• BIST 9262.06
  • Altın 2940.718
  • Dolar 34.4659
  • Euro 36.3751
  • İstanbul 14 °C
  • Diyarbakır 14 °C
  • Ankara 17 °C
  • İzmir 21 °C
  • Berlin 2 °C

Çözüm süreci, med/cezirler: Benim hala umudum var

Sibel Eraslan

Bölgelerinden dönen akil insanlar, görüştükleri yaklaşık 60 bin civarındaki gerçek ve sivil kişiler hakkındaki izlenim, mesaj ve taleplerini geçen gün Başbakana sundular. Doğu Anadolu Grubu olarak 30 bin kişiyle gerçekleşen temaslarımızı detaylı bir rapor halinde www.sivildayanismaplatformu.org adresinden bulabilirsiniz. Grup raporları yanında, benim gibi kişisel rapor hazırlayanlar da vardı. Mahmut Arslan,İzzettin Doğan, Celalettin Can raporları gibi.

Bölge Başkanlarının 20’şer dakikalık sözlü sunumları oldu. Dikkatimi çeken, Başbakanımızın yoğun gündemi dolayısıyla zaman israfından kaçınılmasıydı. Yemek yenmedi. Gözlüklerini takarak sürekli not tutan, morali yüksek, ses tonu mutedil, sorulara hazırlıklı, her zamanki gibi samimi bir Erdoğan vardı. Kadir İnanır’ın “hep böyle konuşsanız” mealindeki pasını, kitlesel konuşmalarla masa toplantıları arasındaki farka atıf yaparak; aktörler de film setinde işlerini yaparken ayrı, gerçek hayatta farklı konuşurlar anlamında cevapladı Başbakan...

Gerçek hayat... Tayyip Erdoğan’ı çözüm süreci çerçevesinde dinlerken, en çok bunu tarttım zihnimde. Zira hepimizin yaşadığı, tanık olup içinde aktığı güncel zamandır gerçek hayat, ama onu herkes durduğu yerden ve ancak kendisine değebildiği oranda tanımlar. Siyasetin hem imkanı hem de zorluğu bu olsa gerektir ki, binlerce gerçek hayatın içinden herkesi memnun edecek, adalet ve eşitlik hislerini yormadan, herkesin kendisini ait hissedebileceği bir ahengi kurabilsin. Bir Başbakanın baktığı yer, milyonlarca gerçek hayatın kesiştiği, kesişmediğinde bile girift bir şekilde birbirinden etkilendiği yüksek gerilimli bir kavşak. Buna uluslar arası ilişkileri de eklediğinizde ki artık yerel ve ulusal olan hiçbirşey küresel olandan kopuk değildir biliyoruz... Siyaset, çok daha zorlu bir tartılar, ahenkler sanatına dönüşüyor. Eskinin otoriter devlet anlayışı, fertlerin kendini ifade etme konusunda pikeye geçmiş hassasiyetleri ve talepleri karşısında, kendini yenilemek zorunda kalıyor. Müzakerelere dayalı yeni bir siyasetin kurucusudur Erdoğan.

Tüm bölgelerde barışa dair umut, kaygıdan fazlaydı. Karadeniz Bölgesinden gelen rapor ve barışın aldığı desteği bu manada çok olumlu buluyorum mesela. Yılmaz Ensaroğlu neredeyse kendi ağırlığındaki yüklü çantayla geldi, “ağabey, yükünüz çok ağır” dedim, “e, güneydoğudan geliyoruz kardeşim” dedi. Yılmaz ağabeyi kederli buldum, Kezban Hatemi de yorgundu. Doğu Grubunun Başkanı Can Paker ameliyat masasından kalkıp gelmişti, Doğu’daki yüz yıllık yangından, iki ay gibi kısa bir sürede geçerken hepimiz de yanmıştık biraz. Onbeş gün boyunca ağzımdan kan gelerek dinlemiştim Doğu’nun kalbini. Fehmi Koru ağabey de Dolmabahçe’den hastaneye kaldırıldı, yüksek ateş demiş doktorlar.

Yüksek ateş... Başbakan Erdoğan’ın Martin Luther’in “bir rüyam var” tiradını hatırlatan “Büyük Türkiye” umudu ve gayreti, yüksek ateşli fay hatlarının üzerinden, sabırla, gayretle inşa edeceğimiz emek isteyen bir hülasa... Dolayısıyla med-cezirleri var.

Geri çekilme”lerin henüz %15 civarında ve beklenen hızda gerçekleşmediği notunu düştü Başbakan. Benzeri içerikte daha evvel 7kez anlaşıldığını ama bozulduğunu, bunun 8.si olduğunu söyledi. Köye Geri Dönüş projesi kapsamında 10 yılda 3 katrilyon harcandığını, Hakkari’de tek milletvekilleri olmadığı halde partizanlık yapmadıklarını, hastaneden havaalanına kadar her türlü hizmeti götürdüklerini söyledi. Son zamanlarda geri çekilmesi murat edilen örgütün fidye ve adam kaçırma şeklinde 19 vakasının tesbit edildiğinden söz ederken de sitemliydi. Edilgen bir sitem değil, güvenlik konusunda kararlı ve tavizsiz olduğu kadar barışa dair şeffaf bir gayret. Barışın bel büken, saç ağartan bir gayret istediğini bir kez daha gördüm Dolmabahçede. Ölümü değil hayatı istemek hep bu kadar ağır mıydı? Mazhar Alanson’un eski şarkısı hala yeni: “Benim hala umudum var”... 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89