Diba

Okula gitmemiş ama liseyi bitirmiş! Hayatın içinde kendisine bir yer açmaya azmetmiş olduğundan okuma yazmayı evde-okula giden erkek kardeşlerinden- öğrenmiş.

Bu sayede ilkokuldan başlayarak liseyi dışarıdan bitirme imkanı elde etmiş. Ancak bununla yetinmemiş; bölgenin tanınmış dini alimlerinden olan babasının rahle-i tetrisatından da geçmiş. Melle babası da ona dini eğitim vermiş.

Kalabalık ailesiyle birlikte uzun bir çocukluk dönemi geçirmiş. Çocukken kararlı duruşu, azmi, çabası ve başarılarıyla dikkat çekmiş.

Okumayı seviyor. Mücadeleci kişiliğinin oluşmasında ve aydınlanmasında; insanı ve hayatı anlayıp kavramasında okuduğu kitapların etkili olduğunu söylüyor.

Pes etmeyi bilmiyor. Yakınmayı, havlu atmayı, bırakıp kaçmayı düşünmüyor. Karşılaştığı sorun herneyse üzerine üzerine gitmekten ve mücadele etmekten çekinmiyor.

Muş'un Malazgirt İlçesi'nde dünyaya gelmiş.

Çocukluğu ve gençliği Van ilinin Erciş İlçesi'nde geçmiş. İkisi şehit yedi kardeşi var. Biri mühendis, öteki doktor iki kardeşi de özgürlük mücadelesi içinde hayatını kaybetmiş.

"Bu mesele evde hiç konuşulmaz" diyor. Yasın – zafere kadar- ötelendiğini ima ediyor. Yüzüne bakınca ama, yüreğinde açılan kardeş yarasının sıcaklığını koruduğu ve kanamakta olduğu anlaşılıyor.

Evli ve dört çocuk annesi. Eşini ve çocuklarını pek göremiyor. Çocuklarının bunu sorun etmediklerini, kendisine destek verdiklerini; eşininse 'alıştığını' söylüyor.

Gerici değer yargılarının ve erkek egemen zihniyetin güç olduğu Kürdistan’da erkeklerin kadınların hayallerini gerçekleştirmeyi önlemekte giderek zorlandıklarını belirtiyor.

"Kadınlar yürüttükleri mücadele sayesinde bunu sağladılar" diyor.

Uzun soluklu biri ve dişiyle tırnağıyla sökerek; kavga ederek geliyor. Önce evinden başlattığı kavgasını sivil toplum örgütlerinde, kadın meclislerinde, yerel komitelerde ve HADEP’ten HDP’ye siyasal partilerde aktif görevler üstlenerek bugünlere getirmiş.

Yurtsever, devrimci ve kendi deyimiyle aynı zamanda 'dindar' bir kadın olduğu için anlaşılmakta zorlandığı da olmuş. Türbanlı olduğu için yer yer engellerle karşılaşmış. Erkek dünyasına egemen ince tasfiye yöntemleriyle susturulmak istenmiş.

Ancak yılmamış. Erkek egemen zihniyete karşı amansız bir mücadele vermiş. Ama bunu bazılarının yaptığı gibi kadınla erkek arasına kalın duvarlar örerek yapmamış.

Bunun erkeği güçlendireceğini düşündüğü için erkeği işin içine çekmeye, kendi gerçeğiyle yüzleşmeye ve böylece değişip dönüşmeye zorlamış

Hem evde hem de toplum içinde‚ 'başkası gelsin bana sahip çıksın' düşüncesini ve beklentisini onur kırıcı buluyor.

Her insan gibi her toplumun da kendi gücüyle ayakta durmasının mümkün olduğunu; bireyin ve toplumun bunun özgüveniyle hareket etmesi gerektiğini söylüyor.

Her adımda demokratik katılımı, toplumsal dayanışmayı, adil ve eşitlikçi paylaşımı esas alıyor.

Kendine güveniyor. Özgüven hissini karşıdakine de veriyor. Her insanın karşıya karşıya kaldığı sorunların üstesinden gelebilecek özgüvene ve güce sahip olduğuna inanıyor.

Etnik kökeni, dini, dili, mezhebi, cinsiyeti, cinsel tercihi, düşüncesi ne olursa olsun herkese eşit davranıyor. Siyaset felsefesi içinde önceliği insana veriyor. Her adımda 'önce insan' diyor.

Bu şiarla yola çıkmış bulunuyor. Bu amaçla çocukluğunun geçtiği Erciş’i yöneteceğini söylüyor.

Şimdilerde enkaz yığınına dönüşmüş Erciş’in ağır sorunlarına 'önce insan' perspektifiyle gerçekçi çözümler bulunacağından emin görünüyor.

Geçen Pazar akşamı onu Stêrk TV’de ağırladım. Samimiyeti ve özgüveni etkileyiciydi. Erciş halkıyla birlikte Erciş’i yeniden ayağa kaldıracağını söylerken içten ve kendinden emindi.

Erciş’i evi, seçmenlerini ailesinden birileri gibi görüyor. "İnsanın şehri insanın evi gibidir" dedi.

Erciş’e ve Ercişliler'e bu duygularla seslendi. Televizyonumuz aracılığıyla 30 Mart seçimlerinden sonra insanın yükselişe geçeceği bambaşka bir Erciş vaadetti.

Adı Diba. Diba; altın ve gümüş işlemeli‚ 'değerli ipek' anlamına geliyor.

BDP Erciş Belediye Başkanı Diba Keskin, insana ve hayata 'değer' katan duruşuyla bize siyasette varolmanın yanı sıra başarılı olmanın da yolunu gösteriyor...