• BIST 9367.77
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • İstanbul 6 °C
  • Diyarbakır 11 °C
  • Ankara 14 °C
  • İzmir 19 °C
  • Berlin 1 °C

IŞİD daha ne yapsın?

Kadri Gürsel

Hem İstanbul uluslararası havayolu taşımacılığının transit merkezi olsun diye rakip havayolları ve havaalanlarıyla kıyasıya bir rekabete girecekler... 

Ulusal havayolu şirketi THY’nin uçak sayısı 300’ü geçecek... Dünyadaki en konforlu CIP salonlarından biri Atatürk Havaalanı’nda olacak... 

Hem Türkiye’ye daha çok turist gelsin, gelir artsın, işsizlik azalsın, cari açık kapansın isteyecekler... 

Hem de İstanbul’daki iki havaalanını dünyanın dört bir tarafından akın eden uluslararası cihatçılara yıllarca “transit merkezi” olarak kullandıracaklar, ki bunlar Türkiye üzerinden Suriye’ye geçip oradaki rejimi bir an önce devirsinler... 

Bu cihatçılar İstanbul üzerinden Suriye’ye aktıkça orada güçlenip örgütlenecekler... Silah, mühimmat ve bilumum lojistik destek bunlara Türkiye üzerinden aktarılacak. Türkiye, radikal İslamcı silahlı örgütlerin geri üssü olacak. Türkiye’de serbestçe propaganda yapacaklar, savaşçı devşirip Suriye’ye yollayacaklar. Bu iki-üç haftada radikalleştirilen İslamcı sergerdeler orada kafa kesecekler, sivilleri katledecekler ve birer ölüm makinesine dönüşecekler. 

İşte bu politikaların neticesinde, “Irak’taki El Kaide” ile Suriye’deki El Kaide eğilimli yabancı cihatçılar 2013’te birleşip Irak Şam İslam Devleti’ni (IŞİD) oluşturdular. 

Ardından, IŞİD’in içindeki uluslararası cihatçıların bir kısmı aynı transit merkezini, yani İstanbul havaalanlarını kullanıp geldikleri ülkelere geri döndüler. Transit merkezleri IŞİD’in bu kez Afrika’nın Sahel bölgesinde, Libya’da, Mısır’ın Sina Yarımadası’nda, Fransa ve Belçika’da, Afganistan’da örgütlenip uluslararasılaşmasına hizmet etti. Cihatçı terörist transit merkezleri iki yönlü çalıştı. 

Türkiye’nin gururu” ulusal havayoluna hizmet veren havaalanları, aynı anda Türkiye’nin derin utancı uluslararası cihatçı teröristlerin de transit merkezi olursa... Bu iki paralel hat, bir gün birbirine değmeyecek ve kısa devre yapmayacak mıydı? 

Gaflet ve öngörüsüzlüğün yan yana getirdiği bu paralel transit hatları, sonunda beklendiği gibi temas etti ve vahşet, çok sayıda masum insanın canına mal oldu. 

İslamcı rejimin sürdüregeldiği Suriye politikasının ideolojik niteliğinden ötürü, Türkiye’nin ulusal güvenliğinin hiçe sayıldığını, bunun ülkemize bedelinin ağır olacağını, yıllardır yazdık, söyledik... 

Bu rejimin Suriye politikasının, Türkiye’nin ve bölgenin güvenliği için yakın ve acil bir tehlike oluşturduğunun altını hep çizdik. 

İşte şimdi Türkiye halkı, ülkeyi yönettiğini sanan İslamcı Dr. Frankeştayn’ların yarattığı bir canavarla karşı karşıyadır. 

Ve bu Ortadoğulu Dr. Frankeştayn’lar, canavar karşısında ne yapacaklarını bilmez haldeler. 

Teröre kurban verdiklerimiz hakkında şehadet güzellemesi yaparak hayatta kalanları avutmaya yelteniyorlar. 
Terörizmden men edemediklerinin de cehennemde yerlerinin hazır olduğunu söylüyorlar. 

Bu dünyada ve bu hayatta sorunları çözsünler diye oy verdikleriniz, bu hizmeti yerine getirecek halde olmadıklarından, sorunları da çözümleri de “öteki dünya”ya havale ediyorlar. 

Tebası, bir diktatörlüğe, bir baskı rejimine neden tevekkül eder? “Özgürlüğümüz yok,zaten istediğimiz de yok ama en azından güvendeyiz” der mesela... 

Bu rejim altında ne özgürlük var ne de güvenlik. 

Ülkenin genelinde çok vahim bir güvenlik açığı meydana getirilmişse, havaalanları, alışveriş merkezleri gibi terörün yumuşak hedeflerinde istediğiniz kadar güvenlik tedbiri alın. Bir yere kadar işe yarar. 

İstanbul’da 26 Haziran’da yapılmak istenen “LGBTİ Onur Yürüyüşü”nü “güvenlik” bahanesiyle engelleyen, ama IŞİD tehdidine karşı nedense halka güvenlik hizmeti veremeyenlere soruyorum: 

Elinizdeki kalabalık polis ve istihbaratçı ordusunu bu çok tehlikeli İslamcı terör örgütüne karşı tam kapasiteyle kullanmanız için, IŞİD’i öncelikli tehdit olarak nihayet görebilmeniz için, IŞİD daha ne yapsın, daha kaç masum vatandaşı öldürsün?

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89