Yazın artık son günlerinin yaşandığı Güneydoğu, mevsimin son düğünlerine ev sahipliği yapıyor. İnsanlar kış bastırmadan çocuklarını evlendirmenin telaşında. Gaziantep’in Şahinbey ilçesinde de tatlı bir telaş vardı. Çoğunlukla Kürtlerin yaşadığı Beybahçe mahallesinin 91007 numaralı sokağı da böylesi bir hazırlığa ev sahipliği yapıyordu. Amca çocukları olan Besime ve Nurettin Akdoğan patlama olmasaydı hafta sonu evleneceklerdi. Düğünden bir gece önce geleneksel olarak düzenlenen kına gecesi, ailenin onlarca yakınını aynı sokakta toplamıştı. Kürtçe müzikler eşliğinde yöresel oyunlar oynanırken, sokağa gelen meçhul kişi ya da kişileri kimse fark etmedi. Eğlencenin orta yerinde şiddetli bir patlama, etrafa saçılan ceset parçaları, feryatlar, yardım isteyenler…
Olayın ilk şoku atlatıldıktan sonra failler tartışılmaya başlandı. Olağan şüpheliler sıralamasında ilk sırada PKK vardı. Ancak hedef alınan kitlenin Kürt olması ve kısmen de PKK sempatizanı olması bu tezi çürüttü. İkinci olağan şüpheli ise IŞİD’di. Eylemin tarzı, hedef alınanlara bakıldığında ipuçları IŞİD’i gösteriyordu. Yetkililerin açıklamaları da bu yöndeydi.
Tablo biraz netleşmeye başlayınca öfke ve tepkiler kendini gösterdi. Öfkenin nedeni Kürt sivillerin bir kez daha hedef seçilmesi, tepki nedeni ise Türkiye’nin saldırıya verdiği tepkiler… Özellikle ana akım medyada bir televizyon spikerinin konuklarına ısrarla saldırıya uğrayan düğünün kimin olduğunu sorması, sosyal medya kullanıcıları tarafından tepkiyle karşılandı. Olayda ölenlerin çoğunun çocuk olması öfke katsayısını artırdı. Ölen bir çocuktan geriye kalan bir tek ayakkabının fotoğrafı saldırının sembolü oldu adeta. Saldırıdan kısa süre sonra çocukları evlenen ailenin HDP’ye yakın olduğu açıklanınca hava değişti. Bazı kesimler HDP milletvekillerini olayı istismar etmekle bile suçladı.
Ve olayın ertesi günü... Toz bulutu iyice dağılmış, sıra cenazelerin toprağa verilmesine gelmişti. İlk gece ölen 50 kişi için Yeşilkent Mezarlığı’nda tören düzenlendi. Törene katılan AK Parti’li bakan ve milletvekilleri bir grubun tepkisiyle karşılaştı. İlk önce cenaze namazları kılındı. Ölenlerin sayısının çok olması nedeniyle yer sıkıntısı baş gösterince tabutlar sırayla imamın önüne geldi. Vahşetin boyutu 30’u aşkın küçük tabutun getirilmesiyle daha iyi anlaşıldı. Dua seslerinin ardından mezarlıkta en çok yükselen ses Kürtçe ağıtlar oldu. Kimisi çocuğunu, kimisi eşini, kimisi kardeşini kaybeden kadınların feryatları, mezarlığı inletti adeta. Kadınların giyim tarzları, tabutların üstüne örtülen örtüler, atılan sloganlar topluluğun politik duruşunu hemen belli ediyordu: Kürt ve HDP sempatizanı…
Cenazeler geldikçe kitle “şehit namırın” (şehitler ölmez) sloganıyla cenazelere eşlik etti. Bu slogan, her ne kadar Türk milliyetçiliğini andırsa da Kürtler tarafından da kullanılır. Bazı aileler cenazelerini tekbirlerle götürmek istedi. Ancak kalabalık tekbir seslerini sloganlarla bastırmaya çalıştı. 5 Haziran 2015’te Diyarbakır’daki HDP mitingine düzenlenen saldırıdan bir yılı aşkın bir süre sonra Kürtler bir kez daha hedef alınmıştı.
Peki neden? Mezarlıkta insanların birbirine en çok sorduğu soru buydu.
Saldırıda arkadaşını kaybeden Mehmet Emin Özdemir hala olayın şokundaydı. Bir yandan göz yaşlarını silen bir yandan Al-Monitor’un sorularını yanıtlayan Özdemir Kürtlerin neden hedef seçildiğini merak ediyordu: “Benim kafama takılan başka sorular var, yetkililere sormak istiyorum. Bir aydan fazladır 81 ilde demokrasi nöbetleri tutuluyordu, bir tek silah dahi patlamadı. Bir tek bomba patlamadı. Bu patlamasını istediğimden değil. Patlamadı bir şey olmadı, patlamasın da zaten. Alanlarda hükümet taraftarları varken hiçbir şey olmuyor da ne zaman Kürt halkı sokaklara inse düğününü yapsa, seçim propagandası yapsa Kürt halkının arasında bir bomba patlıyor. Bunun sebebini çok merak ediyorum. Benim gibi merak eden yüzlerce Kürt genci var. Buna mantıklı kafamıza yatacak bir cevap verebilecek birileri varsa duymak istiyoruz”.
Mezarlıktaki insanlar bir yandan yakınlarını toprağa verirken bir yandan da saldırının nedenleri üzerinde kafa yordu. Kimisi hükümeti IŞİD’e arka çıkmakla suçlayıp tepki gösterdi. Kimisi ise istihbarat zafiyetine dikkat çekti. Patlama sırasında olay yerinin bitişiğindeki sokakta bulunan Abuzer Yavuz yaralılara ilk müdahaleyi yapanlardan biri. Al-Monitor’a konuşan Yavuz’a göre saldırıyla Kürtler sindirilmek istendi: “Bu zihniyetlerin böyle bombalı eylemlerle bir halkın iradesine baskın gelebileceklerini zannediyorlarsa, yanılıyorlar. Halkın iradesinin üzerinde olamazlar. Bu tür eylemlerle halkımızı sindiremezler. Bu tür eylemler olur ama insanlarımız bundan sonra kendine dikkat etmeli bunlara fırsat vermemeli. Kürt mahallelerinde yaşayanlara yönelik eylemlerde bulunmaları, sabrın tükendiği süreci getirdi”.
Ve olayın yaşandığı mahalle. Değişik dilleri konuşan yüzlerce ailenin yaşadığı mahallede herkes üzgün. Kime yapıldığına bakmaksızın, herkes saldırıya tepkili. Yıllarca birlikte yaşadıkları komşularından bazıları artık yok. Bazı mahalle sakinleri tepkilerini “Allah yapanların belasını versin” sözleriyle dile getiriyor. Kimisi ise “Saldırı Kürt halkına yapıldı, Kürt halkının başı sağ olsun” diye konuşuyor. Ancak bu hoşgörüyü sokakta görmek mümkün olmadı. Ertesi gün ölen iki kişinin cenazesi milliyetçi sloganlar atan bir grup tarafından engellenmek istendi. Güvenlik güçleri gruba müdahale etti.
Gelelim asıl soruya: Neden? Saldırının meydana geldiği döneme bakıldığında tek akla yatan neden Menbiç’in intikamı. IŞİD Gaziantep saldırısından bir hafta önce Suriye’deki Menbiç kasabasını Kürtlerin başı çektiği Menbiç Askeri Konseyi isimli gruba terk etmek zorunda kaldı. Aylar süren saldırılara direnemeyen IŞİD kasabayı kaybetmişti. Bundan Kürtleri sorumlu tutan IŞİD intikamını Kürt mahallesine saldırarak almak istemiş olabilir.
Bu saldırı, akıllara IŞİD’in 2015’te düzenlediği diğer saldırıları getirdi. Kobani için Kürt gruplarla aylarca savaşan IŞİD ağır bir yenilgi almıştı. Yenilginin ardından, IŞİD önce 7 Haziran’da HDP mitingine sonra da Suriye sınırındaki Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde Kobani’ye yardım götürmek isteyen gönüllülere saldırdı. Örgüt özellikle Suriye’de PKK çizgisindeki gruplara yenildikçe intikamını Türkiye’de almaya çalışıyor.
Nedeni ne olursa olsun bu saldırı Kürtleri derinden yaraladı. Saldırıya gösterilen tepkilerin cılız kalması, yas ilan edilmemesi, futbol maçlarında saygı duruşunda bulunulmaması ise Kürt tarafında, mezarlıkta yanımıza yanaşan birinin sözlerine şöyle yansıdı: “Sabahtan beri olimpiyatları gösteriyorlar. Ölenler Kürt nasıl olsa”. (Al Monitor)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.