Türkiye-Suriye’nin kritik önemdeki El Bab kenti bugünlerde farklı güçlerin doğrudan hedefi durumunda. Kenti almak için rekabet eden taraflar, İslam Devleti (İD) çekilir çekilmez toprak kazanımı sağlamak için bölgedeki konumlarını güçlendirmeye çalışıyor.
Omurgasını Kürtlerin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) bağlı Devrimciler Ordusu’nun komutan yardımcısı Ahmed Sultan, Al-Monitor’a yaptığı açıklamada şöyle diyor: “Birliklerimiz El Bab kentine doğru ilerleyecek. Sıradaki askeri hedefimiz budur. Kenti tümüyle kurtarmak istiyoruz. Rejimin buraya ilerlemesine izin vermeyeceğiz, ayrıca Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) Türkiye destekli gruplarının da El Bab ve kırsalının kurtarılmasında yer almasını engelleyeceğiz. Bu gruplar Türkiye’nin desteği olmadan hiçbir şey yapacak durumda değil. Biz bölgeyi teröristlerden arındırma gücüne sahibiz.”
ÖSO içindeki 51. Tugay’ın komutanlığını yapan ve Havar Kilis’teki harekât merkezinde görev alan Albay Heysem El Afisi’nin ise farklı planları var. Afisi’ye göre Fırat Kalkanı Harekâtı’nın ikinci aşamasında ÖSO’nun birinci aşamada temizlediği sınır bölgesinin güneyinde yer alan bölgeden de İD militanları ve “bölücü SDG birlikleri” çıkarılacak.
Harekâtın birinci aşaması, Türkiye destekli ÖSO gruplarının El Gandura kasabasını ve El Rai ile Cerablus arasında yer alan köyleri ele geçirmesiyle 4 Eylül’de tamamlanmıştı. Böylece Fırat’ın doğusundaki Cerablus’tan nehrin batısındaki Azez’e uzanan 98 kilometre uzunluğunda ve 10-15 kilometre derinliğindeki sınır hattı temizlenmiş oldu. Afisi’ye göre bir sonraki adım bu “temiz” bölgenin derinliğini 20-30 kilometreye çıkarmak olacak. El Bab’ın sınırdan uzaklığı yaklaşık 30 kilometre.
Afisi şöyle devam etti: “Türkiye sınırına bitişik bir güvenli bölge oluşturmak istiyoruz. Suriye halkının mağduriyetlerini gidermek, gerek yurt dışında mülteci durumuna düşen gerek içeride yerinden edilen yurttaşlarımızın, yakınlarımızın yurtlarına ve evlerine dönmesini sağlamak istiyoruz.”
Ancak bu kolay bir hedef değil. Askeri unsurunu Kürt Halk Savunma Birlikleri’nin (YPG) oluşturduğu SDG, Fırat’ın doğu ve batısında yer alan üç Kürt vilayeti Cizire, Ayn El Arab (Kobani) ve Afrin’i birleştirmek istiyor. 13 Ağustos’ta Menbiç’i ele geçiren SDG’nin şimdi El Bab ve kırsalını alması gerekiyor. Türkiye ise bunu engelleme peşinde.
ÖSO gruplarından Sultan Murat Tümeni’nin komutanı Albay Ahmed Osman Al-Monitor’a şöyle konuştu: “Türkiye destekli güçler kesinlikle Menbiç’e ilerleyecek çünkü SDG oradaki mevzilerinden çekilmedi, aksine bunları takviye etti.” Osman, hâlihazırda El Rai’nin doğu ve güneyinde El Bab istikametinde çatışmaların yaşandığını belirtti.
Ancak El Bab’ın önemi Türkiye’nin hedeflerinin çok ötesine geçiyor. Ocak 2014’ten bu yana İD kontrolünde olan kent örgütün en önemli kalelerinden biri olup İD’in Halep’te kontrol ettiği bölgeler ile doğudaki Rakka ve Deyrizor vilayetleri arasındaki bağlantıyı sağlıyor. Suriye’deki tarafların çatışma alanlarında stratejik bir bağlantı noktası olan El Bab’ın kuzey Suriye’deki çatışmalarda da dengeleri etkilediği gözlemleniyor.
El Bab’la yakından ilgili bir başka taraf da tabii ki şehrin kendi askeri konseyi. 15 Ağustos’ta kurulan konseyin bileşenlerinden Kürt Cephesi grubunun bir komutanı isminin gizli kalması kaydıyla Al-Monitor’a şöyle konuştu: “El Bab askeri konseyinde yer alan gruplar El Bab’ın yerlilerinden oluşuyor. Bunlar çoğunlukla Arap ve Kürt. Konseyde ayrıca El Bab ve Azez Türkmenlerinin kurduğu Selçuk Tugayı yer alıyor. El Bab savaşını yürütmek öncelikle bölge insanlarından oluşan bu gruplara düşüyor.”
Halep’in kuzey ve doğu kırsallarında süren çatışmalar ve konseyin ÖSO’yla silahlı çatışmaya girme ihtimali sorulduğunda komutan şöyle dedi: “El Bab askeri konseyi ÖSO’daki hiçbir grupla çatışmak istemiyor. Ancak bize karşı savaşlar yürütüldü ve biz de elimiz kolumuz bağlı oturmayacağız. Çünkü Suriye halkı olarak bizler topraklarımızı ve haysiyetimizi savunuyoruz.”
SDG’nin durumuna gelince Bercav Medya ve Özgürlük Merkezi Başkanı Faruk Hacı Mustafa Al-Monitor’a şu değerlendirmede bulundu: “SDG’nin sadece iki seçeneği var: Ya Rakka için savaşacak – ki burası bazı faydalar getirmekle birlikte Kürtler için tarihi bir kazanım olmayacak, sadece güvenlik sağlayacak – ya da El Bab için savaşacak ki bana göre bu en önemli savaştır. Bu savaş sayesinde Kürtler, El Bab ve kırsalı üzerinden Afrin ve Kobani’yi birleştirerek ulusal bir kazanım elde edebilir. Fırat’ın doğusu tartışılmaz bir şekilde Kürt bölgesi oldu. Görünen o ki Türkiye bile bu bölgeye itiraz etmiyor. Fırat’ın batısı ise Türkiye ve onun desteklediği gruplar ile Kürtler ve SDG arasında ihtilaflı bir bölge durumunda.” (Al Monitor)
Kamal Sheikho El Cezire’de muhabir olarak çalışmaktadır. Daha önce Associated Press ajansının muhabirliğini yapan Sheikho’nun haberleri Londra merkezli El Hayat gazetesi ve Almanya merkezli Deutsche Welle’de de yayımlanmıştır.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.