• BIST 9367.77
  • Altın 2955.021
  • Dolar 34.4743
  • Euro 36.41
  • İstanbul 7 °C
  • Diyarbakır 12 °C
  • Ankara 16 °C
  • İzmir 19 °C
  • Berlin 2 °C

İrlanda barışı ve ‘mezardan gelen sesler’

Orhan Miroğlu

Hayranları ve okurları çok iyi bilirler, Marguez’in kimi romanları, bir gazete haberinden yola çıkarak yazılmış romanlardır. Haber gerçek ama romanlar kurgudur. Geçen hafta dünya medyasında öyle bir haber yer aldı ki, tam Marguez’lik denilecek cinsten...

Malumunuz İrlanda Barış sürecinin sivil mimarı Garry Adams, 1972’de işlenmiş bir cinayetten sorumlu tutularak gözaltına alındı ve sorgulandı.

Garry Adams, İrlanda özgürlük mücadelesinin sivil kandın SİN-Feinn’in lideridir.

‘Hayırlı Cuma’ için Barış görüşmeleri başladığında, silahlı kanat, sivil kanatın elini kolunu bağlayan bir tutum gösteriyor ve İrlanda’nın siyasi geleceğinde tek söz sahibi olduğunu savunuyordu.

Garry Adams, silahlı kanadı (İRA) karşısına almak ve davaya ihanet eden bir hain olarak anılmak pahasına, barıştan ve silahlı mücadelenin sonlanmasından yana tavır aldı.

Zaman ve gelişmeler Garry Adams’ı haklı çıkardı. Hayırlı Cuma anlaşması İrlanda’ barışının önünü açan süreci başlattı.

İrlanda deneyimi bugün hala tartışılan bir barış deneyimi. Kürt sorununda yaşadığımız derin tartışmaların her safhasında, aydınlarımız, ‘Kürtlerin bir Garry Adamsı bile yok’ diyerek hayıflanıp durdu.

Hayıflanmak kolay, ama şu bir gerçek ki, bizde sanki her şey Kürtler’in bir Garry Adams’ı olmasın diye kurgulanmış gibydi. Ya da tarih böyle tecelli etti diyelim. Son sözü de ilk sözü de silahlı kanat söyledi ve hala söylemeye devam ediyor.

Biz gelelim Garry Adams’a..Adams’ın gözaltına alınması, sürece zarar verebilir. İRA’yı sişlah bırakmaya ikna eden bir liderin İRA’nın işlediği bir cinayetten sorumlu tutulması, İngiliz yetkililer olayı her ne kadar siyasi bir sebebe bağlamıyorlarsa da, siyasi sonuçları olması kaçınılmaz gibi görünüyor.

Kuzey İrlanda Başbakan Yardımcısı Martin McGuiness, olayı barış anlaşmasına ve seçimlere yönelik bir komplo olarak yorumladı. Ama ne yazık ki bu yorum gerçeği pek yansıtmıyor. Gerçek olan şu ki, bir iç çatışma ve bu çatışmanın mağdurları söz konusu. İRA veya devletin gizli operasyonlarında hayatını kaybeden mağdurların yeniden hatırlanması, İrlanda sorununda yenilerde başlayan tarih ve hafıza araştırmaları, bazı istenmeyen sonuçlara yol açabiliyor..

Garry Adams’ın cinayetle suçlanması, bir savaşın hakikatlerinin ilelebet gizlenemeyeceğini, doğru tutumun aslında gizlemekten ve inkardan geçmediğini göstermesi bakımından son derece önemli derslerle doludur.

Mağdurları tatmin etmeyen bir barış anlaşması her zaman eksik bir barış anlaşması demektir.

Ve bir savaşın kozmik odalarına ışık tutulmazsa, o kozmik odalardan fırlayan hakikatlerin gelip bir gün bin bir çaba ve emekle inşa edilen bir barışı canevinden vurması işten bile değildir

Bizim çözüm sürecinde yüzleşmekten pek hoşlanmadığımız büyük bir hakikat, sona geldiğine inanılan İrlanda barışını yirmi yıl sonra tehdit ediyor.

Peki bu nasıl oldu ona kısaca bakalım:

Her şey bir tarih çalışmasıyla başladı.

Amerika’da İrlanda çalışmalarının merkezinde yer alan bir üniversite, (Boston College) arşivlerini daha da zenginleştirmek için yaklaşık 14 yıl önce bir çalışma başlattı. Çalışmanın amacı, İrlanda sürecinde İRA’nın oynadığı rolü ortaya çıkarmaktı.

2001 de başlayan çalışmayı Üniversiteden Thomas Hachey, Robert O’Neill ve gazeteci Ed Moloney yürütüyordu. Çalışma kapsamında eski İRA militanlarıyla röportajlar yapıldı. Amaç , kanlı bş tarihle yüzleşmek ve İrlandalıların tarihinde yaşanan kabuslardan uyanmaya katkıda bulunmaktı.

Üniversite ekibi, İRA militanlarıyla yapılacak görüşmelerle ilgili olarak eski bir İRA militanı olan Anthony MCIntry’yla nlaştı. Anthony, İRA’nın en önde gelen militanlarından Brendan Hughes’le görüştü ve onun anlattıklarını kayda aldı.

İrlanda barış sürecine inanmayan bir militandı Hughes. Sürecin, İrşlanad’nın özgürlük mücadelesini tarihe gömdüğüne inanıyor ve Garry Adams’ı, İrlandalıların mücadelesini İngilizlere pazarlamış olmakla suçluyordu.( Çözüm sürecinden hoşlanmayanların Öcalan’ı suçladıkları gibi..)

Hughes, buna rağmen geçmişte yaşanan şiddet, kan ve gözyaşından da derin bir nedamet duyduğunu, ifade ediyor, ve cezaevleri ile açlık grevlerinde geçen kendi kişisel hayatı bakımından da bir hesaplaşma yaptığı görülüyordu.

Hughes hem kişisel hikayesinin hem bu kişisel hikayesinin içinde yer aldığı mücadelenin bazı bilinmeyen yanlarını Mcntyre’a anlattı. Ama bu hikaye yayınlanmak için Hughes’in hayata veda etmesini bekledi ve Hughes öldükten sonra ‘Mezardan Sesler’ adıyla dört yıl önce yayınlandı.

1999 yılında kurulan Kayıpları Bulma Komisyonuna İRA, 16 kayıp kişinin ölümünden sorumlu olduğunu itiraf etmişti. On çocuk annesi yoksul bir kadın olan Jean McConville, İRA’nın öldürdüğü kayıp kişiler arasındaydı. Suçu ihbarcı olmasıydı, ama araştırmalar Jean’ın hiçbir zaman ihbarcı olmadığın ortaya koyuyordu.

İRA ihbarcı diye kodladığı bazı kişileri infaz etmek için ‘Bilinmeyenler’ adıyla özel bir tim kurmuştu.

Garry Adams bu özel timin komutanlığını yapmakla suçlanıyor.

Yüzleşme zor bir iş.. Siyasi çözümün en önde gelen aktörleri, hakikati gizlemeye devam et tikleri sürece, arış sürecini zora sokma ihtimali yüksek bir iş..

Garry Adams’la ilgili iddialar gerçek olsun veya olmasın, bir barış sürecinin geçmişle helalleşmeden veya hesaplamadan kurulamayacağını gösteriyor.

İRA infazına kurban giden Jane’in kızı Helen McKendry, İRA’dan artık korkmadığını ve bildiği isimleri polise söyleyeceğini ifade ediyor..

O annesi vahşice ve bir hiç uğruna öldürülmüş bir savaş mağduru, bir kurban...

O bize bu sözleri ve duruşuyla, mağdurların seslerinin bastırıldığı ve mağduriyetlerin az da olsa giderilmesi için siyasi aktörlerin kılını bile kıpırdatmadığı; ve bu türden cinayetlerin, ya devlet adına ya da örgüt adına işlenmiş vahim hatalar olarak bile görülmediği durumlarda, bir barışı inşa etmenin ne kadar zor olduğunu anlatmaya çalışıyor.

Bir tek hikaye bile bir barış sürecini sarsmaya yetiyor..

(Garry Adams haberini okuduğumda, şu İrlanda deneyimini usanmayıp yılda birkaç kez çalışmaya giden meslektaşlarımız, ‘Mezardan Gelen Sesler’ Türkçeye çevrilmesine yardımcı olsalar ne iyi olacaktı diye düşünmeden edemedim doğrusu..Belki bizdeki mezarlardan gelen ama hiç duyulmayan seslerin bir gün duyulmasına katkısı olur.. )

  • Yorumlar 1
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89