Önceki gece gazetecileri alarm durumuna geçiren iddia Cizre’den geldi.
Cizre’de bir binanın bodrum katında 60 PKK’lının öldürüldüğü haberi başta sosyal medya olmak üzere büyük yankı buldu.
Bir yandan operasyonu eleştiren mesajlar atılırken, diğer yandan bazı hesaplardan destek veren mesajlar çok tartışmalı ifadelerle paylaşıldı.
Dün önce Şırnak Valiliği açıklama yaptı, ardından Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Bizden duymadığınıza inanmayın” diye özetlenebilecek bir yaklaşımla iddiaların doğru olmadığını duyurdu.
Cizre, Silopi ve Sur merkezli iç güvenlik harekatı ikinci ayını dolduruyor.
Herkes kabul ediyor ki bu tür operasyonların uzaması beraberinde birçok problem getiriyor. Burada bir numaralı öncelik sivil-sade vatandaşın zarar görmemesi ise iki numaralı gerçek de algı yönetiminin güçleşmesi.
Devlet, Türkiye’nin geneli bağlamında algı yönetiminde bugüne kadar istediğini yapabildi.
Ancak öldürülen terörist de olsa Türkiye’nin bir bölgesinden gelen “20 kişi, 30 kişi, 60 kişi” gibi rakamlar nihayetinde bu algı yönetiminde zaafiyet yaratabilecek nitelikte.
Önce, Cizre’de önceki gece ne olduğuna dün Ankara’da temas ettiğim güvenlik kaynaklarından aldığım bilgiler çerçevesinde bakalım.
Çatışma üstüne çatışma
Çatışmanın yaşandığı söz konusu bina, bodrum katında bulunan yaralılara tıbbi müdahale tartışmasıyla bir süredir gündemde olan Cudi Mahallesi’ndeki 23 nolu binaya birkaç yüz metre mesafede.
Önceki gece, 23.00 sıralarında söz konusu binadan güvenlik güçlerine yoğun bir roketatar saldırısı gerçekleşiyor.
Asker ve polislerden oluşan ortak operasyon timi, bu atışlara aynı yoğunlukta karşılık veriyor. Çatışmanın uzun sürdüğünü belirtelim.
Güvenlik güçlerinin ateşle karşılığı sonrası, binadan yönelen saldırı sona eriyor. Aradan çok uzun bir zaman geçmeden 5’i ölü, 5’i yaralı olmak üzere 10 örgüt üyesi ele geçiriliyor. Ele geçirilen PKK’lılar, binanın bahçesinden ilk saldırıyı gerçekleştiren örgüt üyeleri.
Bahçedeki PKK’lıların ele geçirildiği aşamada, çevre binalardan güvenlik güçlerine yeniden ateş açılıyor. Bu sırada da yaklaşık 1,5 saat süren bir çatışma yaşanıyor. Güvenlik güçleri, mevzilerine geri çekildikten sonra bir süre karşılıklı olarak ateş duruyor.
Uzunca bir süre telsiz konuşması, mesajlaşma ya da ses olmayınca güvenlik birimleri yeniden harekete geçiyor. Polis olay yeri inceleme ve istihbarat ekipleri, tespitte bulunmak üzere yeniden binaya gidiyor.
Güvenlik güçleri bu kez binanın içine kadar giriyor. Binada yapılan ilk incelemede çok sayıda terörist cenazesine rastlanıyor. Tam bu esnada çevre binalardan yeniden roketatarlı saldırı başlıyor. Dün öğle saatlerine kadar süren çatışmalar aralıklarla devam ediyor. Bu çatışmalarda 11 güvenlik görevlisi yaralanıyor.
Pek çok bina gibi, bu binanın içinde ve çevresinde el yapımı patlayıcılarla tuzaklamalar yapıldığından, herhangi bir saldırı olmasa bile içeriye girmek çok kolay değil. Ancak bina uzun bir süredir kontrol altında tutuluyor.
İHA’larla binanın içinde teröristlerin bulunduğu tespiti de zaten yapılmış durumda. Dün bu yazı kaleme alınırken binanın içinde nihai tespit hala yapılamamıştı. Tespitte bulunulması için bugünün ilk ışıkları bekleniyordu.
1,5 günde temizleniyor
Cizre’de yürütülen operasyonlarda son aşamaya yaklaşıldı. Ancak operasyonların hemen yarın sonlandırılabileceğini söylemek doğru olmaz. PKK’lıların kullandığı her bina tuzaklanmış durumda.
Bir binadaki el yapımı patlayıcıların imhası, tuzakların etkisiz kılınması neredeyse 1,5 günü buluyor.
Geçtiğimiz günlerde sadece bir evin bahçesinde 40, içerisinde 30 el yapımı patlayıcı tuzaklaması tespit edildiği belirtiliyor. Çatışmaların sonlandığı bölgelerde her bina tek tek bu şekilde kontrolden geçiriliyor.
Tartışmaların odağındaki 23 nolu binaya gelince. Kaynaklar, bodrumunda yaralıların bulunduğu iddia edilen binanın etrafında 70-80 civarında örgüt mensubunun oluşturduğu bir çember kurulduğunun tespit edildiğini ifade ediyor.
Görülüyor ki bina bina yürüyen operasyon bir süre daha devam edecek. Operasyonun uzamasının temel nedenlerinin başında siviller konusundaki hassasiyetin geldiği hükümet tarafından her fırsatta vurgulanıyor.
Komutanın teşekkürü
Başbakan Davutoğlu’nun, vurgu yaptığı ikinci husus askerle polis arasında mükemmel bir koordinasyon olduğu.
Bu noktada Başbakan’ın 2 Şubat’ta Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki illerin mülki amirleriyle yaptığı toplantıdan bir anektodu aktarmak istiyorum.
Hatırlanacağı gibi bu toplantıya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Başbakan Yardımcıları, İçişleri Bakanı ve Milli Savunma Bakanı da katılmıştı. Toplantıda söz alan yetkililerin tamamı operasyonun başarıyla sürmesinin asker-polis-mülki irade arasındaki koordinasyonda yattığına işaret ediyor. Genelkurmay Başkanı da, İçişleri Bakanı da, koordinasyonun tepe noktasındaki Başbakan Davutoğlu’na teşekkür ediyor. Başbakan toplantıdan memnun ayrılıyor.
Aynı zamanda “herkesin duruma hakim olmasından” duyduğu memnuniyet bu. Bu memnuniyetin altında 7 Haziran’la 1 Kasım arasındaki süreçteki bazı toplantılarda yaşadığı bir tecrübenin etkisi de büyük.
Başbakan, temmuz ayı sonunda yapılan güvenlik toplantılarından birinde operasyona her an hazırlıklı olunması yolundaki talimata karşılık, bölgede kritik görev üstlenen bir komutanın, “Biz operasyona ancak yapraklar düştükten sonra başlayabiliriz” yanıtıyla karşılaşıyor. Yaprakların düşmesinden kasıt kasım ayı. Hükümetin operasyonları planladığı aşamada bu tip görüşler bazı yeni kararlara yol açıyor. Kamuoyu fark etmiyor ama bu kararlar o toplantıdan kısa süre sonra gerçekleşen Yüksek Askeri Şura’nın kararlarına da valiler kararnamelerine de emniyet müdürü atamalarına da doğrudan yansıyor.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.