Ağaç gövdesini yaralayan baltaya bakmış ve "Acı olan şey bu baltanın sapının benden olması" demiş ya... Meydan meydan dolaşıp topluma yakın geçmişte olup bitenleri hatırlatmaya çalışan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hissettikleri de, bu ağacın baltanın sapı karşısındaki hayal kırıklığına benzemiyor mu biraz?
Gülay Göktürk dünkü Akşam'da HDP sözcülerinin söylemlerine bakarak, özetle şunları hatırlatmıştı:
Nasıl unutulacak?
"- Birkaç gün sonra seçim sandıkları açılacak; bu çılgınlık, bu hoyratlık, bu seviyesizlik geride kalacak; yine dört partili, üç aşağı beş yukarı aynı dengeleri koruyan bir parlamento tablosuyla karşı karşıya gelecek ve kaldığımız yerden devam edeceğiz. Merak ediyorum: Bu arada sarf edilen bazı laflar nasıl unutulacak? Örneğin Demirtaş, "AK Parti Kemalistlerden daha zararlı" lafını nereye gizleyecek; AK Parti'ye değil, Kürtlere nasıl unutturacak?"
Kürtlerin vicdanı
"- Peki bölgedeki Kürtler, HDP'ye çözüm sürecini ilerletmesi ve barışı getirmesi için destek veren Kürt kitleleri nasıl karşılıyor bu sözleri? Hâlâ Dersim için bir özür bile dileyememiş; hâlâ İmralı'yla müzakerelere karşı olduğunu açıkça söyleyen; hâlâ anayasadaki vatandaşlık tanımını bile değiştirmeyi kabullenememiş bir partiyle koalisyon ihtimali uğruna Cumhuriyet tarihinin en büyük Kürt reformunu yapmış bir partiye böyle saldırmayı, Kürtlerin vicdanı nasıl kaldırıyor?"
Sürecin harcanması
"- Kürt mahallesi bu inkârcılığı, bu kadir bilmezliği, AK Parti'ye duyulan bu korkunç düşmanlığı nasıl hazmediyor? Her şey onların da gözleri önünde yaşandı. O taban, AK Parti'nin canını dişine takmış "Süreç"i yürütmek için nasıl uğraştığını da gördü, MHP'nin milliyetçi hezeyanlarını da, CHP'nin sinsi engelleme çabalarını da, Oslo Süreci'ni kimin deşifre ettiğini de... Şimdi ise oy verdiği partinin bütün bu güçlerle ittifak halinde AK Parti'yi baş düşman ilan edişini, Çözüm Süreci'ni bozuk para gibi harcayışını görüyor."
Stockholm sendromu mu?
Gülay Göktürk'ün HDP'nin söylemlerinden vardığı "Nankörlük" olgusu acaba her şeyi anlamamıza yeter mi? Acaba HDP sözcülerinin "Kürt realitesi"ni Cumhuriyet tarihi boyunca yok sayanlara ve bastıranlara kendilerini yakın görmeleri "Stockholm sendromu" ile de izah edilemez mi? "Stockholm sendromu" bir banka soyguncusu tarafından altı gün rehin tutulan bir kadının soyguncuya âşık olması üzerinde oluşmuş psikolojik durumu anlatan bir kavramdır. Bu kadın soyguncuyu savunmakla kalmaz, nişanlısını terk ederek kendisini rehin alan banka soyguncusunun hapisten çıkmasını bekler.
Süreç yaralandı
İster nankörlükten, isterse kendisini rehin alanlara âşık olmaktan kaynaklansın bu durum... Sonuçta bu hastalıklı tutumdan ötürü "Açılım Süreci"nin yara almamış olması mümkün değildir... Gülay Göktürk bunu da hatırlatmış:
"- 2013'ten bu yana savaşın durması için kendi ezberlerini bozan, tabularını yıkan, reflekslerini dönüştürebilen muhafazakâr kitleler, şimdi her şeyin bu kadar kolayca unutulabildiğini, inkâr edilebildiğini gördüğünde bu tecrübeyi kolay kolay unutamaz ve güvensizliğin hortlaması barış sürecinin karşı karşıya kalabileceği en büyük tehlikedir."
HDP'ninki 'Nankörlük' mü yoksa 'Stockholm sendromu' mu var?
- Yorumlar 11
- Facebook Yorumları
- ahmethazo05 Haziran 2015 Cuma 08:50kolay gelsin
mehmet barlas iyi düşünen,iyi yazan analizleri iyi yapan diye biliyorduk. ama o analizler bakıyorum şimdi bir taraftan gelen iftira kampanyasına adeta çanak tutuyor. kemalistler de yapmadığını yapıyor bu hükümet dün kemalistler bizi öldürüyordu ama düşmanca öldürüyordu. bize katliam yapıyordu ama düşmanca yapıyordu. dersimi katlettiler, ağrıyı zilanı sasonu hepsini yaptılar ama düşmanca nede olsa düşman düşmandır. rahmetli ozaldan başlıyan özel tim jitem özel harekat korucular bunlar hepsi kürtlerin başına bela ettiler. gerçi sonrada rahmetli ozalda bunu canıyla ödedi. şimdi gelelim senin dost dediğin vatandaşlara seçimden sonra onların yüzüne bakacağımız. roboskiyi hatırladınmı o dostça bir ölümdü. diyarbakırda on altı cenazeye katılanlara çocukta kadında olsa.daiş kobani tırlar dostça
Yanıtla (0) (0) - ahmethazo05 Haziran 2015 Cuma 09:03kolay gelsin
ha şunu unutmadan söylemiyeyim. 60 ihtilalını duydum. 12 martı gördüm. 12 eylülü yaşadım. 28 şubatı baş örtülü demiyeceğim mağdurlarla beraberdik. faili mechulleri bizzat dostlarım akrabalarımı arkadaşlarımı vererek hizbi kontra ve jitemle katledildi. o zamanda biz onlara düşman bunlara dostuk. çünkü beraber alanlardayddık. ama o zamanda devlet aynı cebberut aynı faşist uygulamalar. aynı halka fakir fukaraya düşman bugün katmerleşmiş bir düşmanlık var. biz dost olduk siz düşman. beraber ajk dediğimize şimdi biz gene ak siz kara diyorsunuz. sizden olmayan herkesi düşman vatan haini oldular. bir baksın o zatı aleyi büyüğünüz ilahiniz yanında dost kim kaldı. kimi kullanmadı. işi bitince düşman olmadımı. kobaniyi diyarbakırı kobaniyi hevleri kobaniyi muhabatı birbirinden ayıran bizi anlamaz.
Yanıtla (0) (0) - BaranAnlı05 Haziran 2015 Cuma 10:46Liboşluk Hastalıktır
İşi gücü Kürtleri itaat ettirmek bunların baktığı daracık pencereden ancak göreceği budur.Ama haklı oldığı bir konu var kendisi beslendiği yere nankör değil
Yanıtla (0) (0) - Şîpeke Sînornenas05 Haziran 2015 Cuma 12:11Şîreta li xwe bike
Piçek aqil çêtir e ji malê dinyayê...
Yanıtla (0) (0)
Mehet Barlas xurifiye.
Perda rûyê wî riziyaye û şelaqiyê ji desthilatdariyê re dike - Kamuran yol05 Haziran 2015 Cuma 10:50Arka mahalle
O kadar öfkeleniyor ki insan Cümleye nasıl başlayacağına şaşırıyor .Siz değerli Saygın kalemler Kürt Mahallesi her şeyin gayet farkında rahat olun.kürtler için kendinizi öyle kahretmeyin Yazıktır .kürtler için sonuç ne olursa olsun zaten değişen bir şey olmuyor .ezilen Zulüm gören yine Kürt o Yüzden kimse kusura bakmasın bu kelime oyunlarıyla Kürtler artık size kanmayacak kadar profesyonel bir halktır.zulüm Ede Ede Kürtleri bu kadar kararlı hale getirdiniz
Yanıtla (0) (0) - salih05 Haziran 2015 Cuma 11:02havuz
kolay degil havuzun kurtumasına azbir süre kaldı can havliyle hbp ye saldırilar devam edecek.
Yanıtla (0) (0) - sertaç05 Haziran 2015 Cuma 11:13...
sn. ahmethazo,ağzına yüregine sağlık.harfiyen katılıyorum sana teşekürler.
Yanıtla (0) (0) - servetakbudak05 Haziran 2015 Cuma 13:49nankör
Muhterem Barlas hoca kaygınızı anlıyorum ailece huzursuz olduğunuza'da inanıyorum Ancak Kürtlere ve siyasal hareketine ders vermeye kalkışmanız Entelektüel düzeyinizi aştığı inancındayım. Ayrıca bazı gerçekleri sadece entelektüel yaklaşımla çözmenin imkanı yok biraz vicdan ve akıl da gerekir.
Yanıtla (0) (0) - jıyan06 Haziran 2015 Cumartesi 12:58ara bozan
sen ve snin gibiler ne kadar uğraşsalar uğraşsınlar bır daha kürtlerin birliktelığını bcozamayacaklardır çünkü kürtler artık politikleşmiş bir toplum olmuş artık yalakaların dediklerine ınanmaz
Yanıtla (0) (0) - ozgur birecikli06 Haziran 2015 Cumartesi 13:59libosluk
fazla birseye gerek yok aslinda barlas icin cunku kim iktidar barlas ocudur,yani ozalcidir cillercidir demir elcidir ecevitcidir kemalistir erdogancidir kisacasi nerde yagcilik nerde liboculuk orda mehmet barlas,ama halk dilinde bir deyim vardir yagciligin sonu ayakcilikdir.
Yanıtla (0) (0) - ahe06 Haziran 2015 Cumartesi 18:55Ne zaman
Gemiyi ne zaman terk edecek, merak ediyorum. Konuşmaktan başka ne yapmışlar çözüm sürecinde? Yapılanlara bakınca çözüm sürecini kullanmışlar ve meyvesini 12 yıldır. yemişler...
Yanıtla (0) (0)
Fotoğraflarla Kürdistan’a dönen ilk hacı kafilesi
Başkent Hewler’de huzurevi
IŞİD’in son mevzisinden kaçış...
Kürdistan Parlamentosu'nun yeni üyeleri yemin etti
Sait Çürükkaya...
Antep'te sokak düğününe bombalı saldırı
Cizre'deki bodrumlarda ne yaşandı?
Nizamettin Ariç - Xakî Bîngol - Çîyayê Şengalê
Tel : 0532 261 34 89
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.