kaldı ki Türkiye, IŞİD’i Eylül 2013’te “terör örgütü” olarak ilan etti. Örgütün hedefi hâline geldiğine göre işbirliği yapıyorlar fikri oldukça fantastik kaçıyor. Ancak YPG’nin siyasi kolu olan PYD’nin eşbaşkanı Salih Müslim AK Parti iktidarı olmasa da “devletteki bazı derin güçlerin” IŞİD’e halen destek verdiğini savunuyor.
Başka bir ihtimal daha var. Savaş rantına dadanan (mazot kaçakçılığı vb.) Türkiye’de sınır hattında yaşayan köylüler (özellikle de Sünni Araplar) IŞİD dâhil bu gruplara lojistik sağlıyor olamaz mı? Türkiye bu konuda tedbir alsa da geçişleri tümüyle engellemek mümkün değil.
Peki, “radikaller” kim? “Ilımlılar” kim? Dün ulaştığımız bir resmî kaynağımız iktidarın bu konudaki “saflığını” şu şekilde özetledi: “Hangisi El Nusra, hangisi, IŞİD, hangisi ÖSO [Özgür Suriye Ordusu]her zaman anlaşılmıyordu, aralarında bir geçişkenlik vardı.”
Oysa Türkiye’nin “ılımlı” addettiği bazı gruplar Washington tarafından “selefi radikal” sayılıyor. Bunların başında Türkiye’nin desteklediği Aşrar Aş Şam örgütü geliyor.
EL ARAP KÖYÜNDE ÇATIŞMA YOĞUN
Dün Urfa’da bir mülteci kampında bulunan Abdel Fettah isimli bir Aşrar Aş Şam komutanıyla telefonla görüştüm. Akçakale sınır kapısını IŞİD’in elinden almak için Türkiye ile birlikte askerî operasyon planladıklarını iddia etti. Kapıya yakın Ayn el Arap köyünde IŞİD ile yoğun çatışmaların sürdüğünü belirten komutan çok da umutlu değildi.
Çatışmada yaralanalar tedavi için hâlâ Türkiye’ye mi getiriliyordu? “Hayır, bizim tarafta artık hastane var, ancak çok ağır yaralılar olursa, onlar da Kilis kapısından geçiyorlar,” diye sözlerini tamamladı Abdel Fettah...
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.