• BIST 9549.89
  • Altın 3005.985
  • Dolar 34.5383
  • Euro 35.9979
  • İstanbul 5 °C
  • Diyarbakır 11 °C
  • Ankara 2 °C
  • İzmir 9 °C
  • Berlin 12 °C

Cemaat ile hükümet çatışmasının politik teolojisi

Mücahit Bilici-

Cemaat’e zarar verme ve bu zarardan sonra ileride Cemaat’in hesap sormasına muhatap olmama lüksüne sahip tek kişi R. Tayyip Erdoğan’dır. Onun dışındaki herkes muhtemelen daha güçlünün yanında yer almanın bedelini ileride ödeyecek. Gerçi şimdilik daha az güçlü olan Cemaat’in de yarın daha güçlü olunca aynı yalaka ve memurları istihdam etmesi kuvvetle muhtemeldir. (Zira, eskiden emir aldıkları odaklar için dindarlara saldıran atılgan memurlar, sahte yiğitler, ve çakma fatihler bugün AK Partilileri bile mahcup edecek laçkalıkta tarafgirlik yapıyorlar. Yarın başkasına yaparlar.)

Başbakan’ın şahsında temerküz ettirdiği iktidar Cemaat’in gücünden daha büyüktür. Ama Cemaat’in şahs-ı manevisinin gücü AK Parti’den de Başbakan’dan da daha büyüktür. Bu iki güçten biri geçici, diğeri kalıcıdır. Biri yüzeysel, diğeri derindedir. Aralarındaki mücadelede kısa vadede kazanacak olan ile uzun vadede kazanacak olan aynı taraf olmayacaktır. Bir tarafta sivil bir devlet olan Gülen Cemaati, diğer tarafta maaşlı memurları ve taraftar grupları ile resmî bir cemaat olmaya çalışan Erdoğan devleti var. İki taraf da birbirine karşı siyasi propaganda yapıyor. Fakat herkesin hatırlaması gereken bir ders: Güce yaslanarak bağlı kıldıkların, daha büyük bir güç görünce senin karşına geçerler. Ve güce tapan, gücün tokadına müstahak olur.

Yani dershaneler konusunda hükümetin zulmü Cemaat için kaderin adaleti olabilir. Mağdur olup kader kredisi biriktiren Cemaat’in oturup yaptığı hatalarından dolayı istiğfar etmesi gerekiyor. Cemaat’in bugün bu kadar yalnız kalmasında düşünenler için çok dersler olmalı. (Kadere bu fetvayı verdiren hatalardan bir tanesi Risalelerin sadeleştirilmesi konusunda Cemaat’in takındığı ‘güçlüyüm istediğimi yaparım’ tavrı olabilir.)

Hükümet eğer Cemaat’i öldürmeyip çok hırpalarsa, bir siyasi lider veya partiden çok daha tarihe dayanıklı olan Cemaat ileride geri döndüğünde intikamını alacaktır. Bu kadar bencil bir cemaatin hafızası da epey kuvvetlidir. Cemaat’in sembolik keskin nişancıları onlara ihanet eden kariyeristleri tek tek bulup vuracaktır. Dün Cemaat’in yanlışlarını eleştirme konusunda süt dökmüş kedi gibi durup bugün hükümete yaslanıp Cemaat’e aslan kesilen yalaka ve memurlara tavsiyem: Alacakları ödülleri erkenden alıp emekliliklerine hazırlansınlar veya zamanı gelince U dönüşü için gerekli planlarını yapsınlar. Gerçi siyaset yapanlarda insan kaynakları pragmatizmi oldukça, yalakaların iktidar değişikliklerinde istihdam sorunu yaşaması zordur. Yine de ne olur, ne olmaz.

Peki, hükümet Cemaat’i tamamen tasfiye edip yok etmeli mi? Böyle bir teşebbüs imkânsız olduğu gibi bu sefer gerçekten “gayretullah’a dokunur”. Cemaat’i, hatalarından dolayı, idama mahkûm etmeye çalışmak, hatta o hatalarından dolayı Cemaat’in varlığının yaslandığı direklerden biri olan dershaneleri ve Cemaat kurumlarını ortadan kaldırmaya çalışmak Türkiye’nin can damarlarından birini kesmek anlamına gelecektir. Cemaat’in siyaseti yanlış ve tadile muhtaç olabilir ama Cemaat’in insan yetiştirme kapasitesi AK Parti dâhil her türlü siyasi partinin politikalarından daha değerlidir. Cemaat siyaseti itibariyle bencil ve acımasızdır ancak hizmeti itibariyle çok değerli ve önemlidir. Cemaat’e yönelik belki haklı öfke, Cemaat’in gündelik siyasetin ötesindeki önemini görmeye engel olmamalı.

Cemaat’i tasfiyeye çalışmak inşası çok zor bir ruhu söndürmek olacaktır. Bunu bugün iktidar imkânları ile sarhoşluk yaşayan ve yarın iktidar şartları değişince çil yavrusu gibi dağılacak olan yalaka ve memur orduları anlayamaz. Ayrıca, şu an lider karizmasından dolayı gözleri kamaşmış olan bilumum silahşorlar ve cemaatler de yanlış bir adımı teşvik etmekle tarihe karşı suçlu konuma düşeceklerdir.

Şu hâlde hükümetin önündeki doğru tercih Cemaat’i tasfiye etmek değildir. Yok etmek belki siyaseten en güvenli olanıdır ama meşru ve mümkün değildir. Fena hırpalayıp yaralayabilirsin. Ama bu da yarın senin kendini hırpalaman demek olacaktır. En doğru seçenek İslamiyet’in de gereği olan musalahadır. Taraflar birbirlerinin takatini çok zorlayacaklardır. Ancak bu çatışmanın barışma ile sonuçlanacağını tahmin ve ümit ediyorum.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89