Amerikan uçakları dün Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) mevzilerini vurmaya başladı. Kürt Bölgesi başkenti Erbil’i korumak üzere savaş uçakları lazer güdümlü bombalar fırlatmakta. Şaşırtıcı mı? Hayır. Haziranda IŞİD güçlerinin üç yıldır serpilip büyüdükleri Suriye’den Irak’a ‘sarkarak’ Musul’u ele geçirmesi ve ‘halifelik’ ilan ederek bölgede farklı kimlikte her kim varsa ‘temizliğe’ girişmesinden bu yana zaten beklenmesi gereken bir gelişmeydi. Ve şimdi hedef ‘ruh hastası katillerin yok edilmesi’ olsa da, yabancı bir gücün 2.5 yıl altüst ederek geri çekildiği burnumuzun dibindeki coğrafyada böylesi bir operasyona kalkışması da bir o kadar acıklıdır. Ama daha da acıklısı, önümüzdeki dönemde Türkiye’yi çok daha zora sokacak gelişmelerle karşılaşacak olmamız.
Dünyanın büyük gücü olsa da, kendine has dizaynları bulunsa da her zaman ABD’nin istediği gibi yürümüyor işler… Projeyi ortaya atan stratejistler, kendilerine seçtikleri çözüm ortaklarının ‘çözüm değil sadece kaos yarattığını’ göreli çok oldu, ama başka çözüm ortakları olmadığı için bu ‘siyasi İslam’ heyetiyle ite kaka süreci yönetmeye çalıştılar. Hesap neydi?.. Demokrasi soslu İslami yönetimlerle Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Orta Asya’yı açık pazar haline getirip küresel ekonomiye yaklaşık 400 milyon tüketici daha katmak.
Libya’yı saymayalım, zira bir ulus değl bir sınır içinde yer alan aşiretler topluluğu ama Mısır ve Tunus’ta görüldü ki İhvan denen bu sözde ‘ılımlı İslam projesi’, hiç de öyle ‘çözüm ortağı’ olacak gibi bir siyasi yapı değil, medeniyetlerin beşiği bir coğrafyada bildiğiniz mezhepçi, otoriter, fırsatını buldu mu kendi gibi olmayan her kesimi yok etmeye çalışan bir garabet! Neyse ki her iki ülkede de millet uyandı. Tunus’taki İhvancılar biraz daha akıllı oldukları için geri çekildiler, şimdilik sorun uzlaşmayla çözülmeye çalışılıyor. Mısır’daki Muhammed Mursi ahaliyi kısa sürede isyan ettirdi, ordunun işbirliğiyle devrilip gitti. Belki ordunun müdahalesine gerek kalmayacaktı ama çoktan görevinden alınmış ‘BOP Eşbaşkanı’ Recep Tayyip Erdoğan ve danışmanlarının boş vaatleriyle sandı ki otoriter mezhepçi yönetimini sürdürebilir.
Tek ayakta kalan ‘İhvan zihniyeti’ güzelim ülkemizde maalesef… Demagoglardan müteşekkil bir iktidar, profaşist talancı yönetimini sürdürmek için her yolu mubah görüyor. Ne ilginçtir ki altlarını oyan Suriye halkı ile Irak’taki mezhepçi hesaplarının bir türlü tutturulamaması. En başta seküler Suriye ruhu bu mezhepçilere karşı bu kadar dirençli çıkmasaydı belki on yıllar boyu başımıza bela olacak bir İhvan diktatörlükleri silsilesi saracaktı bu coğrafyayı.
Bugün IŞİD’le ilgili gelişmelerden alenen ortaya saçılıyor ki bu ‘ılımlı İslam’ köşeye sıkıştı mı, amaca gidecek her yolu mubah görür. Varsın topu ‘el âleme’ atarak kurtulmaya çalışsınlar, artık herkes biliyor ki, IŞİD denen insanlık ayıbı katiller sürüsü, son tahlilde bu ‘ılımlı İslam’ projesinin yan ürünüdür. Onların ektikleri tohumların meyveleridir. Yılan şimdi onu yaratanlar tarafından yok edilmek durumunda… Washington’ın ‘yılanın başını ezme’ kararının sebebi insanlık değil elbette, bu virüsün dönüp kendilerini daha beter vuracak olduğunu idrak etmeleri. Ama bu da içimize su serpmiyor. Zira bu virüs temizlenirken acısını çekecek olan bizleriz, kalıntılarının kimin başına bela olacağını da iyi biliyoruz. Şimdiden 49 vatandaşımız bu katiller sürüsünün elinde ve biz sadece izleyebiliyoruz!
Şimdiden söyleyelim; IŞİD virüsünün temizlenme sürecinde bu coğrafyada, Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük utançlarından biri olan bir dışişleri heyeti de rafa kalkacak! “Bir grup öfkeli adam” dediği IŞİD’i savunacak kadar aymaz, “Türkmen Türkmen’i öldürüyor” diyecek kadar Türk düşmanı birinin dışişleri bakanı olduğu bir ülke, uzun yıllar kötü bir sıfatla anılacak bu coğrafyada… Türk dış politikası her dakika rezil rüsva olmakta ve bu kan gölünün en büyük müsebbibi. Ne yazık ki bunun utancı hepimize olacak!
***
Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun ‘ateşinin’ kolay kolay düşmeyeceği sıcak günlerde bu Cumhuriyet’teki ilk yazım. Tüm Cumhuriyet okurlarına yürekten ‘merhaba’...
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.