Milli ve yerli rejime geçme işinin ilk adımlarından biri atılmış oldu. Türk tipi başkanlığı hukukileştirmenin meclis safhası tamam. Reislik ya da baş yücelik, hangisi olur bilinmez ama bir tür tek-adam sisteminin eşiğindeyiz artık. Mecliste kabul edilen anayasa değişiklikleri referandumda da kabul edilirse, merkezinde bürokrasinin ve Meclisin olduğu aksak-topal Türkiye demokrasisi, yerini Meclisin silikleştiği, cumhurbaşkanınınher şeye karar verdiği otoriter bir rejime bırakacak.
Peki, referandumdan hayır çıkar mı? Var mı böyle bir ihtimal? Kamuoyu yoklamalarına bakılırsa var tabii ki. Malum, güvenilir kamuoyu yoklamalarının hiçbiri müstakbel referandumda evet oylarının ferahfeza bir biçimde yüzde elliyi geçeceğini göstermiyor. Aksine, güvenilir araştırmalar kararlı bir biçimde hayır diyenlerin oranının kararlı bir biçimde evet diyenlerden fazla olduğunu ve lakin bugün itibarıyla hem evet hem de hayır diyenlerin oranının yüzde ellinin altında olduğunu gösteriyor. Bu da şu demek: Referandum sonucunu bugün itibarıyla kararsız duran seçmenlerin büyük kısmının evet mi hayır mı fikrine kani olacağı belirleyecek. Dolayısıyla, Meclis’te kabul edilmiş anayasa değişikliklerinin referandumda kabul edilmeme ihtimali, evet var.
O halde soru şu: Referandumda hayır oylarını evet oylarından fazla kılmak, bugünün kararsızlarının daha çoğunu hayır fikrine kani kılmak için ne yapmak lazım? Kısa cevap şu: CHP’nin yaptığını yapmamak. Uzun cevaba gelince...
Referandumda hayır çıkma ihtimalini mümkün kılanın ne olduğu açık: Ak Parti ve MHP seçmeninin tümü partilerince savunulan evet fikrine kani değilken, CHP ve HDP seçmeninin büyük kısmı partilerince savunulan hayır fikrini destekliyor. Bu da şu demek: Referandumda hayır çıkmasını isteyenlerin CHP ve HDP seçmenini hayır fikrine daha sağlam bağlayacak argümanlara yaslanan bir siyasi kampanya yürütmelerinin bir manası yok. Aksine, referandumda hayır çıkmasını isteyenlerin evvel emir yapması gereken Ak Partili ve MHP’li kararsız seçmenleri hayır fikrine ikna etmek. Bunun yolu ise zannımca CHP’nin yaptığı ya da birilerinin CHP’ye önerdiği gibi “laiklik elden gidiyor” feveranından, hele de “ülkeyi bölecekler” kurnazlığından geçmiyor. Bunun CHP seçmenini hayır fikrine daha sıkı bağlayacağına şüphe yok, ama belli ki, mesele ya da ihtiyaç bu değil. İhtiyaç, kararsız Ak Parti ve MHP seçmenini hayır fikrine ikna etmek.
İhtiyaç bu olduğuna göre, aklı başında olanların şunu görmesi lazım: Ak Partili olup da referandumda evetle hayır demek arasında kararsız kalan seçmenlerin “laiklik elden gidiyor” fikrine ikna olup referandumda hayır demesi zor; kararsız MHP’li seçmenlerin MHP’li vekillerin ve Erdoğan’ın ‘ülkeyi bölecek’ bir anayasaya cevaz verdiklerine kani olup hayır demeleri ondan da zor. Bu da şu demek: CHP’nin bugün yaptıklarıyla kararsız Ak Partili ve MHP’li seçmenleri hayır demeye ikna etmek mümkün değil.
Referandumdan hayır çıkması canı gönülden isteniyorsa eğer kararsız Ak Partili ve MHP’li seçmenleri hayır fikrine ikna edecek başka bir siyaset kurmak gerekiyor ve bu başka siyasetin ne olması gerektiğinin cevabı da yapılan anayasa değişikliğinin özünde saklı. Mecliste kabul edilen değişikliklerin esası tek-adam rejimi kurmakla ilgili ve aslına bakılırsa Ak Partili ve MHP’li seçmenlerin bir kısmını kararsız, partilerinin kararından uzak kılan da bu. Dolayısıyla, referandumda hayır çıkmasını isteyenlerin yapması gereken ilk ve aslında esas iş yapılan anayasa değişikliğinin bir tek-adam rejimi ihdas ettiğini ve bunun da Türkiye’nin hayrına ve dokusuna uygun olmadığını daha çok anlatmak. “Hayır, çünkü tek-adam rejimi geliyor”: Referandumda hayır oylarını yükseltebilecek siyaset bu olabilir.“Hayır, çünkü ülke bölünecek”, “Hayır, çünkü laiklik elden gidecek” değil.
Zaman CHP’nin “laiklik elden gidiyor, ülke bölünüyor” motifleri üzerine kurduğu bildik siyasetin işe yaramadığını gösterdiği halde (HDP ve medya üzerindeki kesif baskıdan ötürü) etkili bir hayır kampanyası yürütebilecek tek aktör olan CHP bu bildik siyasette ısrar ederse referandumdan hayır çıkması zor. Bu olursa eğer “CHP, yaptı yapacağını” denip geçilebilir elbette. Ama belki de durum tam olarak bu değildir. Belki de CHP’de birileri referanduma götürülen anayasa değişikliklerini başka bir gözle görüyordur. MHP’nin bir kısmının Ak Parti bir kısmının da CHP tarafından yutulduğu, HDP’li Kürdlerin de CHP’ye mahkum edildiği iki partili bir sistemin uvertürü gibi mesela. Diyeceğim o ki, eski müesses nizamının bugündeki devamcılarının tam da olsun diyeceği şeyi belki bir kısım CHP’li de kuvvetli bir ihtimal olarak görüyordur. Olabilir tabii ama bu hesabı yapanların şu iki mevzuyu hesaba katmalarında fayda var: 1. Yaklaşmakta olan iki partili bir başkanlık sistemine pek benzemiyor. 2. Kürdlerin CHP’ye mahkumiyetlerini sağlamak biraz uzun bir zaman alabilir. (IMPNews)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.