Azadî, bir ruhtur. Bu ruh, İslamî ve Kürdistanî bir ruhtur. Devrimci İslam’ın ve Özgür Kürdistan’ın ruhudur.
Bu ruh, her dönem belli bazı şekillerde(kimselerde, yapılarda) zuhur eder. Dün Ehmedê Xanî’de, Şêx Ubeydullah’da, Şêx Seîd’de, Seyid Rıza’da, Seîdê Kurdî’de zuhur etti, bugün de Hareketa Azadî ve gönüldaşları şahsında zuhur etmiştir.
Hereketa Azadî, Kürdistanî bir direniş geleneğinin devamı olduğu için Kürdistan’a has sayılabilir. Ancak Hereketa Azadî, genç ve yeni sosyopolitik bir oluşum ve bağımsız bir düşünme zincirinin öncüleri olarak da tanımlanabilir. Otantikle modernliğin buluşma noktası yani; bu durum aynı zamanda sahiplenilmeye çalışılan misyonun ağırlığına ve tarihsel dönüşümün hızlı olacağını işaret ediyor.
Hereketa Azadî, yerleşik seküler sol ya da islamcı sağ siyasî ayrım içine konulamaz, konulmamalıdır. Hereketa Azadî’yi mevcut siyasî argümanlarla anlamak zordur, hatta imkânsızdır. Ne sağ, ne sol; yalnızca İslamî ve Kürdistanî…
Hereketa Azadî, baskıcı işgal-iktidar gerçeğine karşı özgürlük mücadelesi vermekten öte, yeni bir iktidar biçiminin işlenmesinde merkezi rol oynayan bir tertibat, yerleşik iktidar biçimlerinin sorgulanması görevini icra eden, daha ziyade bir özgürleşme önerisi ve yeni bir tarz olduğu düşüncesi bizlerin dayanak noktasını oluşturmalıdır.
Bununla birlikte, Hereketa Azadî’yi yalnızca Müslüman Kürdler ve Kürdistan konularıyla iştigal olan bir tertibattan ibaretmiş gibi düşünmek de yanlış olur. Nitekim bu yapı, bireysel deneyimlerin, çok çeşitli kimlik kategorilerinin kesiştiği noktada(Kürdistan coğrafyasında) şekillendiği unutulmamalıdır. Hereketa Azadî, bu çoklu etkiler üzerinden daha özgün, daha millî, daha normatif bir sistemi inşa etmenin mümkün olduğunu gösterecek bir reçetedir.
**
Hereketa Azadî, Kürdistan’da yeni bir siyaset tarzını temsil etmelidir; ne olduğuyla beraber, daha çok neye karşı olduğuyla da kendini ortaya koymak mecburiyetindedir. Kürdistanla ilgili algılarımıza damgasını vurmuş yamuk(ötekileştirici) düşünce yapılarına ve bu yapıların beraberinde getirdikleri çelişkilere, çatışmalara, kirliliklere karşı yumuşak bir tarz ve ferasetli bir duruşla karşı koymalıdır.
Hereketa Azadî, yabancılar ve işbirlikçileri tarafından Kürdistan’da gerçekleştirilen zulümlere karşı Kürd Müslümanların bilinçlerinin geliştirilmesi; şeriatın ve aklın gerekleri doğrultusunda millî ve dinî pratik ve ayinlerin yerine getirilmesini telkin etmelidir. İslam’la içiçe geçmiş modern ve kendi dönemleri adına ileri bir genç müslümanlar grubunu(işgal, sömürge ve faşizm karşıtı genç radikal bir entelektüel nesli) eğiterek, siyasî ve Kürdistanî şuura sahip bir İslam’la onları buluşturmalı ve bütünleştirmelidir.
Hereketa Azadî, dinin siyasetten ayrılmazlığı kavramı ve ideal islamî sistemin belli sosyo-ekonomik dolayımları üzerine daha fazla kafa yormalıdır. Ana iştigal alanları; hak, adalet ve hürriyet olmalıdır. İslam’a asırlardır musallat olmuş geleneksel algılar üzerinden temellenen mekanik bir ibadet, ayin ve pratikler dizisi olarak değil, ahlâki ve insani bir evrensel değerler dizisi üzerinde temellenen ve uygun modern cevaplar sağlayabilen yaşayan bir varlık olarak bakma imkânını sağlamalıdır. Geleneksel islamî söylem ve araçların mevcut yetersizliği bunalımını doğru anlayıp, ıslah edilmesi için çaba sarfetmelidir.
Hereketa Azadî, Kürdistan(özgürlük) karşıtı teorilerin, yönelimlerin hiçbirinin ‘doğal’ olmadığını, tarihsel, kültürel, toplumsal bir arkaplandan yoksun olduğunu ve bunları yerleşik iktidar biçiminden bağımsız düşünülemeyeceğini hatırlatmalı ve karşı çıkmalıdır. Kürdistan’ın statü ve kimliğinin inşa süreci üzerine yoğunlaşmalı ama Kürdistan’da statü ve rejim meselesi sorunlaştırılırken ne realiteden ne de tarihsel gerçeklikten vazgeçmemelidir veya toptan reddetmemelidir, onu ferasetle işlemeyi ve dönüştürmeyi amaç edinmelidir.
Hereketa Azadî, normatif olanın dışında kalan, bu alanın dışına itilene, normun ihlal edene bir gönderme ve anormalliği yeniden adlandırma imkânı olmalıdır. Kürdistan’da normal olmayan normali kuran normların kuruluş ve işleyiş yapısını sorgularken, kenarda kalmışların, köşesine çekilmişlerin merkeze çağrılmasını ve merkezin yeniden yapılandırılmasını, gerekirse merkezin darma-duman edilmesini sağlamalıdır.
Hereketa Azadî, dönemin sosyal ve siyasal meseleleri üzerinde derin bir anlayışa yönelmelidir; işgal, ulus devlet, sömürü, özgürlük, bağımsızlık, eşitlik, barış, sosyal adalet ve kardeşlik gibi modern sosyo-politik meseleleri, İslamî ve Kürdistanî bir bakış açısından anlaşılabilir bir tarihsel ve sosyal bağlama yerleştirmelidir.
Hereketa Azadî, siyasi açıdan temiz, ahlaki ve açık bir politika kavramını içselleştirmeli ve yaygınlaştırmalıdır. Siyasi beklentileri, sosyal adaleti, emperyalizm ve despotluk karşıtlığını güçlü dinî duygular ve derinden hissedilen bir milliyetperverlik duygusu üzerinden temellendirmelidir. Genç eylemciler için yerli temelde bir kimlik, bir referans çerçevesi sağlamalıdır.
Hereketa Azadî, anti-demokratik yapılara, yasalara, uygulamalara karşı ilkeli ve cesur bir tavır takınmalıdır. Toplumsal(millî) refah ve sosyal adalet için yapılacak her türlü girişime destek sunmalıdır. Kürdistan’ın doğal kaynaklarının millileştirilmesini savunmalıdır.
Hereketa Azadî, Kürdistan’ın sorunlarını çözmek için siyasî bir parti şeklinde güçlü ve disiplinli bir örgüt yapısının zorunlu olduğu sonucuna vardığı vakit; bu parti siyasi bir söyleme ihtiyaç duyacak ve bunun ana hatlarının tasarlanması gerekecektir. Bu nedenle, İslamî ve Kürdistanî kültür köklerine dayanan devrimci bir sosyo-politik program hazırlamalıdır. Kürdistan halkının en derin köklere sahip kültürel kimliği olan İslam’a güvenmeli, adalet ve özgürlük üzerinde temellenen bir üslûp ve metodolojiyi benimsemelidir.
**
Hereketa Azadî’yi avantajlı ve zorunlu kılan durum;
Kürdistan’daki mevcut siyasal hareketlerin Kürdistan maneviyatında tam ya da yerleşik bir karşılığının olmaması ve bu hareketlerin geçirdikleri dönüşümler, tükettikleri krediler, eksik ve yanlış yöntemlerinin Kürdistan halkında yarattığı travmatik bir boşluk mevcuttur. Hereketa Azadî’ye ‘yeni bir umut’ denilmesi ve buradan sahiplenilmesi tesadüfî değildir. Bunun iyi düşünülmesi gerekiyor. Geçmiş ve yeni dönemin tüm Kürd hareketlerinin istenilen mesafeyi almayı başaramadığı ve paradigmal bir dönüşüm geçirdiği gerçeği, Kürd halkının kafasında saklı duran(bastırılmış) bir eleştiridir. Kuşkusuz bu saklı eleştiri, Hereketa Azadî’ye bir umut ışığı olma vasfını yüklüyor.
Dinî ve ahlâkî tercihlerimiz bizi doğrudan politik mücadelelere yönlendirir. Ahlâkî ve politik kararları verirken toplumsal bilgi bize yardımcı olur. Modern dünyada argümanlarımıza destek için hepimizin, bizim dolaysız çıkarlarımızı ve tercihlerimizi paylaşanlardan çok daha geniş bir insanlar grubuna seslenmemiz gerekiyor. Kürdistan’daki siyasi hareketlerin içinde bulunduğu ‘sistemik kriz’ açısından, başlıca etken meşruiyet kaybıdır. Meşruiyet, merkezi bir bileşen olarak özel türde bir iknayı içeren uzun vadeli bir sürecin sonucudur. Sistemin süregiden işleyişini ve onun karar verici süreçlerini destekleyen muhafazakâr-müslüman kürd kesimlerin ikna edilmesi, diriltilmesi ve mücadeleye dahil edilmesi öncelikli bir zorunluluktur.
Değişme halindeki bir toplum yeni sıralamalara şahit olur. Dolayısıyla düşünce ve konumlar kutuplaşır ve kendilerinin mutlak gerçeğe sahip oldukları yolunda bir kanata sahip bulunanlar sıra senteze geldiği zaman dezavantajlı bir durumda kalırlar. Bu noktada Hereketa Azadî, Kürdistan’ın kuzeyindeki çoğunluğun dinî ve millî inançlarını güçlendiren ve onları inançlarının sürekli uygulayıcıları haline getirecek güçlü bir sentez yeteneği taşıyor.
Kürdistan’daki mevcut siyasî(meşruiyet) krizin ve Hereketa Azadî’ye olan ihtiyacın kısaca özeti budur..
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.