• BIST 9367.77
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • İstanbul 7 °C
  • Diyarbakır 9 °C
  • Ankara 13 °C
  • İzmir 18 °C
  • Berlin 1 °C

FET’EL HUMANİTE (komünist bayramı!)

Sinan Çiftyürek

Son haftalarda kentlerimizde sıkça açık cezaevi uygulamasının gerçekleştirildiği, Cizre’de 8 gün kesintisiz sokağa çıkma yasağının uygulandığı, derken Cizre, Silvan ve Sur gibi ilçelerde devlet memuru olan kaymakam emriyle “bir gün sokağa çıkabilirsiniz ertesi gün hayır sokağa çıkmak yasaktır” işkencesinin dayatıldığı, sokağa çıkma yasakları sırasında çocuk ve yaşlılar dahil sivil halka ateş açılarak öldürüldüğü Kürdistan’daki bu manzaraya karşın, Paris’te özelde de Fête de L’Humanitê’de bambaşka bir toplumsal manzara karşılıyor insanı.

Bizim teorik olarak felsefede öğrendiğimiz zıtların birliğinin pratik yansıması bu olsa gerek. Birinde devletin bilinçli olarak dayattığı savaş ortamında halk can derdinde yaşam kavgası verirken; diğerinde dünyanın farklı kıtalarından gelen renge renk halklar, özellikle de gençler Fête de L’Humanitêde buluşarak sanat, müzik, giyim, yiyecekten tutun siyasete varana kadar birbirinin kültürleriyle tanışıyor,  eğleniyor!

Bu tabloyu genelleştirirsek; bir yandan Afganistan-Ukrayna-Mısır üçgeninde 20 yıldır devam eden ve belki daha bir o kadar devam edecek olan savaş koşullarında halkların verdikleri yaşam mücadelesi; öyle ki milyonların yerinden yurdundan göçe zorlanarak yollara, hiç tanımadıkları diyarlara yeni umut yolculuğuna çıkması ki bu yolculukta Alan Kürdi gibi dehşet verici yaşam manzaralarıyla yüzleşiliyor! Diğer yandan Batı Avrupa, ABD ve Japonya gibi emperyal ülkelerin bir yanıyla da Doğu toplumlarının yüzyıllara dayanan ağır sömürüsünün de üzerinde kurulan nispeten refah ve güvenli yaşam! Kapitalizm yanı toplumları iki karşıt kutupta bölen özel mülkiyet düzeni var oldukça da bu karşıt toplumsal manzaralar devam edecektir. Bu girişten sonra asıl konumuza gelelim.

Humanite, Fransa Komünist Partisi’nin günlük gazetesinin adı. Fête de L’Humanitê ise insanlık bayramı anlamına geliyor ama halk arasında “komünist bayramı” deniliyor!

1930 yılından beri her yıl Eylül ayının ikinci haftasında üç gün boyunca gerçekleştirilir ya da kutlanır.  Bu yıl 80. yılı kutlanıyor. Neden 85. değil de 80. yıl çünkü İkinci Dünya Savaşı nedeniyle beş yıl ara verilmiş. 80 yıl boyunca aralıksız kutlamak başlı başına bir başarı ve istikrar demektir. Bu nedenle Fransa Komünist Partisi’ni kutlamak gerekiyor.

Fête de L’Humanitê, Paris’te çok geniş bir alanda (her yıl aynı yerde) kurulan çadır kentte kutlanıyor. Dünyanın birçok ülkesinden komünist, sosyalist, devrimci, ilerici parti, grup ve hatta devletler çadır kiralayarak yer alır Fête de L’Humanitê ya da haklın tabiriyle komünist bayramda!

Çadırı kiralayan kurumlar, hem kurumlarının amblem, bayrak, kitap, broşür, dergi ile propagandasını yapar hem de çadırında ülkesinin özgün yemeklerini, içeceklerini ve giysilerini vb kültürel zenginliklerini tabir uygunsa satarak para kazanmayı amaçlar!

Eylül ayının ikinci haftasının Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri boyunca Fête de L’Humanitê denilebilir ki 24 saat faal halde. Fransa Komünist Partisi’nin açıklamasına göre her yıl 1 milyon civarında insan bilet alarak katılıyor. Bilet alan kişi aynı biletle üç gün boyunca girip çıkabiliyor çünkü bileğine “bilet almıştır”ı simgeleyen bir takı takıyorlar. Ayrıca bilet alanlara 15 yaş altındaki çocuklar dahil değil çünkü 15 yaş altı çocuklardan bilet istenmiyor. Biletsiz alınan diğer kesim ise kurulan çadır kentin çalışanlarıdır. Her çadırda ortalama 10 ile 20 arası insan çalışıyor ki bunları da eklemeliyiz toplam katılan kitleye ve nihayet biletle içeri girenlerin hile yaparak biletini gizli dışarı çıkarıp arkadaşlarını içeri sokanlar da az değil!

Fête de L’Humanitê’deki kalabalığı ve hareketliliğe ilişkin bir şey özellikle okuyucu için gösterge olabilir: Cuma özellikle Cumartesi akşamları çadırlar arası sokak ve hatta geniş caddelerde yürümekte çoğu kez insanlar zorluk çeker. Beyoğlu caddesinin en kalabalık yürüyüş halini düşünün. Gece saat 12’de biz Şakir yoldaşla çadırdan ayrılıp eve gideceğiz.  Genç yoldaş bize çıkış kapısına nasıl varacağımızı tarif ediyor, “şuradan giderseniz kestirmedir daha erken arabanın olduğu yere varırsınız” diyor. Dediğini yapıyoruz fakat konser alanında geçmek zorundayız. Tam konser devam ederken geçmeye çalışıyoruz ortalama beş altı dakikada geçeceğimiz yeri ancak yarım saatte zor bela geçebiliyoruz.  Tam bir mahşeri kalabalık ellerinde bira şişeleriyle çamur deryası (yağmur yağdığı için) içerisinde konseri izliyor.

Başlangıç yıllarında ideolojik, siyasal, kültürel propaganda ve önemlisi ülkeler hatta kıtalar arası birbirini tanıma-kavrama belirleyici olan Komünist Bayramı’nda, daha sonra özellik SSCB ve Sosyalist Sistemin yıkılmasının ardından giderek müzik-eğlence-ticari yön ağır basan bir festivale dönüşmeye başlamış. 75 metrekarelik bir çadırın üç günlük kirasının 4500 evro olması ve buna sandalye-masa kirasını da ekleyin ticari boyuta ilişkin bir veri sunabilir size!

Fête de L’Humanitê hakkında şunları da ekleyelim:

Küba, Venezüella, Çin gibi devletlerin de çadırları/stantları her zaman ki gibi yerlerini almıştı ama ilgi yine esas Küba standınaydı.

Gençler sabaha kadar ellerinde bira şişeleriyle eğleniyor hatta öyle ki yağmur yağması nedeniyle her tarafın balçığa dönüştüğü yerlerde çamur içerinde oturarak-uzanarak üç günün keyfini çıkarıyorlar. Konserin olağanüstü kalabalığı ise müziğin evrensel gücünü sergiliyordu.

Gelelim Kürdistan Komünist Partisi’ni çadırına!

20 yıldan fazla bir küredir KKP adına çadır açılıyor ve bu zaman zarfında artık tanınır olmuş. KKP standının açılışında hem FKP’ne küçük bir katkı hem de ülkede çıkan Newroz Gazetesine maddi katkı hem de önemlisi siyasal propaganda amaçlanıyor çünkü çadırda Kürdistan-bölge- dünyada ki siyasal gelişmeleri konu alan söyleşiler, tartışmalar yapılır.

15 – 20 arası değişen genç, kadın ve yaşlı yoldaşlardan oluşan KKP çadır çalışanları gönüllülük esasında fedakârca çalıştılar. Öyle anlar oluyordu ki şiddetli yağan yağmur altında yoğun bir tempoyla çalışmak zorunda kaldılar,  kalıyorlardı.  Hele Cuma ve özellikle Cumartesi günü tam anlamıyla nefes alacak halleri yoktu. Kürtçe müzik ve Kürdistan bayrakları ile KKP bayrakları altında tempolu çalıştılar yoldaşlarımız. Emekleri ve fedakârlıkları için hepsine ayrı ayrı teşekkürler.

Sadece KKP çadırı değil dört parçadaki Kürt partilerinin çadırları da kitlenin ilgi odaklarıydı. Kerkük-Şengal-Kobanê direnişleri yanı özellikle IŞİD karşısında ki sağlam duruşlarıyla Kürtler ilgi odaklarıydılar. Kör bıçakla kelle kesen, kadını pazarlayan yobaz zihniyete ve uygarlığı simgelerini yıkan barbarlığa karşı Kürtler, çağdaşlığı, laikliği, aydınlığı temsil etmeleri ilgi odağı olmalarının bir diğer nedeniydi. 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89