Her vesile ile “otoriter siyaset çözüm” değil diyoruz; haydi ilkelerde anlaşamıyoruz, başta mevcut iktidar ve çevresinin değerler sistemi “özgürlük”, “demokrasi”, “insan hakları” gibi kavramları Batı icadı kandırmacalar olarak görüyor, benimsemiyor. Ama mesele sadece toplumsal-siyasal değerler meselesi değil, zaruret meselesi. Bunu da görmüyorlar. “Zaruret gereği” dediğimizde de Batı dünyasına mecburi uyum sanıyorlar. Öyle de değil. Aslında Batılılar da çok yüce fikirli, “çok ileri bir medeniyetin temsilcisi” oldukları için değil, tarihsel gerçekler, zaruretler gereği bu değerleri icat ettiler, modern ve modern sonrası toplumları zorla, topuzla yönetmek mümkün olmadığı noktada bu değerler öne çıktı.
Peki, “ileri demokrasi” denilen ülkelerde, işler mükemmel mi yürüyor, hep bu değere uygun mu davranılıyor? Tabii ki hayır! “Modern demokrasi”nin bir değer olarak öne çıktığı ilk zamanlar, kadınlar başta olmak üzere, pek çok toplumsal kesim bu çerçevenin dışında tutuluyordu. Demokrasi bayraktarlığı yapan “yeni dünya”nın Amerika’sı ırkçılıkla, İngiltere ve diğer Batılı güçler sömürgecilikle maluldü. Onu kapitalist eşitsizlik, emperyalist ikiyüzlülük takip etti. Hepsi doğru, dahası tüm bu doğrular demokrasi değerlerini tüm dünya ölçeğinde fazlasıyla yıprattı. Ama tüm bu gelişmelerden çıkarılacak sonuç yine de “otoriter siyaset”in çare olduğu değil, böylesi tam bir “ters tepme”, hiçbir ters tepme, insanlığın, toplumların önünü açmaz, olsa olsa çözülme, çürüme ve savrulma getirir.
Bu koşullar altında, İslamcılar sanıyorlar ki, Batı’nın, daha doğrusu Batı tarihinin ürettiği modern dünyanın değerleri yıpranınca, Batı dışı kültürlerin, hususen Müslüman toplumların önü açıldı. Müslüman toplumlar, tarihin geldiğimiz noktasında insanlığı bir çıkmazdan kurtaracak ufuk açıcı değerler vaat edebilselerdi, bu iddia hayat bulurdu, ama yok öyle bir şey. Bir din olarak İslamın vaat ettikleri başka, Müslümanların halihazırda dünyayı kavrayışı, içinde bulundukları hal başka. Nitekim, bizim İslamcı-milliyetçilerin sonuçta sığındıkları yer “Osmanlı nostaljisi” oldu. Osmanlı nostaljisinin temelinde de, tarih bilgisizliği bir yana, dini telakkiden ziyade, yenilmişlik karşısında duyulan muazzam eziklik ve “zafer açlığı” var. Sonuçta, varılan yer bir toplumun bir türlü üstesinden gelemediği “eziklik” duygusunun öfkeye, sorunlarını halledememenin acizliğinin sıradan otoriterlik özlemine dönüşmesi. Tarihin tanıdığı tüm otoriter, faşist, totaliter ve şimdilerde dünyanın her yerinde yükselişe geçen “yeni otoriter siyaset” arayışlarının hikâyesi birbirine benizyor. Tam da bu nedenle, buradan gidilecek yol, ufuk açıcı, yeni ve kurtarıcı olmaktan çok uzak bir felaket senaryosu.
Şimdilerde, 15 Temmuz’da ve sonrasında darbeye karşı direniş, bir demokrasi eşiği olmaktan ziyade yeni Türkiye’nin inşasının temelinde oturtulan bir efsaneye dönüştürülmeye çalışılıyor. O da, olmuyor, zira özlenen İslamcı- milliyetçi (hatta bir miktarda revize Kemalist) otoriter düzen, demokrasi direnişi hikâyesi ile tam örtüşmüyor. Kemalizmin resmi tarihine mukabele edecek yeni tarih atma girişimleri fazlasıyla havada kalıyor. Kısaca, elde avuçta allanıp pullanmaya çalışılan zor rejimi özleminden başka bir şey kalmıyor.
Kimsenin kuşkusu olmasın, Türkiye’nin bu hale gelmesine neden olan yedi düvel düşman değil, otoriter siyasette ısrarcı olmasıydı. Bu ısrar, toplumsal barışı bozdu, bu ısrar siyasal istikrarsızlık üretti, bu ısrar Kürt meselesini çözmek yerine bugünkü noktaya getirdi, bu anlayış yedi düvel düşman üretti. Bu devirde, dünyanın neresinde olursanız olun, toplumsal barış merkezli siyasetin ilkesellik bir yana zaruret olduğunun kavranamaması bizi bu noktaya getirdi.
15 Temmuz sonrası, ancak demokratik siyaset ile mümkün olabilecek toplumsal barış merkezli kavrayış, demokratik siyaset ve Kürt barış sürecine dönüş çerçevesinde Türkiye için felaket senaryolarından çıkış vaat edebilirdi. Ama en başta dediğim gibi kavrayış o kavrayış değil, demokratik siyasetin toplumsal barış ve istikrarlı bir gelecek için zaruret olduğu anlaşılmış değil. Türkiye’nin geleceği, muzaffer bir geçmişin imkânsız ihyası, o ihyanın zorla topuzla dayatılmasında sanılıyor. Tüm zorbalar, zor siyaseti bin yıl sürecek sanır, 28 Şubat’ı hatırlayın.
- BIST 9275.5
- Altın 3780.146
- Dolar 37.9781
- Euro 41.8329
- İstanbul 3 °C
- Diyarbakır 12 °C
- Ankara 1 °C
- İzmir 7 °C
- Berlin 7 °C
- Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!
- Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!
- Gazeteci Evrim Kepenek'e kelepçeli gözaltı!
- Gazeteci Sinan Aygül'e saldıran korumalar tutuklandı
- 15 barodan gazeteci Sinan Aygül’e yönelik saldırıya kınama
- İbrahim Kalın MİT Başkanlığına atandı
- Çanakkale ve Balıkesir'de art arda deprem
- Buldan ve Sancar eş başkanlığı bırakacaklarını açıkladı
- Başak Demirtaş: Selahattin adaylığını üç kez iletti
- Şenyaşar ailesi: ‘Gereken yapılmazsa ‘adalet’ pankartını Meclis’e asacağız’
- Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni kabineyi açıkladı
- HDP’li yönetici: Demirtaş’ın talebi genel merkezimize ulaşmadı
- Biden, sahnede yere düştü
- Demirtaş: HDP, cumhurbaşkanı adaylığı talebimi gerekçesiz reddetti
- Selahattin Demirtaş: Aktif politikayı bırakıyorum
Daha fazla demokrasi zarureti

Nuray Mert / Cumhuriyet
- Yorumlar 0
- Facebook Yorumları
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
- Müftü nikâhı ve İslami rejim04 Ağustos 2017 Cuma 10:57
- Katar krizi30 Haziran 2017 Cuma 11:43
- Nerden başlasak nasıl anlatsak19 Haziran 2017 Pazartesi 11:28
- Katar’ın başına gelenler09 Haziran 2017 Cuma 11:13
- Toplum yorgunluğu02 Haziran 2017 Cuma 10:14
- Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti29 Mayıs 2017 Pazartesi 21:33
- ‘Devrime hazır olun’22 Mayıs 2017 Pazartesi 10:40
- ‘Türbe, tarih, siyaset’15 Mayıs 2017 Pazartesi 10:45
- Fransız seçimleri ve demokrasi krizi12 Mayıs 2017 Cuma 10:25
- Yeni siyasi arayışlar05 Mayıs 2017 Cuma 11:20
- Hindistan ziyareti ve İslamcılar01 Mayıs 2017 Pazartesi 10:16
SON EKLENEN GALERİLER
ÖNE ÇIKANLAR
Fotoğraflarla Kürdistan’a dönen ilk hacı kafilesi
Başkent Hewler’de huzurevi
IŞİD’in son mevzisinden kaçış...
Kürdistan Parlamentosu'nun yeni üyeleri yemin etti
12345678
- Süleyman ÇevikKürtçe zorunlu eğitim bir haktır!
- Ersin TekGeleceğin Önündeki Engel: Geçmiş!
- Roşan LezgînZazakî Kur’an Meali ve İncil çevirisi
- Bayram BozyelSri Lanka; İktidar hırsının trajik sonuçları
- Abdullah Can“Bediüzzaman’ın hançeri” mi, Bediüzzaman’ı hançerlemek mi? (5)
- Mustafa Özçelik‘’Helalleşme’’ söylemini destekleyerek, kapsamlı helalleşmelere kapı ara
- Rahmetullah KarakayaBinelim kuşa gidelim Muş’a (2)
12
Sait Çürükkaya...
Antep'te sokak düğününe bombalı saldırı
Cizre'deki bodrumlarda ne yaşandı?
Nizamettin Ariç - Xakî Bîngol - Çîyayê Şengalê
12345678
- Murat YetkinSon üç gün, son üç soru
- Hayko BağdatKürtler TİP’e neden kırgınlar?
- Arzu YılmazKürt seçmenin seçimi ve dış politika
- Hediye LeventCIA Şefi neden Orta Doğu'da?
- İsmail Beşikci59 Yıl Sonra Şemdinli
- Mehmet Latif YıldızGüçlendirilmiş parlamenter sistem üzerine
- Akif BekiHDP’yi kapatmak neye yarar?
- Fehim TaştekinKürtler için lanet geri mi dönüyor?
- Ahmet TaşgetirenYargı sancısı -bumerangı unutmamak
- Fehmi KoruFırat’ın doğusuna gitmiyoruz, tamam. "Neden"...
- Aydın Doğanİstanbul seçimleri ve ötesi…
- Galip Dalayİran'a Sovyet modeli...
- Hakan AlbayrakMalcolm X
- Elif ÇakırBize ne oldu böyle?
- Orhan Kemal CengizHDP neden arabayı atın önüne koyuyor?
- Yaşar YakışFırat’ın doğusu sorunu askeri harekâtsız da çözümlenebilir mi?
- Mücahit BiliciDonald Trump’ın Zülkarneyn olarak portresi
- Tarık Ziya EkinciKılıçdaroğlu'nun Ahmet Türk'le görüşmesi bir skandaldır
- Akdoğan Özkan'ABD Çin ile Savaşacak'
- Murat SabuncuABD, Türkler ve Kürtler arasında 'çözüm' için devrede mi?
- Ahmet AltanMilliyetçilik ve Aydınlar
- Aslı AydıntaşbaşYalancı bahar mı ikinci bahar mı?
- Amberin Zaman‘Al papazı, ver papazı’ derken elde ne kaldı?
- Etyen MahçupyanErken seçim istemeyip ne yapsaydı?
- Kadri GürselÜç yıl sonra HDP yine anahtar
12345
RÖPORTAJ
Arzu Yılmaz: Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyareti Türkiye’den ABD’ye mesajKürt sorunu üzerine çalışmaları ile tanınan ve Kürdistan Bölgesinde de görev yapan Hamburg Üniversitesi Misafir Öğretim Görevlisi Dr. Arzu Yılmaz Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyaretini Evrensel'e değerlendirdi.
Türkan Elçi: 'Tahir hiçbir rüyamda benimle konuşmadı’Bugün Diyarbakır Barosu Tahir Elçi’nin öldürülmesinin beşinci yılı.
Kürt hukukçuya Yeni Zelanda'dan 'Küresel Etki ÖdülüERBİL (K24) - Kürt hukukçu Rez Gerdi, mültecilerle ilgili yaptığı çalışmalar ve gösterdiği çabalar nedeniyle Yeni Zelanda’da “Küresel Etki Ödülü”nü kazandı.
PSDK lideri: Kürtler ABD’yle doğrudan görüşmeliKürdistan Sosyalist Demokrat Partisi (KSDP) Genel Sekreteri Muhammed Haci Mahmud, Bağdat’la yaşanan bazı sorunlar konusunda kesin sonuçlar alınması için Kürtlerin ABD’yle doğrudan görüşmesi gerektiğini söyledi.
ÖZEL MAKALE
Konya’daki katliama ilişkin gözaltı sayısı 13’e çıktıKonya’da yedi kişinin katledildiği ırkçı saldırıya ilişkin gözaltına alınanların sayısı 13’e yükseldi.
Reuters: Türkiye sınıfta kaldıKoronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında Türkiye'de 2 haftadır hafta sonları akşamları sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. İngiliz haber ajansı Reuters'ın analizine göre bu yasaklar bir işe yaramadı.
Demirtaş hakkında yeni iddianame: 3 yıla kadar hapsi istendiAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı, Başsavcı Yüksel Kocaman'ı hedef gösterdiğini iddia ettiği HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş hakkında yeni bir iddianame hazırladı. İddianamede Demirtaş’ın 3 yıla kadar hapsi istendi.
Mesud Barzani: Kerkük; anılar, düşler ve düşüncelerBarzani, “Saddam Kerkük’ün Kürtlerin hakkı olduğunu kabul ediyor muydu?” şeklindeki soruya, “Şahsen kendisi bana, ‘Kerkük Kürt kentidir’ dedi."
KÜLTÜR SANAT
Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!Nûbihar dergisinin 165. Sayısı Kürt Dili Dosyası olarak çıktı.
Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!Nûbihar dergisinin yeni sayısı okuyucusuyla buluştu.
Nûbihar dergisinin 163. sayısı çıktı3 ayda bir Kürtçe yayınlanan Nûbihar dergisinin 163. sayısı zengin bir içerikle çıktı.
Feyruz, Suudi Arabistan’da konser vermeyi reddettiArap dünyasının yaşayan en büyük şarkıcısı Feyruz, Suudi Arabistan'ın insan haklarına saygı göstermediğine dikkat çekerek konser davetini reddetti.
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89
Tel : 0532 261 34 89
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.