4.5 yıl boyunca olduğu gibi kısa süre önce dolaşıma sokulan “Rusya, İran ile birlikte Esad yönetimini terk edeceğinin işaretini verdi” safsatalarının ömrü uzun sürmedi. ABD’ye İncirlik’i verip, Suriye’nin kuzeyinde arzuladıkları “tampon bölgelerini” alıp“Halep’i fethedeceklerini” düşünenler, şimdi Lazkiye’de kurulan üsse bakıp ağlasalar yeridir. Zira satranççı Ruslar, diplomatik ve askeri cephede atağa geçmiş vaziyette.
***
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, en son Esad’ın istifası yolundaki “gerçekdışı ve mantıksız” çağrılara son verilmesini istedi. Bir Rus diplomatın ifadesiyle tutumları net: “Ortaklarımızın Şam’da rejim değişikliği önerileri gayri meşrudur. Sadece Esad’a gitmesini söylüyorlar, peki sonra? Hiçbir fikirleri olduğunu sanmıyorum. Sözüm ona Irak’ta da teröristler olmayacaktı, Libya’da da...”
Nitekim anlaşıldı ki, Rusya Şam’a, IŞİD’le savaşta ihtiyaç duyduğu silah ve mühimmatın sevkıyatına gaz vermiş. ABD’nin telaşlanıp Bulgaristan’a rızasıyla, Yunanistan’a defacto hava sahasını kapattırması filan nafile! İran ve Irak rotası bir yana; Rusya, Karadeniz’e kıyıdaş ülke olarak Boğazlar’dan tereyağından kıl çeker misali bunları geçirivermiş. 2015’in ilk sekiz ayında 39 gemi geçmiş: Küçük silahlar, roket başlıkları, kamyonlar, en yeni model zırhlı taşıyıcılar (BTR 82A)... Bunları kullanmayı Suriyelilere öğretecek 1000 kadar uzmanın yer aldığı Rus görev gücü de anlaşılan Suriye’de.
***
Rusya inkâr da etmiyor, tersine. Esad bir daha ülkenin tamamına hâkim olamayacak olsa bile kilit önemdeki kıyı hattını tutmaya girişiyor. Sovyet döneminden beri var olan Tartus Limanı’nı güçlendiriyor, Doğu Akdeniz’de tatbikata girişiyor. Asıl önemlisi, Suriye’yle 1980’deki dostluk anlaşmasını canlandırıp Lazkiye’nin güneyindeki Ceble’deki havaalanını hava üssüne dönüştürmesi. Ortadoğu’da bir ilk olacak Rus hava üssünde Rus görev gücü için prefabrik barakalar, mobil hava savunma sistemleri kuruluyor. Yani, İncirlik’in 180 km güneyinde “oyun değiştirici” bir başka unsur belirmekte...
***
Diplomatik cephede ise Putin, bu ay sonu BM Genel Kurulu’nda, IŞİD ve aşırılıkçı cihatçılarla savaşta bölge ülkeleri ve büyük güçlerin sahadaki tek işlevsel güç olan Suriye ve Irak ordularıyla işbirliği yapması önerisini tekrarlayacak. Manevrasını 4 Eylül’de Vladivostok’ta Esad’ın seçimlere ve iktidarı “sağlıklı” bir muhalefetle (Selefi cihatçı olmayan) paylaşmaya hazır olduğunu açıklayarak pekiştirdi.
***
Buna karşılık Batı’nın nicedir kendi kendine tekrarladığında bile inanmadığı argümanı var: “Esad gidecek, aşırılıkçılar bitecek.” ABD’nin “Suriye’den ılımlı İslamcıdevşireceğim” hayalleriyle kurduğu IŞİD karşıtı nazlı koalisyonla yürüttüğü hava saldırıları etkisiz. Vijay Prashad’ın isabetli ifadesiyle “rejim değişikliğinin sığınmacıları” Avrupa’ya akarken, Britanya ilk kez çözüme yardım edecekse geçiş döneminde Esad’ın iktidarda kalmasını kabulleneceğini dile getirdi, Fransa’dan benzer sesler var. Avusturya Esad’ın IŞİD’le savaşta yer almasının, İspanya ise Esad’la müzakerenin şart olduğunu açıkça söyledi. Suriye “düzenlenirken” bu görüş ağır basarsa hiç şaşırmayın.
Tarihin ironisi, “ılımlı siyasal İslam”dan demokrasi beklemenin yersizliğini biz âlemi cihana ıspatlamakla meşgulüz. Suriye’yi geçin, kendimizi “düzenleyemezsek” bu tabloda başımıza gelenlere çok şaşırabiliriz.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.