Memleketin yüreğini ağzına getirdi getirmesine ama hayırlara vesile kılınabilir tarafları da olan bir musibet oldu. Dindarların ve milliyetçilerin açık, sekülerlerin ve (HDP’li) Kürdlerin örtük itirazıyla savuşturulması, Gülen’in darbe girişimini hayırlara vesile olabilecek bir musibet kıldı. Darbe girişiminin Türkiye’nin ana siyasi gruplarının hiçbirinden destek almaması, memleket siyasetini on yıllardır meşgul eden gerilimleri azaltmak için bir fırsat olabilirdi. Nitekim kısmen oldu da. Cemaati devletten temizlemek ve devleti yeniden tanzim etmek işi MHP’nin açık, CHP’ninse yer yer örtük, yer yer açık onayıyla yapıldı ve Ak Parti, MHP ve CHP ‘millilik ve yerlilik şemsiyesinin’ altında bir araya gelip, dindarlık sekülerlik gerilimini azaltacaklarının işaretlerini verdiler.
Ne var ki, darbe girişiminin hayırlara vesile kılınması işi bu kadarla sınırlı kalacağa benziyor. Zaman içinde, darbe karşıtlığı üzerinden oluşan ortaklaşma ikliminin Kürd meselesi etrafındaki gerilimi azaltmak içinde kullanılması beklenirken, işaretler Erdoğan’ın ve yeni müesses nizamın büyük aktörlerinin bu yönde bir adım atmaya niyetleri olmadığını gösteriyor. Aksine, darbe girişiminin ardından beliren işaretler HDP’yi oyunun dışında tutma niyetinin kuvvetlendiğini gösteriyor. Anayasa değişikliği çalışmalarına HDP’nin davet edilmemesi, dokunulmazlıklarla ilgili sürecin yeniden başlatılacağına dair beyanlar ve en son HDP İstanbul il binasının basılması, darbe girişimi sonrasında oluşan atmosferin Kürd meselesini de hal yoluna koymak için kullanılmayacağını gösteriyor. Aksine, büyük ihtimalle Kürd meselesinde yeni bir sertleşme dalgası kapıda bekliyor.
Peki, neden ve muhtemel bir sertleşme dalgası ne getirir? Neden sorusunun cevabı kısmen daha kolay. Belli ki Erdoğan ve aslında yeni müesses nizam, içeride Ak Parti, CHP ve MHP, dışarıda ise Türkiye’yle Rusya (ve İran) arasında oluşan yakınlaşmayı Türkiye’de HDP ve PKK’ye, Suriye’de ise PYD’ye karşı bir manivela olarak kullanmak istiyor. Amaçlananın, Türkiye ve Suriye’de HDP’yi ve PKK’yi bitirmekten ziyade, “Kürd meselesinde eskisinden çok daha kuvvetli bir biçimde HDP ve PKK’nin karşısındayız” diyerek HDP ve PKK (PYD) hattını ‘daha mütevazı’ olmaya davet etmek olduğunu tahmin etmek zor değil. Belli ki, Erdoğan ve yeni müesses nizam, Kürd hareketine şehir savaşlarında aldığı yenilginin ardından, yeni bir enstrümanı daha dayatarak Türkiye’de ve Suriye’de istediğinden daha azına razı ol demeye hazırlanıyor.
Peki, bu durumda Kürd hareketi muhtemelen ne yapar ve olaylar nasıl gelişir. Kürd hareketinin PKK cenahının nasıl cevap vereceğini tahmin etmek zor değil. PKK’nin ilk yapacağı bu durumlarda hep yapageldiği gibi şiddeti yükseltmek ve yaymak olur. PKK cenahında yapılacak ikinci iş ise Suriye ve Irak sahasındaki aktörlerin Türkiye’ye konjonktürel olarak uzak olanlarıyla yakınlaşmak olur.
Buna mukabil, Kürd hareketinin HDP cenahında resim eskisi kadar net değil. Meşum şehir savaşları esnasında HDP’nin PKK’ye rağmen ya da PKK’ye karşı bir pozisyon alabilecek moral ya da siyasi kuvvete sahip olmadığını gördük. Ancak, şehir savaşlarında yaşanan yıkım HDP’yi PKK karşısında daha teçhizatlı kılmış görünüyor. HDP, PKK şiddetinin yükseltilmesi ve yaygınlaştırılmasına daha önce yaptığı gibi cılız biçimde itiraz etmenin ötesine gidebilecek bir moral kuvvete ulaşmış görünüyor ve bunu yapabilir; üzerinde kurulması mukadder görünen devlet baskısı alıkoymazsa tabii ki.
İşler bu biçimde gelişirse, yani devlet bir yandan HDP’yi yalnızlaştırıp baskı altına alarak, bir yandan da içeride ve dışarıda yapmış olduğu ittifaklar üzerinden PKK’yi daha mütevazı olmaya davet eder de, PKK buna şiddeti yükselterek ve yeni ilişkilere girerek cevap verir, HDP ise PKK’nin Türkiye içerisinde şiddeti yükseltmesine itiraz ederse şunlar olur: HDP, hem PKK şiddetine karşı durduğu, hem de darbe girişimi sonrası uzlaşma atmosferinin dışına sürüldüğü için, hem Kürd kitleler hem de HDP’nin dışlanmasına dayalı büyük uzlaşmadan hoşnut olmayan Kürd olmayan kalabalıklar nazarında büyük prestij edinir; şiddeten azından şehirlerden kısmen uzak tutulur; buna mukabil Türkiye PYD gerilimi yeni boyutlar kazanıp, giderek sertleşir. Bu olmaz da, HDP’ye yönelik baskı HDP’yi muhtemel PKK şiddetine itiraz etmekten alıkoyarsa, büyük ihtimalle HDP ve PKK’nin Kürd kalabalıklarındaki karşılığı biraz daha zayıflar ve bunun öneminin azaldığı yeni bir şiddet sarmalı yükselir ve Türkiye PYD gerilimi daha da sertleşir.
Özetle, darbe girişimini hayırlara vesile kılma işi Kürd meselesine teşmil olunacak gibi görünmüyor ve lakin bu durumda bile siyaset yapmanın, ondansa bunu tercih etmenin imkanları mevcut olmaya devam ediyor. (basnews)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.