HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Demirtaş, özgüveni ve iddiasıyla dikkat çekiyor. Demirtaş, Erdoğan ve İhsanoğlu için de “Biri geçmiş, biri ise kendi var ettiği statükoyu temsil ediyor” diyor
Bir Selahattin Demirtaş rüzgarıdır aldı yürüyor. Henüz sandıkta neye tekabül edeceği belli değil ancak “Değişimin Adayı” sloganıyla ortaya çıkan HDP’nin Çankaya adayı, sol ve muhalif çevrelerde, BDP’nin aldığı oyun da ötesinde bir ilgi uyandırmış durumda. Liberaller, 30 Mart’ta bindikleri CHP gemisinden atlamaya çoktan hazır. En Beyaz Türk arkadaşlarım arasında “Oyumuz Demirtaş’a” diyenler var.
Giresunlu taksici amca “İyi konuşuyor” diyor. Ekmelettin İhsanoğlu’na henüz ısınamayan ulusalcı teyze “PKK’ya oy vermem ama Tayyip’in hakkından bir bu geliyor” diyor.
Sözcü yazarı Oray Eğin bile haftalar öncesinden Çankaya adayının Selahattin Demirtaş olduğunu deklare etti!
Hal böyleyken, sorumuz şu: “Radikal Demokrasi” sloganıyla ortaya çıkan genç Kürt siyasetçi, Almanya’daki Yeşiller ya da Yunanistan’daki Syriza tarzı geniş bir sol koalisyon yakalayabilecek mi? Oray Eğin’in dediği gibi “Türkiye’nin Obaması” olabilir mi?
Bir başka deyişle, Türkiye ve Orta Doğu’da herkesin kimliklere ve partilere sıkıştığı bir noktada, Demirtaş’ın “değişim” talebi, BDP’nin aldığı klasik yüzde 6-7 ötesinde bir toplumsal dinamiği tetikler mi?
‘Özgürlük herkesin ihtiyacı’
Demirtaş’la Salı gecesi Şirin Payzın’ın CNNTürk’deki programında başlayan sohbetimize, dün de bir grup yazarla Taksim’de devam ettik. Bir Kürt partisi değil, daha geniş bir hareketin temsilcisi olarak konuşan HDP liderinin, iddiası da büyüktü, özgüveni de:
“Türkiye’de demokrasiye, özgürlüğe ihtiyacı olan sadece Kürtler değil. Dolayısıyla bizi ortak bir çatıda, potada buluşturan şey radikal demokrasidir. Güçlü bir demokrasidir. Buna Kürtlerin de, Pomakların da, Çerkezlerin de, Alevilerin de ihtiyacı var. Türkiye’de yeni bir çizgi oluşturulamayacağı sürece, kimse rahat bir nefes alamayacaktır. Benim adaylığım bunun için büyük bir fırsattır.”
Peki İzmirli, Bursalı, kazanma ihtimalinin zayıf olduğunu bildiği halde Demirtaş’a niye oy versin? “Biz seçilmeme ihtimali üzerine aday olmadık. Ciddi ciddi Çankaya’ya adayız. ‘Şöyle bir deneme yapalım’ babında bir adaylık anlayışı yok. İki aday da bir şey vaad etmiyor. Türkiye’de hiçbir insanın, kimliğin kendini özgür hissettiğini düşünmüyorum. İki aday da bu sorunu çözecek vizyona sahip değil. Biri geçmişi, biri şimdiyi temsil ediyor. Biri geçmiş statükoyu, biri de kendi var ettiği statükoyu temsil ediyor. Biz geleceği temsil ediyoruz. İzmirlilerin de, Diyarbakırlıların da gelecek kaygısı var.”
Daha sonra İzmir’den yazan bir kadın izleyici “Bayrağı değiştirmeyeceğinize söz verir misiniz?” sorusuna güldü: “Elbette. Nasıl bir değişiklik yapmayı düşünebiliriz ki? Söylemediğimiz hiçbir şeyi yapmayız, söylediğimiz her şeyi de yaparız.”
Bakalım Demirtaş “Bizi ancak radikal demoktasi birleştirir” teziyle seçmeni ikna edip yüzde 10 barajını zorlayacak mı?
Demirtaş’ın kampanyası, gönüllülerin katılımıyla şekilleniyor. Kampanyasının maliyetini sorduğumuzda “AKP’nin yüzde biri civarında. 5-6 milyon” diyor. Bağışlar konusunda sıkıntı yaşamayacağı düşüncesinde. “Önemli olan ne kadar para yollandığı değil. Bir liraya bile razıyız. Önemli olan ne kadar insanın katıldığı” diyor.
‘Genel müdüre ulaşamıyoruz’
TRT’nin Başbakan Erdoğan dışında Cumhurbaşkanlığı adaylarını sansürlemesi, tüm muhalefet partilerinin ortak şikayeti. Son üç günde TRT Türk’ün Erdoğan’a 305 dakika, İhsanoğlu ve kendisi için zaman ayırmamasına dikkat çeken Demirtaş “AKP’nin özel kanalı olsa bunu yapamazlar.
Başbakan kendi parasıyla televizyon kursa bunu yapmaya cesaret edemezler” dedi. Farklı TRT kanallarından “orantısız yayın” konusunda rakamlar veren HDP lideri, “TRT Genel Müdürü’nü ziyaret etmek istiyoruz. Ama kendisine ulaşamıyoruz. Ortalarda yok. TRT bütçesi vergilerimizden geliyor. O zaman vergilerin bütçeye rücü edilmesi için TRT Genel Müdürü’ne şahsen dava açacağız” dedi.
CHP’yle ipler nasıl koptu?
HDP lideri, Çankaya adayı belirleme sürecinde CHP’yle yaptıkları görüşmenin perde arkasını anlatırken, CHP’yi ziyaret ettiklerinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ekmeleddin İhsanoğlu ismine karar vermiş olduğunu iddia etti: “Biz CHP’ye gittiğimizde, Kemal Bey Ekmeleddin Bey’i biliyordu. CHP’den zaten Roza Lüksemburg tarzı bir aday olmayacağı belliydi. Ama biz birlikte hareket etmeye hazırdık. CHP’nin handikaplarına rağmen, değişim ve dönüşüm konusunda kendilerini sorgulayabileceklerini, bizim partimizde de değişim dönüşüm gerektiğini söyledik. Cumhurbaşkanlığı seçiminden başlayarak yeni bir hat kuralım, dedik. CHP sağa savrulan gidişatı böyle toparlayabilirdi. Onlar MHP’yi seçti. Yollarımız o noktadan itibaren ayrılmıştır.”
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.