ABD Başkanı Barack Obama’nın IŞİD’e karşı ‘küresel koalisyon’ nezdindeki özel temsilcisi, emekli general John Allen ve yardımcısı Brett McGurk Ankara’ya geldi. İkilinin çantasında yine İncirlik ve PYD/YPG var. Bir son dakika pürüzü çıkmazsa eğer, Türkiye’nin İncirlik Üssü’nü IŞİD’e karşı operasyonlarda kullanılmasına izin vermesi bekleniyor.
Türkiye bu izni vermeli.
Ankara’nın süregelen İncirlik direnci Türkiye-ABD ilişkilerinde ciddi gerginlik yaratmış durumda. Özellikle, ‘Türkiye IŞİD’e karşı mücadelede ayak sürüyor’ algısı söz konusu.
Ankara’nın geçtiğimiz ekim ayında, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Kobane düştü düşecek” sözleri eşliğinde kentin IŞİD’in eline geçmesini önleyebilmesi için YPG’ye ilk başta koridor açmaması bu algıyı daha da pekiştirdi. ABD bu engelleme üzerine ‘ikinci çuval’ ayarında bir hareket çekerek Kobane’ye paraşütlerle silah paketleri atmıştı. Hem de Obama’nın Erdoğan’ı telefonla bilgilendirdiği sırada.
Suriyeli Kürtler geçen ay yine ABD’nin yardımıyla IŞİD’in en kritik lojistik hattı üzerindeki Tel Abyad’ı aldığında Ankara’nın geçirdiği şoku ise hatırlatmamıza gerek yok. Tepkiler utanç vericiydi.
Amerikalıların YPG militanlarını eğitmesi sürpriz olmayacak
IŞİD’i ‘yok etmek’te kararlı Amerikalı subayların YPG’ye duyduğu hayranlık sır değil. YPG ile işbirliğini geliştirmek istedikleri de. Öyle ki YPG’ye silah yardımında bulunmak ve Iraklı peşmergelerle birlikte YPG militanlarını da eğitmek istemeleri sürpriz olmayacak.
Ne var ki başta dışişleri olmak üzere Türkiye’yle ilgilenen ABD’li yetkililer böylesi bir hamlenin ikili ilişkilerde yaratacağı travmanın farkında. ABD’nin Eric Edelman’dan bu yana en sıkışık durumda bulunan Ankara büyükelçisi John Bass boşuna iktidara yakın gazetelere, “Amerika’nın Suriye’de Kürt devleti kurma niyeti yok” diye beyanlar vermiyor. Ne kadar ikna ettiği ise ortada.
IŞİD kolay lokma değil
ABD güçlerinin yeni hedefinin IŞİD’in Türkiye sınırında elinde tuttuğu son geçiş noktası Cerabulus olduğunu çözmek için Napolyon olmak gerekmiyor. Onlar havadan vuracak. YPG de karadan. Ancak Ankara’nın savaş tamtamlarını çalmasıyla birlikte herkes bir ‘Dur’ dedi.
Tek nedeni bu değil.
Tüm başarılarına rağmen YPG’lilerin de bir sınırı var. IŞİD kolay lokma değil. IŞİD Kobane’de yaptığı son katliamın ardından Tel Abyad, Hassekeh ve Ayn İssa’da YPG güçlerine karşı operasyonlar düzenledi, çatışmalar sürüyor.
YPG’nin sahada eğitimli güç bulundurmakta sıkıntı çekmeye başladığına dair haberler Batı basınında yer almaya başladı bile. Rojava’dan bildiren Sofia Barbarani’nin IB Times sitesinde yer alan haberinde YPG’ye katılan Batılı gönüllüler Kürt gençlerinin doğru dürüst eğitim almadan cepheye sürüldüklerinden yakınıyor.
YPG’nin ilerlediği coğrafyadaki etnik kompozisyon ise ayrı sıkıntı. Tel Abyad’da olduğu gibi Cerabulus’taki nüfusun da önemli bir kısmı Arap. Bu sayede Ankara’nın pompaladığı ‘Kürtler etnik temizlik yapıyor, Arapları, Türkmenleri kovuyor’ propagandası kolaylaşıyor. Oysa Barbarani’nin aktardığı ve Batılı diplomatik kaynakların da teyit ettiği gibi somut kanıt yok.
21’nci yüzyılın en büyük tehlikesi
IŞİD barbarlığı 21’nci yüzyılın en büyük tehlikesi olarak karşımızda duruyor. Er geç IŞİD namluları Türkiye’ye de yönelecek. Pakistan’ın kanlı yoldan öğrendiği üzere bu tür yapılar kontrol altında tutulamaz. Yönetilemez.
Ankara’nın Suriye politikasını baştan aşağı yenilmesi gerektiğini defalarca dile getirdik. Ankara’nın IŞİD’e karşı mücadeledeki yalpalamaları Türkiye’yi ABD’yle karşı karşıya getiriyor. Iraklı Kürtlerle güveni sarsıyor. Ankara’yı Suriye ve Irak’ta oyun dışı bırakıyor.
Dahası bu basiretsizliğin faturası sadece dışarıda değil içeride de ödeniyor. Yeni kuşak Kürtlerin zihninde sınırlar çoktan silindi. Diyarbakır’daki Kürt Kobane’deki Kürt’le kaderini bir görüyor. Her gün Rojava’dan gelen cenazeler en somut kanıt.
Stratejik akıl hakim gelirse
ABD’nin YPG’yle yakınlaşması fırsata dönüşebilir. ABD, TSK ve YPG’nin IŞİD’e karşı koordineli hareket ettiği günleri görebiliriz. Yeter ki stratejik akıl hakim gelsin.
Tam da bu noktada İncirlik’in açılması, hem bu koordinasyonu somutlaştıracak, hem de Ankara’nın hem ABD hem YPG’ye ilişkilerinde yeni bir sayfa açacaktır. İktidara yakın kaynaklardan da bu yönde işaretler alıyoruz.
Tüm bu gelişmelerin AK Parti’nin kuracağı bir azınlık hükümeti dahil koalisyon senaryolarında mutlak payı olduğundan da en ufak şüpheniz olmasın.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.