Gündem yoğun, haftaya damgasını vuran gelişmeler önemli. Cengiz Aktar’ın “Cuma Notları” ile “pişti” olma riskini göze alacağız artık...
ANAYASA BAŞKA BAHARA...
Belliydi ve resmen de ilan olundu: Yeni, sivil, demokratik bir anayasa “başka bahara”... Oysa bu meclis bir “kurucu meclis” gibi çalışacak, ilk defa sivil ve meşruiyeti tartışma konusu olmayacak bir anayasa yapacaktı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç “aldatıldık” derken haksız mı? Partiler şimdiden birbirini suçlamaya başladı bile. Seçmenlerin karşısına çıkarken de aynı tarzda devam edecekleri belli. Bu suçlamalar sonucu değiştirmeyecek, ama hiç değilse kimin sorumluluğu ne ve nereye kadardır, bunu bilmeye hakkımız var. Bunun için de Meclis Başkanı Cemil Çiçek Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun toplantı tutanaklarını bir an önce açıklamakla yükümlüdür.
YİNE “EKSEN” KAYMASI MI?
Hükümet sessiz sedasız dış politikada “durumu toparlama” gayreti içine girdi. Suriye’de çöken “Esad sonrası” planı revize ediliyor. El Kaide kökenli çetelere yardım sağlamaktan vazgeçildiği anlaşılıyor. Ve biz bunu sadece PYD lideri Salih Müslim’in açıklamalarından değil, bu grupların “Erdoğan da kâfir” mahiyetindeki fetvalarından anlayabiliyoruz.
Öte yandan Bağdat yönetimiyle restleşme durumundan “birbirimize muhtacız” noktasına gelindi. Petrol anlaşmaları imzalanacak, merkezî hükümet ve Kürdistan yönetimiyle iktisadî çıkarların yön verdiği bir sürece girilecek.
ABD, İran’la yakınlaşıyor. İran, nükleer tesislerini uluslararası denetime açmayı kabul ederken ABD de ambargodan doğan zararlarını telafi etmesi için İran’a yedi milyar dolar yardım yapmaya hazırlanıyor. Bu gelişmelerin bizde de “İran’la ilişkilerde yeni dönem” başlıklı haberlere konu olmasına şaşırmayalım. Ortadoğu’da “Sünni eksen” hamlesi artık başka bahara... Bu hamlenin hasar tespit raporu, hayli ağır. Bu gayet “aktif” dış politika hamlesine yapılan güzellemeleri derlemek de var, ama ağır iş. Meraklısına hatırlatmış olmakla yetineyim.
FAİLİ MEÇHULLER...
Altındağ Nüfus Müdürü Abdülmacit Baskın’ın ölümüyle ilgili davanın ilk duruşması geçtiğimiz gün Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Mehmet Ağar’ın bir numaralı sanık olduğu davanın diğer sanıkları da adları “faili meçhul” cinayetlerle anılan isimler: Korkut Eken, Ayhan Çarkın, Ayhan Akça, Ercan Ersoy, Seyfettin Lap, Ahmet Demirel, Ayhan Özkan, Uğur Şahin ve Ziya Bandırmalıoğlu.
Ayhan Çarkın ifadesinde Ağar’ı suçladı, cinayetlerin “devlet kararı” olduğunu söyledi, MGK’yı işaret etti. Bu davalar 90’lı yıllarımızı kana boyayanların açığa çıkarılması, yargılanması bakımından önemli. Yakından takip etmek gerekli. Eşini “faili meçhul” bir cinayete kurban veren Pervin Buldan’ı tenzih ederek söylüyorum: BDP bu davaları hiç değilse seçmenleri hatırına yakından izlemek, müdahil olmak ve derinleştirilmesi için gayret etmek zorunda. Bunu yeterince yaptıkları kanısında değilim. Oysa bu alandaki gelişmeler Kürt sorununda kalıcı barışı sağlama çabasıyla doğrudan bağlantılı.
Gülçin Avşar’ın TESEV adına hazırladığı “Ergenekon’un Öteki Yüzü: Faili Meçhuller ve Kayıplar” başlıklı rapor da bu konuda önemli veriler sunuyor ve bize Ergenekon’un sadece bir “darbe girişimi” davası olmadığını hatırlatıyor.
Hay Allah... Yine gündemden şaştık galiba. Hükümet dershaneleri kapatarak eğitimde “reform” yapmaya hazırlanıyordu değil mi?
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.