Ceylan'ın paramparça olmuş cesedi üzerindeki sır perdesi hâlâ kalkmadı.
Türk Silahlı Kuvvetleri "Biz orada havan atışı yapmadık" diyor.
Olay yerini inceleyen insan hakları dernekleri de "Çukur açılmamış, demek ki mayın patlaması söz konusu değil" diyorlar.
Ceylan'ı PKK'nın bombalamış olabileceğini düşünebilirdik, ama Türk Silahlı Kuvvetleri'nden öyle bir açıklama gelmediğine göre –ve olay yerinin birkaç metre ilerisindeki askeri birlik böyle bir saldırıdan habersiz olamayacağına göre- bu da sözkonusu değil.
Asker havan atışı yapmamış, mayın patlamamış, PKK saldırmamış; demek ki Ceylan koyun otlatırken kendi kendine infilak etti!
Olay yerinden savcıya telefon açıp "Güvenliğinizi sağlayamayız, sakın buraya gelmeyin" diyen ve cesedin nakli sırasında delillerin kararmasına yol açan jandarmaya hürmetler…
Jandarmaya saldırmayan ahali veya teröristlerin savcıya neden saldıracağını sormayı akıl edemeyip jandarmanın emrine itaat eden / tavsiyesine uyan savcıya hürmetler…
Burunlarının dibindeki bir patlama hakkında 'Bizimle alakası yok'tan başka söyleyecek sözleri olmayan komutanlara hürmetler…
Genelkurmay Başkanı'ı çağırıp "Bir askeri birliğimizin yanı başında patlama oluyor, bir çocuk feci şekilde can veriyor, fakat ordumuz bu hadise hakkında dört başı mamur bir açıklama yapamıyor. Gözlemciniz yok mu? İstihbaratınız yok mu? Askeri birliklerin etraflarında olup bitenlerden haberdar olmanızı sağlayan mekanizmalarınız yok mu? Peki terörle nasıl mücadele ediyorsunuz?" diye hesap sormayan hükümete hürmetler…
Nasıl devlet ama?
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.