Türkiye toplumu çok büyük bir felaketin eşiğinden döndü. 15/16 Temmuz darbe girişimi amacına ulaşsaydı bugün büyük ihtimalle geniş çaplı bir iç savaşın içinde olacaktık. On iki saat civarında süren darbe girişimi sırasında, bu iç savaşın minyatür halini tüm dehşetiyle gördük, yaşadık. Darbecilerle darbeye karşı çıkan askerler ve polislerin arasındaki şiddetli çatışmalar; halka ateş açan askerler ve subaylar; etkisiz bırakılan erlere karşı öfkeli göstericilerin linç girişimleri; Meclis binası ve başka kamu binalarını bombalayan askeri uçak ve helikopterler... İç savaş budur.
Bu korkunç gece ve gündüzün ağır insani bedeli, eğer darbeciler başarılı olsalardı, teferruat mertebesinde kalacaktı. Duruma hâkim olmak için büyük bir terör estirecek olan darbeciler, ancak kitlesel bir katliamla herkesi pıstırabileceklerini son aşamada düşünüp, belki çok uzun sürmeyecek ama vahşi bir diktatörlüğe sarılacaklardı. Darbecilerin, bir kaos ve iç savaş ortamı yaratarak, darbeye karşı çıkan komutanların o aşamada “kardeş kanının akmasına son vermek için” darbecilerle çalışmayı kabul edeceklerini tasarladıklarını düşündüren öğeler var.
Türkiye toplumu kanlı bir diktatörlüğün ve muhtemel bir iç savaşın eşiğinden döndü. Darbeciler önce kuvvet komutanlarını enterne edip Genelkurmay’ı kontrol altına alarak, bütün birlikleri kendi komutaları altına almayı ve Tayyip Erdoğan’ı yakalamayı ilk elde hedeflemişlerdi. Birçok komutanın darbecilerden gelen emre uymayı reddetmesi, reddetmekle kalmayıp karşı harekete geçmesi planı büyük ölçüde bozdu. Bunun yanında polis kuvvetlerinin ilk kez böyle bir darbe karşısında büyük bir hız ve kararlılıkla meşru yönetimi ve kurumları koruma görevini yerine getirmeleri, darbecileri zaman zaman bulvar komedisi oyuncularına dönüştürdü. Ama aynı zamanda, özellikle bazı subayların ne kadar büyük bir kin, nefret ve gözü dönmüşlükle ateş açtıklarını, havadan ve karadan bombaladıklarını gördük. Planın geri kalanını, 1. Ordu Komutanı’nın meşru yönetim yanında yer alması, Tayyip Erdoğan’ın halkı meydanlarda toplanmaya çağırması ve bir o kadar önemlisi, bütün siyasal partilerin hızla ve son derece açık biçimde darbe girişimine karşı çıkmaları bozdu. Darbeyi hiçbir sendika, dernek, meslek kuruluşu desteklemedi; bu amaçla sokağa kimse inmedi.
Darbeciler yönetime el koyduklarını ilan ederken, daha ne başbakanı, ne hükümet üyelerini tutuklama teşebbüsünde bulunmuşlar, ne de TRT dışında başka bir sivil kamu kuruluşunu ele geçirme hamlesi yapmışlardı. Milletvekilleri rahatça Meclis’e dönebildiler. Başbakan darbenin ilk saatlerinde televizyondan halka seslenip, darbenin başarısız olduğunu ilan edebildi. Darbecilerin de fiili başkanlık rejimini içselleştirdikleri anlaşılıyor!
Darbecilerin hesaba katmadıkları olgulardan bir diğeri, artık kamu kuruluşlarında TSK’nin temsilcilerinin bulunmadığı ve devlet radyo ve televizyonunu ele geçirmenin medyayı kontrol etmek anlamına gelmediği, ayrıca televizyon kadar, yayınların kablo ve uyduya ulaşımının bir o kadar önemli olduğuydu.
Bütün AKP muhaliflerini kucaklayacağı ve özellikle CHP tabanını cezbedeceği varsayımıyla hazırlandığı hissedilen, son kullanım tarihi çoktan geçmiş darbe bildirisini kimse ciddiye almadı. Türkiye toplumunun ezici çoğunluğu darbecilere sırtını çevirdi. Bir dönem gerçekten kapanmıştı.
Darbe yapmayı başaramamış olanlar, bütün kurumların yönetim ve denetimini tek elde toplamak isteyen iradenin eline, bunu hemen şimdi son aşamasına kadar sürdürme fırsatı verdiler. İktidar, ilk elde, Gülen Cemaati üyesi, sempatizanı veya herhangi bir şekilde bu cemaatle ilişkisi olduğu kanaatinin polis ve MİT’te oluştuğu kişi ve kurumlara yönelik çok büyük bir tasfiye operasyonu yapma fırsatı elde etti. Bu arada kurunun yanında ve ondan daha fazla yaşın da yanacak olması ihtimali çok güçlü. Ayrıca bu tasfiyelerin bu hedefle sınırlı kalmayacak olması, makbul addedilmeyen çok daha geniş bir çevreye yönelecek olması da ihtimal dahilinde. Meydanlara çağrılan halk içinde fanatik grupların kendi başlarına girişecekleri “arındırma operasyonları” bu manzarayı tamamlayabilir.
Menfur darbe girişiminin hızla başarısız olması sayesinde büyük bir felaketin eşiğinden döndük. Ödenen ağır insani bedele rağmen bu sevinilmesi gereken bir gelişmedir. Ama darbeciler, yarım yamalak demokrasimizin ve kısıtlı özgürlükler rejiminin daha da yıpranmasına, ahı gidip vahı kalmış güçler ayrılığının yürürlükten kaldırılmasına yol açacak kapıyı ardına kadar açtılar. Darbe belasından kurtulduk ama İslamcı tınılı bir popülist otokrasi riski katlanarak arttı.
Demokrasi mücadelesinin şimdi çok daha büyük bir sorumlulukla yürütülmesi gerekiyor. Bunu gelecek yazıda ele alacağız.
- BIST 9379.83
- Altın 3689.71
- Dolar 38.0011
- Euro 41.704
- İstanbul 7 °C
- Diyarbakır 12 °C
- Ankara 7 °C
- İzmir 12 °C
- Berlin 3 °C
- Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!
- Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!
- Gazeteci Evrim Kepenek'e kelepçeli gözaltı!
- Gazeteci Sinan Aygül'e saldıran korumalar tutuklandı
- 15 barodan gazeteci Sinan Aygül’e yönelik saldırıya kınama
- İbrahim Kalın MİT Başkanlığına atandı
- Çanakkale ve Balıkesir'de art arda deprem
- Buldan ve Sancar eş başkanlığı bırakacaklarını açıkladı
- Başak Demirtaş: Selahattin adaylığını üç kez iletti
- Şenyaşar ailesi: ‘Gereken yapılmazsa ‘adalet’ pankartını Meclis’e asacağız’
- Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni kabineyi açıkladı
- HDP’li yönetici: Demirtaş’ın talebi genel merkezimize ulaşmadı
- Biden, sahnede yere düştü
- Demirtaş: HDP, cumhurbaşkanı adaylığı talebimi gerekçesiz reddetti
- Selahattin Demirtaş: Aktif politikayı bırakıyorum
İç savaş, darbe ve otokrasi üçgeninden çıkmak

Ahmet İnsel / Cumhuriyet
- Yorumlar 0
- Facebook Yorumları
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
- Paris’te üç Kürt kadın öldürülmüştü...07 Ocak 2017 Cumartesi 10:44
- Halep kurtuldu mu, düştü mü?24 Aralık 2016 Cumartesi 12:30
- Üç milyar Avro’ya ne oldu?10 Aralık 2016 Cumartesi 10:17
- Tarih tekerrür mü edecek?29 Ekim 2016 Cumartesi 09:39
- Güçlünün devleti güçlünün hukukudur27 Eylül 2016 Salı 13:34
- FETÖ/PDY iddianamesinin kör açısı17 Eylül 2016 Cumartesi 09:14
- Terörden başka örgütlü suç olamaz mı?16 Ağustos 2016 Salı 08:07
- Darbeyle ilgili organize belirsizlik26 Temmuz 2016 Salı 09:42
- Otokrasi riski ve direnme imkânları23 Temmuz 2016 Cumartesi 09:12
- Panama Belgeleri: Yokmuş Gibi Yapma Zamanı!07 Temmuz 2016 Perşembe 14:15
SON EKLENEN GALERİLER
ÖNE ÇIKANLAR
Fotoğraflarla Kürdistan’a dönen ilk hacı kafilesi
Başkent Hewler’de huzurevi
IŞİD’in son mevzisinden kaçış...
Kürdistan Parlamentosu'nun yeni üyeleri yemin etti
12345678
- Süleyman ÇevikKürtçe zorunlu eğitim bir haktır!
- Ersin TekGeleceğin Önündeki Engel: Geçmiş!
- Roşan LezgînZazakî Kur’an Meali ve İncil çevirisi
- Bayram BozyelSri Lanka; İktidar hırsının trajik sonuçları
- Abdullah Can“Bediüzzaman’ın hançeri” mi, Bediüzzaman’ı hançerlemek mi? (5)
- Mustafa Özçelik‘’Helalleşme’’ söylemini destekleyerek, kapsamlı helalleşmelere kapı ara
- Rahmetullah KarakayaBinelim kuşa gidelim Muş’a (2)
12
Sait Çürükkaya...
Antep'te sokak düğününe bombalı saldırı
Cizre'deki bodrumlarda ne yaşandı?
Nizamettin Ariç - Xakî Bîngol - Çîyayê Şengalê
12345678
- Murat YetkinSon üç gün, son üç soru
- Hayko BağdatKürtler TİP’e neden kırgınlar?
- Arzu YılmazKürt seçmenin seçimi ve dış politika
- Hediye LeventCIA Şefi neden Orta Doğu'da?
- İsmail Beşikci59 Yıl Sonra Şemdinli
- Mehmet Latif YıldızGüçlendirilmiş parlamenter sistem üzerine
- Akif BekiHDP’yi kapatmak neye yarar?
- Fehim TaştekinKürtler için lanet geri mi dönüyor?
- Ahmet TaşgetirenYargı sancısı -bumerangı unutmamak
- Fehmi KoruFırat’ın doğusuna gitmiyoruz, tamam. "Neden"...
- Aydın Doğanİstanbul seçimleri ve ötesi…
- Galip Dalayİran'a Sovyet modeli...
- Hakan AlbayrakMalcolm X
- Elif ÇakırBize ne oldu böyle?
- Orhan Kemal CengizHDP neden arabayı atın önüne koyuyor?
- Yaşar YakışFırat’ın doğusu sorunu askeri harekâtsız da çözümlenebilir mi?
- Mücahit BiliciDonald Trump’ın Zülkarneyn olarak portresi
- Tarık Ziya EkinciKılıçdaroğlu'nun Ahmet Türk'le görüşmesi bir skandaldır
- Akdoğan Özkan'ABD Çin ile Savaşacak'
- Murat SabuncuABD, Türkler ve Kürtler arasında 'çözüm' için devrede mi?
- Ahmet AltanMilliyetçilik ve Aydınlar
- Aslı AydıntaşbaşYalancı bahar mı ikinci bahar mı?
- Amberin Zaman‘Al papazı, ver papazı’ derken elde ne kaldı?
- Etyen MahçupyanErken seçim istemeyip ne yapsaydı?
- Kadri GürselÜç yıl sonra HDP yine anahtar
12345
RÖPORTAJ
Arzu Yılmaz: Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyareti Türkiye’den ABD’ye mesajKürt sorunu üzerine çalışmaları ile tanınan ve Kürdistan Bölgesinde de görev yapan Hamburg Üniversitesi Misafir Öğretim Görevlisi Dr. Arzu Yılmaz Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyaretini Evrensel'e değerlendirdi.
Türkan Elçi: 'Tahir hiçbir rüyamda benimle konuşmadı’Bugün Diyarbakır Barosu Tahir Elçi’nin öldürülmesinin beşinci yılı.
Kürt hukukçuya Yeni Zelanda'dan 'Küresel Etki ÖdülüERBİL (K24) - Kürt hukukçu Rez Gerdi, mültecilerle ilgili yaptığı çalışmalar ve gösterdiği çabalar nedeniyle Yeni Zelanda’da “Küresel Etki Ödülü”nü kazandı.
PSDK lideri: Kürtler ABD’yle doğrudan görüşmeliKürdistan Sosyalist Demokrat Partisi (KSDP) Genel Sekreteri Muhammed Haci Mahmud, Bağdat’la yaşanan bazı sorunlar konusunda kesin sonuçlar alınması için Kürtlerin ABD’yle doğrudan görüşmesi gerektiğini söyledi.
ÖZEL MAKALE
Konya’daki katliama ilişkin gözaltı sayısı 13’e çıktıKonya’da yedi kişinin katledildiği ırkçı saldırıya ilişkin gözaltına alınanların sayısı 13’e yükseldi.
Reuters: Türkiye sınıfta kaldıKoronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında Türkiye'de 2 haftadır hafta sonları akşamları sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. İngiliz haber ajansı Reuters'ın analizine göre bu yasaklar bir işe yaramadı.
Demirtaş hakkında yeni iddianame: 3 yıla kadar hapsi istendiAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı, Başsavcı Yüksel Kocaman'ı hedef gösterdiğini iddia ettiği HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş hakkında yeni bir iddianame hazırladı. İddianamede Demirtaş’ın 3 yıla kadar hapsi istendi.
Mesud Barzani: Kerkük; anılar, düşler ve düşüncelerBarzani, “Saddam Kerkük’ün Kürtlerin hakkı olduğunu kabul ediyor muydu?” şeklindeki soruya, “Şahsen kendisi bana, ‘Kerkük Kürt kentidir’ dedi."
KÜLTÜR SANAT
Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!Nûbihar dergisinin 165. Sayısı Kürt Dili Dosyası olarak çıktı.
Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!Nûbihar dergisinin yeni sayısı okuyucusuyla buluştu.
Nûbihar dergisinin 163. sayısı çıktı3 ayda bir Kürtçe yayınlanan Nûbihar dergisinin 163. sayısı zengin bir içerikle çıktı.
Feyruz, Suudi Arabistan’da konser vermeyi reddettiArap dünyasının yaşayan en büyük şarkıcısı Feyruz, Suudi Arabistan'ın insan haklarına saygı göstermediğine dikkat çekerek konser davetini reddetti.
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89
Tel : 0532 261 34 89
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.