Bir süre önce Habertürk'te bir programda CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, yaşanan kimi sıkıntıların ana nedeni olarak EMASYA Protokolünün kaldırılmasını gösteriyordu.
EMASYA Protokolü, bu ara yine gündemde. Hükümetin terörle mücadele amacıyla hazırladığı kimi yasaların EMASYA protokolünü andıran hükümler içerdiğine dair pek çok haber ve yazı çıkıyor basında.
EMASYA Protokolü ve vahametini, 2004'te, Hilmi Özkök'ün Genelkurmay Başkanlığı sırasında yaşanan sosyetik fişleme skandalıyla (askerin yaptığı 'yasal' kılıf taşıyan bir fişleme) ilk fark edenlerden birisi oldum. Kaldırılması için 6 yıl boyunca bu konuda bıktırırcasına sayısız yazı yazdım. İlgilerle sayısız kere konuştum. 2005'te EMASYA Protokolü ve Planları, Şemdinli iddianamesinde de yer aldı. 2010'da Balyoz davasında seminer tutanaklarında zikredilince, daha doğrusu seminerde EMASYA Planları veri alınınca, zülfü yâre dokundu ve hükümet tarafından kaldırıldı.
Ne var ki, basında ve kamuoyunda EMASYA Protokolü'nün ne olduğu ancak kısmen anlaşıldı ve tartışıldı.
Nitekim Kobani olaylarından sonra gündeme gelen İç Güvenlik Yasası'ndan valilerinin sokağa çıkma yasakları ilan etmesine, güvenlik bölgeleri ilanına kadar her güvenlikçi yasa ve tasarruf EMASYA'nın geriye dönmesi olarak yorumlandı.
Taşların yerli yerinde olması önemlidir.
EMASYA (Emniyet-Asayiş-Yardımlaşma) 5442 sayılı İller İdaresi Kanunu'nda yer alan, valilerin ihtiyaç duydukları anlarda askeri birlikleri iç güvenlikte kullanabileceklerine dair ve bunun nasıl uygulanacağına yönelik bir protokoldü. Protokolden, bu yasa hükmüne göre, vali askeri ne zaman, nasıl göreve çağırır, asker görev aldığında güvenlik güçleri komutası kime ait olur, koordinasyon nasıl sağlanır, hangi askeri birlikler görev almak üzere hazır bekler, görev ne zaman biter, gibi sorulara yanıt vermesi ve bunları düzenlemesi beklenirdi. Ayrıca 5442 sayılı kanunun bu hükmü (olağanüstü hal ve sıkıyönetim rejimi dışında) askerin iç güvenlikte kullanılmasına imkan veren yegane yasal çerçeveyi oluşturduğu oranda, bu tür düzenleme anlaşılabilir bir durumdu.
Nitekim sorun EMASYA Protokolünün olması değildi.
Sorun, EMASYA Protokolü'nün yasanın üzerine çıkan, askeri vesayet düzenini derinleştiren, askerin iç güvenlik alanında hakimiyet kurmasını hedefleyen bir mantıkla hazırlanmasıydı.
1999'da o dönem korgeneral olan Çetin Doğan ile İçişleri Bakanlığı Müsteşarı arasında görüşülmüş, hazırlanmış ve imzalanmış bu protokolün iki vesayetçi siyasi hedefi vardı. Bunlardan ilki Güneydoğu'da kaldırılan olağanüstü hali ikame etmesiydi. İkincisi 28 Şubat ortamında askerin siyasete ve emniyete duyduğu güvensizliğin kurumsallaşması, iç asayişte denetimin askere geçme kapılarının aralanmasıydı.
Protokol demokratik kuralları, askerin sivil otoriteye tabi olma kuralını ters yüz ediyordu. Kimi hükümleri askere gerekli gördüğü durumda validen talimat almadan toplumsal olaylara el koyma yetkisi veriyordu. Kimi hükümleri ise, önleyici tedbir olarak, garnizonlarda daimi güvenlik merkezlerinin kurulmasını, bu merkezlerin istihbarat ve değerlendirme birimleri olmasını öngörüyordu. Askerin direktif almadan hareket etmesinin, denetim dışı kalmasının, emniyeti ikame etmesinin, dahası topluma yönelik takip ve fişleme yapmasının önü açılıyordu.
11 yıllık EMASYA uygulaması sırasında, biriktirilen istihbarat fişleri, “ne oldu, neredeler” sorusu sık aklıma gelir. Bir kaç yıl önce mecliste darbeler komisyonuna görüş vermeye davet edildiğimde, ilk altını çizdiğim husus bu olmuştu.
Türkiye kimi ciddi dönüşler ve geri gidişler yaşıyor, buna şüphe yok.
Ancak, EMASYA tarz ve mantığında bir düzenlemenin geri getirilmesini istemek ancak delilik olur.
Bugün bu noktada mıyız?
Sanmıyorum.
Gazetelere yansıyan kimi hususlar, örneğin askere yönelik soruşturmaların başbakanlık iznine bağlanması gibi kalkanlar, askeri suçların askeri yargıya tabi olması gibi askeri vesayet dönemlerini ima eden geri dönüşler, birlik komutanlarına operasyon bölgelerinde verilen arama ve müdahale yetkileri demokratik hukuk devleti ilkeleri açısından son derece sakıncalıdır, buna şüphe yok.
Ancak bunlar EMASYA Protokolünü akla getirecek düzenlemeler değildir.
Öngörülen düzenlemelerin siyasi anlamı, sakıncaları ve ima ettiklerine yarın devam edelim...
- BIST 9351.37
- Altın 3758.058
- Dolar 38.0088
- Euro 41.9919
- İstanbul 9 °C
- Diyarbakır 21 °C
- Ankara 7 °C
- İzmir 14 °C
- Berlin 15 °C
- Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!
- Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!
- Gazeteci Evrim Kepenek'e kelepçeli gözaltı!
- Gazeteci Sinan Aygül'e saldıran korumalar tutuklandı
- 15 barodan gazeteci Sinan Aygül’e yönelik saldırıya kınama
- İbrahim Kalın MİT Başkanlığına atandı
- Çanakkale ve Balıkesir'de art arda deprem
- Buldan ve Sancar eş başkanlığı bırakacaklarını açıkladı
- Başak Demirtaş: Selahattin adaylığını üç kez iletti
- Şenyaşar ailesi: ‘Gereken yapılmazsa ‘adalet’ pankartını Meclis’e asacağız’
- Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni kabineyi açıkladı
- HDP’li yönetici: Demirtaş’ın talebi genel merkezimize ulaşmadı
- Biden, sahnede yere düştü
- Demirtaş: HDP, cumhurbaşkanı adaylığı talebimi gerekçesiz reddetti
- Selahattin Demirtaş: Aktif politikayı bırakıyorum
EMASYA geri mi geliyor?

Ali Bayramoğlu / Gazeteci
- Yorumlar 0
- Facebook Yorumları
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
- Kapıdaki Rakka krizi04 Nisan 2017 Salı 22:48
- Genelkurmay gerçekten rahatsız mı?09 Mart 2017 Perşembe 22:39
- AKP’nin referandum kampanyası bile popülist-otoriter düzenin işareti mi?24 Şubat 2017 Cuma 08:59
- Kürt siyasi partileri ölümün eşiğinde16 Şubat 2017 Perşembe 10:43
- Referandum sonuçlarını belirleyecek üç unsur07 Şubat 2017 Salı 09:42
- Türk demokrasisi için son şanslar24 Ocak 2017 Salı 02:51
- Türkiye’de askerin siyasi rolü bitti mi?18 Ocak 2017 Çarşamba 00:33
- PKK stratejik çıkmazda mı?28 Aralık 2016 Çarşamba 21:10
- Erdoğan’ın piyasa ekonomisiyle savaşı13 Aralık 2016 Salı 01:46
- Türk usulü başkanlık sisteminin şifreleri29 Kasım 2016 Salı 07:06
- Kürt sorunu da Trump’ı bekliyor12 Kasım 2016 Cumartesi 03:21
SON EKLENEN GALERİLER
ÖNE ÇIKANLAR
Fotoğraflarla Kürdistan’a dönen ilk hacı kafilesi
Başkent Hewler’de huzurevi
IŞİD’in son mevzisinden kaçış...
Kürdistan Parlamentosu'nun yeni üyeleri yemin etti
12345678
- Süleyman ÇevikKürtçe zorunlu eğitim bir haktır!
- Ersin TekGeleceğin Önündeki Engel: Geçmiş!
- Roşan LezgînZazakî Kur’an Meali ve İncil çevirisi
- Bayram BozyelSri Lanka; İktidar hırsının trajik sonuçları
- Abdullah Can“Bediüzzaman’ın hançeri” mi, Bediüzzaman’ı hançerlemek mi? (5)
- Mustafa Özçelik‘’Helalleşme’’ söylemini destekleyerek, kapsamlı helalleşmelere kapı ara
- Rahmetullah KarakayaBinelim kuşa gidelim Muş’a (2)
12
Sait Çürükkaya...
Antep'te sokak düğününe bombalı saldırı
Cizre'deki bodrumlarda ne yaşandı?
Nizamettin Ariç - Xakî Bîngol - Çîyayê Şengalê
12345678
- Murat YetkinSon üç gün, son üç soru
- Hayko BağdatKürtler TİP’e neden kırgınlar?
- Arzu YılmazKürt seçmenin seçimi ve dış politika
- Hediye LeventCIA Şefi neden Orta Doğu'da?
- İsmail Beşikci59 Yıl Sonra Şemdinli
- Mehmet Latif YıldızGüçlendirilmiş parlamenter sistem üzerine
- Akif BekiHDP’yi kapatmak neye yarar?
- Fehim TaştekinKürtler için lanet geri mi dönüyor?
- Ahmet TaşgetirenYargı sancısı -bumerangı unutmamak
- Fehmi KoruFırat’ın doğusuna gitmiyoruz, tamam. "Neden"...
- Aydın Doğanİstanbul seçimleri ve ötesi…
- Galip Dalayİran'a Sovyet modeli...
- Hakan AlbayrakMalcolm X
- Elif ÇakırBize ne oldu böyle?
- Orhan Kemal CengizHDP neden arabayı atın önüne koyuyor?
- Yaşar YakışFırat’ın doğusu sorunu askeri harekâtsız da çözümlenebilir mi?
- Mücahit BiliciDonald Trump’ın Zülkarneyn olarak portresi
- Tarık Ziya EkinciKılıçdaroğlu'nun Ahmet Türk'le görüşmesi bir skandaldır
- Akdoğan Özkan'ABD Çin ile Savaşacak'
- Murat SabuncuABD, Türkler ve Kürtler arasında 'çözüm' için devrede mi?
- Ahmet AltanMilliyetçilik ve Aydınlar
- Aslı AydıntaşbaşYalancı bahar mı ikinci bahar mı?
- Amberin Zaman‘Al papazı, ver papazı’ derken elde ne kaldı?
- Etyen MahçupyanErken seçim istemeyip ne yapsaydı?
- Kadri GürselÜç yıl sonra HDP yine anahtar
12345
RÖPORTAJ
Arzu Yılmaz: Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyareti Türkiye’den ABD’ye mesajKürt sorunu üzerine çalışmaları ile tanınan ve Kürdistan Bölgesinde de görev yapan Hamburg Üniversitesi Misafir Öğretim Görevlisi Dr. Arzu Yılmaz Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyaretini Evrensel'e değerlendirdi.
Türkan Elçi: 'Tahir hiçbir rüyamda benimle konuşmadı’Bugün Diyarbakır Barosu Tahir Elçi’nin öldürülmesinin beşinci yılı.
Kürt hukukçuya Yeni Zelanda'dan 'Küresel Etki ÖdülüERBİL (K24) - Kürt hukukçu Rez Gerdi, mültecilerle ilgili yaptığı çalışmalar ve gösterdiği çabalar nedeniyle Yeni Zelanda’da “Küresel Etki Ödülü”nü kazandı.
PSDK lideri: Kürtler ABD’yle doğrudan görüşmeliKürdistan Sosyalist Demokrat Partisi (KSDP) Genel Sekreteri Muhammed Haci Mahmud, Bağdat’la yaşanan bazı sorunlar konusunda kesin sonuçlar alınması için Kürtlerin ABD’yle doğrudan görüşmesi gerektiğini söyledi.
ÖZEL MAKALE
Konya’daki katliama ilişkin gözaltı sayısı 13’e çıktıKonya’da yedi kişinin katledildiği ırkçı saldırıya ilişkin gözaltına alınanların sayısı 13’e yükseldi.
Reuters: Türkiye sınıfta kaldıKoronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında Türkiye'de 2 haftadır hafta sonları akşamları sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. İngiliz haber ajansı Reuters'ın analizine göre bu yasaklar bir işe yaramadı.
Demirtaş hakkında yeni iddianame: 3 yıla kadar hapsi istendiAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı, Başsavcı Yüksel Kocaman'ı hedef gösterdiğini iddia ettiği HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş hakkında yeni bir iddianame hazırladı. İddianamede Demirtaş’ın 3 yıla kadar hapsi istendi.
Mesud Barzani: Kerkük; anılar, düşler ve düşüncelerBarzani, “Saddam Kerkük’ün Kürtlerin hakkı olduğunu kabul ediyor muydu?” şeklindeki soruya, “Şahsen kendisi bana, ‘Kerkük Kürt kentidir’ dedi."
KÜLTÜR SANAT
Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!Nûbihar dergisinin 165. Sayısı Kürt Dili Dosyası olarak çıktı.
Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!Nûbihar dergisinin yeni sayısı okuyucusuyla buluştu.
Nûbihar dergisinin 163. sayısı çıktı3 ayda bir Kürtçe yayınlanan Nûbihar dergisinin 163. sayısı zengin bir içerikle çıktı.
Feyruz, Suudi Arabistan’da konser vermeyi reddettiArap dünyasının yaşayan en büyük şarkıcısı Feyruz, Suudi Arabistan'ın insan haklarına saygı göstermediğine dikkat çekerek konser davetini reddetti.
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89
Tel : 0532 261 34 89
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.