Washington’da katıldığım toplantılarda sıkça sorulan bir soru var: AKP yüzde 50’den yüzde 40’a düştü, seçmen bir mesaj veriyor, Erdoğan mesajı alacak mı?
Cumhurbaşkanının Azerbaycan dönüşü yaptığı açıklama mesajı almadığını gösteriyor.
AKP’nin yüzde 40’lara düşmesinin altında yatan önemli nedenlerden bir tanesi muhafazakar Kürt oylarını kaybetmesi.
Bu oyların kaybedilmesinin altında yatan temel faktör ise hükümetin Kobani’de takındığı tutum.
Erdoğan’ın ‘Kobani düştü düşüyor’ demesi muhafazakar Kürtlerin AKP’den kopuşuna neden oldu.
Cumhurbaşkanının Azerbaycan dönüşü söyledikleri ise Kobani’den ders almayı bir yana bırakın Erdoğan’ın Kürtleri gözden çıkardığının kanıtı.
Geçen yılın Ocak ayından bu yana IŞİD’in kontrolünde olan Akçakale’nin karşısındaki Tel Abyad ilçesinin, Amerika’nin hava desteği ile Suriyeli Kürtlerin eline geçmesi üzerine şunları söyledi Erdoğan:
‘Tel Abyad'ta Araplar ile Türkmenlerin hedef alındığı gibi bir hava var. Bölgeden 15 bin Arap ve Türkmen Türkiye tarafına geçti, boşalan yerlere PYD ve PKK yerleştiriliyor. Bu pek hayra alamet değil. Zira bu, sınırımızı tehdit edebilecek bir yapı oluşmasına yol açılması demek. Bu konudaki hassasiyetlerimizi herkes görmeli.'
Yani Cumhurbaşkanına göre bir buçuk yıldır burnumuzun dibindeki Tel Abyad’ı kontrol eden IŞİD ‘sınırımızı tehdit edecek bir yapı’ değil. Erdoğan’a göre asıl tehlike Tel Abyad’ı IŞİD’in elinden alan Kürtler.
IŞİD’i değil Kürtleri daha büyük tehdit olarak gören bu bakış açısının ülkenin başına açtığı dertler ortada.
Fakat bu bakış açısı sürdürülebilir değil çünkü bugün Kürtlerin geldiği yer onların yok sayılmasını imkansız kılıyor.
Uluslararası alandaki imajı hızla yükselen, ortak kimlik bilinci perçinlenmiş, hem bölgede hem de Türkiye’de siyasi ve askeri kazanımları tavan yapmış bir Kürt hareketiyle karşı karşıyayız.
Ve bu Kürt hareketi Washington için IŞİD ile mücadelede en etkin kara gücü haline geldi.
Irak’ta Peşmergelerin son aylarda IŞİD karşısında daha etkili savaşçılar haline gelmesi, Suriye’de YPG’nin Amerika’nın havadan verdiği destekle Kobani’nin ardından Tel Abyad’da IŞİD’e vurduğu darbe Washington’ın dikkatle not ettiği gelişmeler.
Suriye’deki gidişhat, Washington’ın Irak’ta, Kobani’de ve son olarak Tel Abyad’da Kürtlerle kurduğu bu işbirliğinin gelecek aylarda artacağına işaret ediyor.
Amerika, Türkiye ve Katar’ın baskısıyla El Nusra gibi grupların El Kaide’nin ekseninden çıkacağını ve ılımlı muhalefetle ortak hareket edeceğini ümit ediyordu.
El Nusra lideri Ebu Muhammed el Culani’nin 3 Haziran’da El Cezire’ye verdiği röportajda El Kaide’ye bağlılığını tekrarlaması, bu beklentileri boşa çıkarıyor.
Ayrıca El Nusra’nın İdlib ve Halep’te Amerika destekli ılımlı muhaliflere saldırması da Washington için kötü haber.
Üstelik bu durum, Amerika’nın eğit-donat programıyla Suriye’ye soktuğu muhaliflerin işinin zor olacağının da habercisi.
Radikallerin gittikçe güçlendiği ve Amerika’nın sahada ortak hareket edeceği aktörlerin sayısının hızla azaldığı bir Suriye ile karşı karşıyayız.
Böyle bir Suriye’de, Tel Abyad’ı da alarak Kürt kantonlarını birleştirmiş, böylece Türkiye’den IŞİD’e giden lojistik destek koridorunu kesmiş, IŞİD’e karşı çok etkili bir savaş yürütmüş Kürtlerin Amerika’nın IŞİD’le mücadelede en yakın müttefiki olacağını görmek zor değil.
Böyle bir konjonktürde Kürt meselesini çözememiş bir Türkiye bölgede daha da izole olmaya ve kendi sınırları içinde gittikçe artan istikrarsızlığa mahkum.
Eğer Erdoğan Kobani’de takındığı ve Tel Abyad’da bir kez daha Kürtlerin gözüne soktuğu tutumunu değiştirmezse Kürtleri sonsuza dek kaybedebilir.
Kürtleri gözden çıkarmış, MHP’nin tabanına göz dikmiş bir AKP’nin Kürt meselesini çözmek için hiç bir motivasyonun kalmayacağı ortada.
Oysa mevcut bölgesel ve yerel konjonktür Kürt meselesinin acil çözümünü dayatıyor.
Bunun yerine Türk milliyetçiliğini körüklemek, HDP’ye giden Kürt oyları yerine MHP’ye giden milliyetçi oyları kazanmanın hesabını yapmak, Kürt milliyetçiliğinin tavan yaptığı bir konjonktürde ateşle oynamak demek...
Yazının başındaki soruya geri dönelim: AKP yüzde 50’den yüzde 40’a düştü, seçmen bir mesaj veriyor, Erdoğan mesajı alacak mı?
Tel Abyad ile ilgili yaptığı açıklama, Erdoğan’ın Kürt seçmenin önce Kobani’de, sonra 7 Haziran’da bas bas bağırdığı mesajı şimdilik almadığını gösteriyor.
Akçakale'deki Dicle Elektrik Dağıtım AŞ yetkilisine göre IŞİD kontrolündeki Tel Abyad’a kesintisiz elektrik veriliyormuş.
Tel Abyad artık Kürtlerin kontrolünde.
Bakalım Türkiye Tel Abyad’a elektrik vermeye devam edecek mi…
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.