Geçen hafta sonunu Amed'de; Kürt siyasetinin nabzını tutmaya çalışmakla geçirdim. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) 7.Olağan Kongresi'ni iki gün boyunca izledim. Kongre öncesinde olduğu gibi sonrasında bir dizi görüşme ve söyleşi gerçekleştirdim.
Kongreyle ilgili olarak en son söylemesi gereken sözü en başta söylecek ve lafı eğip bükmeden ifade edecek olursam bu kongre Kürt siyasetinin halkla ilişkisinin zedelendiğini fark ettiğini gösteriyor.
Kürt siyaseti bunu görmüşe ve harekete geçmişe benziyor.
Merkezi siyaset zedelenen bu ilişkiyi yeniden tesis etmenin; halkın umudunu ve güvenini kıran politikaları, yaklaşım ve araçları bir kenara itmenin arayışına girmiş bulunuyor.
DTK 7.Olağan Kongresi ilk elden bize bunun mesajını veriyor. Fakat bunu siyasetin gerektirdiği özeni göstermek, usülüne uygun hayata geçirmek yerine de nev-i şahsına münhasır yol ve yöntemlerle yapıyor. Bu da yer yer kırılıp dökülmelere neden oluyor.
Siyaset bunu göze almışa, bazı dökülme ve kırılmaların yaşanacağını hesaplamışa benziyor ama, yine de dikkat etmesi gerekiyor.
Kürt siyasetinde önemli bir yeri olan bir siyasetçinin dediği gibi kimseye, 'paspas muamelesi' yapmaması gerekiyor.
Öte yandan DTK 'yeniden yapılanmaya', kendisini yenileyip yeniden üretmeye çalışıyor ancak, bunu bir 'nöbet değişiminden' ziyade tarihsel rolüne uygun yeni misyonlar üstlenmek amacıyla yapıyor.
Bunun da altını çizmem gerekiyor.
DTK 7.Olağan Kongresi Kürt siyasetinin nesnel sürecin gerektirdiği bir değişimin arifesinde olduğuna işaret ediyor. Bunu ne kadar başaracağını zaman gösterecek ama, bunda ısrarlı ve kararlı olacağı; 'yeniden inşa sürecinin' oldukça zorlu yeni bir aşamaya geçeceği anlaşılıyor.
Bütün toplumsal dinamiklerin kendilerini özgürce ifade edecekleri, demokratik rekabetin ve niteliğin teşvik edileceği, siyasetin bu eksende demokratikleşeceği ve siyahi ahlakın öncülük edeceği 'yeniden inşanın' her aşamasında halk iradesinin tesis edileceği yeni bir dönem başlıyor.
Bir milat özelliği taşıyan DTK 7.Olağan Kongresi'yle Kürt siyaseti ilk elden, Kürdistan'ı özgürleştirmek- Türkiye'yi demokratikleştirmek hedefini sürdürdüğünün mesajını veriyor.
Kürdistan'daki bütün kimliklerin; etnik, dini, siyasi, kültürel vd. eğilimlerin özgürlüğü temelinde; halkların eşitliği ve kardeşliği ekseninde barış içinde birarada yaşama iradesini güçlendirmeye devam edeceğini ifade ediyor.
İnsan odaklı yeni bir siyasal sisteme zorladığı 'baskıcı ve ceberut Ankara'ya karşı demokrasi, özgürlük ve adalet mücadelesini boyutlandıracağının; buna muktedir olduğunu bir kez daha deklere ediyor.
Ayrıca sadece Türkiye'nin değil, Irak'ın, İran'ın ve Suriye'nin de demokrasi ve özgürlükler ekseninde yeniden yapılanmasının anahtarını elinde tuttuğunun da mesajını veriyor.
Merkezi Kürt siyasetinin bölgedeki yükselişine paralel olarak bu ülkelerde de yeni siyasal hamlelere hazırlandığı gözleniyor.
Rojava'daki kantonlar gibi İran Kürtlerin de kongreye güçlü katılımları ve kongrenin Şengal'e adanması bunu gösteriyor.
Kürdistan'ı bölen sınırların anlamsızlaştığı bu süreçte Kürt siyasetinin Kürdistan'i perspektifi güçlendireceği anlaşılıyor. Bu eksende bir 'Türkiyelileşme' siyaseti izleceğe de benziyor.
Yeni dönemde kurum ve kavram karmaşasının önleneceği, Kürdistani perspektifin daha baskın hale geleceği; Çözüm Süreci'nin de Türkiye'nin 'sınırları dışına' çekileceği ve bütün Kürdistan'ı kapsamaya; bölge Kürtleriyle ortak bir çözüm bulmaya mecbur edileceği anlaşılıyor.
Amed'deki kongreden ve kulislerden bu çıkıyor.
Son olarak; DTK 7.Olağan Kongresi'ndeki 'yeni yapılanma' ve yeni arayışların temelinde Kürt gençliğinin öncülük ettiği yeni dalganın etkisini görmek gerekiyor. Gençlik yeni sürecin öznesi olarak yükseliyor.
Kürt gençliği dipten gelen dalgalarıyla siyasetinin kıyılarını dövmeyi, halkta bıkkınlık yaratan politika ve tutumları; PKK lideri Öcalan'ın mahkum ettiği 'ezbere dayalı, kendini tekrar eden' yaklaşımları silkelemeyi sürdürüyor.
Kürt gençliği yüksek bir adanmışlık duygusu ve ruhuyla halka muazzam derece de moral ve güç veriyor.
Gittiğim gezdiğim yerlerde gördüğüm kadarıyla Kürt gençliği yeni sürecin Mazlum'ları, Agit'leri, Hayri'leri ve Sakine'lerinin doğum sancılarını çekiyor.
Dolayısıyla DTK'nın önüne koyduğu hedeflere ulaşması ve 'yeni yaşamı inşa' sürecinin sözde kalmaması isteniyorsa Kürt gençliğine kulak verilmesi gerekiyor.
Bence başarının en önemli yolu bugün Kürt gençliğinin önünü açmaktan ve onu sistemin her türlü oyun ve provokasyonlarından uzak tutmaktan geçiyor…
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.