Biri İran-Irak savaşında İran ordusuna esir düşmüş. Esir kampına gönderildiğinde bakmış ki önce mezhebi soruluyor. Şiilerin tutulduğu alanda sigara serbest, açık havaya çıkma izni var, yemekleri iyi; “Şii'yim,” demiş. Oysa Sünni imiş. Adını da Sünni ismi taşırken Şii ismiyle değiştirmiş. Böyle başlıyor hikayesi. Esir kampında bir süre tutulduktan sonra İranlılar tarafından eğitilmeye başlanmış. Eğitimi bittikten sonra yeri, görevi bildirilerek Irak'a geri yollanmış; demişler ki “Bundan sonra Bedir Tugayı'ndasın.” Diğeri zaten aynı savaşta, bir Iraklı olmasına rağmen İran için savaşmış. O da bugün Bedir Tugayı'nda hala aynı şeyi yapıyor.
Onlara beni ulaştıran kişinin can güvenliğinden endişe ettiğim için isimlerini veremiyorum, görevlerini yazamıyorum. Zaten kendi can güvenliğim nedeniyle onlara kendi kimliğimi de açıklayamadım. Korkak biri olduğum söylenemez, gözümü karartıp cesaret hatta çılgınlık gerektiren çok şey yapmışımdır hayatımda ama yıllardır ilk kez birinden, birilerinden bu kadar ürktüm diyebilirim.
Batı medyasının “Çocuklarımı okula bırakırken son derece barışçıl, sakin biriyim. Ama Daiş'e diğer yüzümü gösteriyorum” türü cümlelerle canavarlığına perde çektiği Ebu Azrail (Azrail'in babası) lakaplı Eyüp Falih el Rubayi'nin videolarını görmüşsünüzdür. Hani şu Sünnileri ters asıp yakarak döner bıçağıyla doğradığı videoları sosyal medyada dönen, Erdoğan'ı “Gariban, zavallı İbadi'ye sataşıyorsun. Hüseyin'e yemin olsun ki, biz İbadi'ye benzemeyiz” diyerek tehdit eden, açıkça “Irak'taki her Türk'ü öldüreceğiz” diyebilen vahşi katili. Bunlar da öyle tehditkarlar. Çekinmeden yaptıkları katliamları anlatıyor, övünerek Sünnilerin derilerini koyun yüzer gibi ama canlı canlı yüzdükleri videoları gösteriyor, bunu da 'cihad' için yaptıklarını söylüyorlar.
Böyle şeylere Erbil'de rastlamıyorsunuz. Erbil ve Duhok, Irak'ın içinde adeta cennet. Ama buraların dışına çıktığınızda hayatınızdan endişe etmeye başlıyorsunuz. Adınızın, mezhebinizin ne olması gerektiğinden ya da eli silahlı biri tarafından durdurulduğunuzda sorduğu soruya ne cevap vermeniz gerektiğinden emin olamıyorsunuz. Karşınızdaki Şii ise ve adınız Ömer'se, Osman'sa ölebilir, Ali'yse, Hüseyin'se yaşarsınız. Karşınızdaki Sünni ise, tam tersi de olabilir.
Pazartesi sabaha karşı başlayan Musul operasyonunun şafağında Irak'taydım ve üç gün içerisinde üç vilayete gittim. Operasyonun başlığı “Daiş'le mücadele” ancak 'Daiş' kelimesi operasyonun içeriğinin ve Musul'da, Irak'ta neler olduğunun konu edildiği sohbetlerdeki kelime bulutunun içerisinde çok az yer tutuyor. 'Şii', 'Sünni', 'Kürt', 'Arap', 'Saddam', 'Saddamcı', 'katliam', 'ölüm', 'savaş', İran', en çok geçen kelimeler. Basit bir kelime analizinden bile anlayabiliyorsunuz, 'Daiş'le mücadele' esas meselenin, bir mezhep savaşının üzerine kimse arkada ne olduğunu görmesin diye çekilmiş bir perde. İşe de yarıyor, örneğin Daiş 2013-14'te, Suriye'den Irak'a geri döndüğünde ele geçirdiği kentleri alırken sayısıyla bildiğimiz katliamların aynısı ve daha fazlası, Şii milislerin içinde olduğu operasyonlarla kentler geri alınırken yapılıyor, ama Iraklılar hariç kimse bunları bilmiyor. Dünyaya deniliyor ki, Selahaddin, Anbar vs. Daiş'ten özgürleştirildi ama o sırada kaç Sünni, çoluk çocuk demeden öldürüldü kimse söylemiyor. Irak'ta anlatılanlara göre, Selahaddin 'özgürleştirilirken' mesela, büyük bir Sünni aşiretten 2500'e yakın insan genç-yaşlı, kadın-erkek demeden öldürülüyor; kalanların öldürülmesinden Bağdat'tan gelen bir telefon, “Bu kadar yeter” dediği için vazgeçiliyor. 2013'te Havice'de Maliki karşıtı sivil protesto kampının, Irak ordusu ve milislerce basılıp yüzlerce insanın öldürüldüğü o günü soruyorum, “'Zaten bu yüzden Daiş geldiğinde kurtarıcı olarak görüldü. Bunlar da kötü ama en azından bizi Sünni olduğumuz için öldürmeyecek,' diye düşündü halk,” diyorlar.
“Kim başlattı?” diye sorduğunuzda ortak bir kanaat ortaya çıkıyor. Bugün Irak Dışişleri Bakanı olan İbrahim Caferi'nin döneminde Şii intikamcılığının vahşete dönüşmeye başladığı, Nuri Maliki döneminde kontrolden çıktığı söyleniyor. 27 yıl Irak ordusu için askerlik yapmış 65 yaşındaki bir Kerküklünün “Neden Irak bu hale geldi? sorusuna verdiği cevap hayli üzücü: “8 yıl İran'a karşı savaştım İran-Irak savaşında. Şimdi İran burada. Ne için savaştım ben? Saddam'ı devirdik; bir Saddam gitti, 80 Saddam geldi. Herkes kendisi ve kendi partisi için çalışıyor. Hepsinin sahibi var, çoğununki İran. Irak'ı partiler bu hale getirdi.”
Bugün DAEŞ'le mücadele adı altında Sünnilere karşı cihad ilanıyla Haşdi Şaabi çatısı altında birleşen 40'tan fazla Şii milis grubun hepsi bir partinin uzantısı gerçekten de. Birçok kereler partilerin bu milis grupları feshetmeleri gündeme geldi, ancak her seferinde daha da güçlendiler. Yani ABD'nin Irak'a 'demokrasi' getirme şekli, bugün yaşananların ana sebebi. “Irak'ı ne kurtarır?” sorusuna bir başka Kerküklü ise şöyle cevap veriyor: “Bize lider lazım. Bize başkalarını ve kendini değil, Irak'ı seven güçlü bir lider lazım.”
“Musul Operasyonu'ndan umutlu musunuz?” sorusuna aldığınız ortak cevapsa şu: “Daiş'le savaş biter, yeni bir savaş başlar.” Hemen herkes Haşdi Şaabi'nin gücünün, İbadi'nin zayıflığının farkında, İran'ın vazgeçmeyeceği düşüncesinde. Musul'un Sünniler için Irak'ta kalan son alan olduğunu, onu da kaybettiklerinde Sünnilerin Irak'ta radikalleşmek ya da Irak dışında mülteci olmaktan başka çarelerinin kalmayacağını düşünüyorlar. Ancak tek endişe bu değil. Şii milislerin Musul'dan sonra durmayacağını, Kerkük'e, Duhok'a, Erbil'e yöneleceğini düşünüyorlar. Zaten Haşdi Şaabi milisleri de bunu sıkça ima ediyor. “Şii-Sünni” savaşından sonra sıradakinin “Kürt-Şii savaşı” olacağı genel kanı. Öte yandan bazı Kürtler, bir Kürt iç savaşı daha yaşanmayacağını düşünse de önemli bir kısmı, bir “Kürt-Kürt savaşı”nın da çıkabileceğini öngörüyor. Kısacası Irak'ta gerçekler bizim gördüğümüzden çok daha karanlık, insanlar tahmin ettiğimizden daha umutsuz.
- BIST 9477.14
- Altın 3671.471
- Dolar 37.9823
- Euro 41.8519
- İstanbul 3 °C
- Diyarbakır 12 °C
- Ankara 5 °C
- İzmir 7 °C
- Berlin 4 °C
- Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!
- Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!
- Gazeteci Evrim Kepenek'e kelepçeli gözaltı!
- Gazeteci Sinan Aygül'e saldıran korumalar tutuklandı
- 15 barodan gazeteci Sinan Aygül’e yönelik saldırıya kınama
- İbrahim Kalın MİT Başkanlığına atandı
- Çanakkale ve Balıkesir'de art arda deprem
- Buldan ve Sancar eş başkanlığı bırakacaklarını açıkladı
- Başak Demirtaş: Selahattin adaylığını üç kez iletti
- Şenyaşar ailesi: ‘Gereken yapılmazsa ‘adalet’ pankartını Meclis’e asacağız’
- Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni kabineyi açıkladı
- HDP’li yönetici: Demirtaş’ın talebi genel merkezimize ulaşmadı
- Biden, sahnede yere düştü
- Demirtaş: HDP, cumhurbaşkanı adaylığı talebimi gerekçesiz reddetti
- Selahattin Demirtaş: Aktif politikayı bırakıyorum
Irak’ta üç gün

Merve Şebnem Oruç / Yeni Şafak
- Yorumlar 0
- Facebook Yorumları
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
- Askeri müdahale mi, vanaları kapatmak mı, açlıkla cezalandırmak mı?28 Eylül 2017 Perşembe 10:30
- Musul Operasyonu Irak’ın geleceğini şekillendirecek16 Ekim 2016 Pazar 11:03
- Türk Akımı oyunu değiştirebilir mi?13 Ekim 2016 Perşembe 09:38
- Kritik dönemeçte AB için karar vakti08 Eylül 2016 Perşembe 06:15
- Sizin çocuklar bu kez başaramadı04 Ağustos 2016 Perşembe 08:50
- Tarihin en büyük devlete sızma operasyonu31 Temmuz 2016 Pazar 09:33
SON EKLENEN GALERİLER
ÖNE ÇIKANLAR
Fotoğraflarla Kürdistan’a dönen ilk hacı kafilesi
Başkent Hewler’de huzurevi
IŞİD’in son mevzisinden kaçış...
Kürdistan Parlamentosu'nun yeni üyeleri yemin etti
12345678
- Süleyman ÇevikKürtçe zorunlu eğitim bir haktır!
- Ersin TekGeleceğin Önündeki Engel: Geçmiş!
- Roşan LezgînZazakî Kur’an Meali ve İncil çevirisi
- Bayram BozyelSri Lanka; İktidar hırsının trajik sonuçları
- Abdullah Can“Bediüzzaman’ın hançeri” mi, Bediüzzaman’ı hançerlemek mi? (5)
- Mustafa Özçelik‘’Helalleşme’’ söylemini destekleyerek, kapsamlı helalleşmelere kapı ara
- Rahmetullah KarakayaBinelim kuşa gidelim Muş’a (2)
12
Sait Çürükkaya...
Antep'te sokak düğününe bombalı saldırı
Cizre'deki bodrumlarda ne yaşandı?
Nizamettin Ariç - Xakî Bîngol - Çîyayê Şengalê
12345678
- Murat YetkinSon üç gün, son üç soru
- Hayko BağdatKürtler TİP’e neden kırgınlar?
- Arzu YılmazKürt seçmenin seçimi ve dış politika
- Hediye LeventCIA Şefi neden Orta Doğu'da?
- İsmail Beşikci59 Yıl Sonra Şemdinli
- Mehmet Latif YıldızGüçlendirilmiş parlamenter sistem üzerine
- Akif BekiHDP’yi kapatmak neye yarar?
- Fehim TaştekinKürtler için lanet geri mi dönüyor?
- Ahmet TaşgetirenYargı sancısı -bumerangı unutmamak
- Fehmi KoruFırat’ın doğusuna gitmiyoruz, tamam. "Neden"...
- Aydın Doğanİstanbul seçimleri ve ötesi…
- Galip Dalayİran'a Sovyet modeli...
- Hakan AlbayrakMalcolm X
- Elif ÇakırBize ne oldu böyle?
- Orhan Kemal CengizHDP neden arabayı atın önüne koyuyor?
- Yaşar YakışFırat’ın doğusu sorunu askeri harekâtsız da çözümlenebilir mi?
- Mücahit BiliciDonald Trump’ın Zülkarneyn olarak portresi
- Tarık Ziya EkinciKılıçdaroğlu'nun Ahmet Türk'le görüşmesi bir skandaldır
- Akdoğan Özkan'ABD Çin ile Savaşacak'
- Murat SabuncuABD, Türkler ve Kürtler arasında 'çözüm' için devrede mi?
- Ahmet AltanMilliyetçilik ve Aydınlar
- Aslı AydıntaşbaşYalancı bahar mı ikinci bahar mı?
- Amberin Zaman‘Al papazı, ver papazı’ derken elde ne kaldı?
- Etyen MahçupyanErken seçim istemeyip ne yapsaydı?
- Kadri GürselÜç yıl sonra HDP yine anahtar
12345
RÖPORTAJ
Arzu Yılmaz: Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyareti Türkiye’den ABD’ye mesajKürt sorunu üzerine çalışmaları ile tanınan ve Kürdistan Bölgesinde de görev yapan Hamburg Üniversitesi Misafir Öğretim Görevlisi Dr. Arzu Yılmaz Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyaretini Evrensel'e değerlendirdi.
Türkan Elçi: 'Tahir hiçbir rüyamda benimle konuşmadı’Bugün Diyarbakır Barosu Tahir Elçi’nin öldürülmesinin beşinci yılı.
Kürt hukukçuya Yeni Zelanda'dan 'Küresel Etki ÖdülüERBİL (K24) - Kürt hukukçu Rez Gerdi, mültecilerle ilgili yaptığı çalışmalar ve gösterdiği çabalar nedeniyle Yeni Zelanda’da “Küresel Etki Ödülü”nü kazandı.
PSDK lideri: Kürtler ABD’yle doğrudan görüşmeliKürdistan Sosyalist Demokrat Partisi (KSDP) Genel Sekreteri Muhammed Haci Mahmud, Bağdat’la yaşanan bazı sorunlar konusunda kesin sonuçlar alınması için Kürtlerin ABD’yle doğrudan görüşmesi gerektiğini söyledi.
ÖZEL MAKALE
Konya’daki katliama ilişkin gözaltı sayısı 13’e çıktıKonya’da yedi kişinin katledildiği ırkçı saldırıya ilişkin gözaltına alınanların sayısı 13’e yükseldi.
Reuters: Türkiye sınıfta kaldıKoronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında Türkiye'de 2 haftadır hafta sonları akşamları sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. İngiliz haber ajansı Reuters'ın analizine göre bu yasaklar bir işe yaramadı.
Demirtaş hakkında yeni iddianame: 3 yıla kadar hapsi istendiAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı, Başsavcı Yüksel Kocaman'ı hedef gösterdiğini iddia ettiği HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş hakkında yeni bir iddianame hazırladı. İddianamede Demirtaş’ın 3 yıla kadar hapsi istendi.
Mesud Barzani: Kerkük; anılar, düşler ve düşüncelerBarzani, “Saddam Kerkük’ün Kürtlerin hakkı olduğunu kabul ediyor muydu?” şeklindeki soruya, “Şahsen kendisi bana, ‘Kerkük Kürt kentidir’ dedi."
KÜLTÜR SANAT
Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!Nûbihar dergisinin 165. Sayısı Kürt Dili Dosyası olarak çıktı.
Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!Nûbihar dergisinin yeni sayısı okuyucusuyla buluştu.
Nûbihar dergisinin 163. sayısı çıktı3 ayda bir Kürtçe yayınlanan Nûbihar dergisinin 163. sayısı zengin bir içerikle çıktı.
Feyruz, Suudi Arabistan’da konser vermeyi reddettiArap dünyasının yaşayan en büyük şarkıcısı Feyruz, Suudi Arabistan'ın insan haklarına saygı göstermediğine dikkat çekerek konser davetini reddetti.
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89
Tel : 0532 261 34 89
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.