Türklerle Kürtler İslam altında önce barış için şükür namazı sonra beraber İran'a yönelik fetih namazı kılacaklar.
Kürt meselesinde birbiriyle çelişen iki senaryonun gündeme geldiği anlaşılıyor.
İlki ‘Büyük Türkiye’ senaryosu. Öcalan’ın mektubunda yer alan Misak-ı Milli vurgusuyla artık gazetelerde de yer almaya başlayan haritayı görmüşsünüzdür.
İslamcılardan liberallere, ulusalcılardan milliyetçilere birçok kesimi içten içe heyecanlandıran bir harita.
Bu aynı zamanda birçok kişinin tarihi bir aksaklığın telafisi olarak gördüğü bir harita. Petrolsüz Kürtlere, petrollü Kürtleri İslam şemsiyesi altında Türk bayrağı altında ekleyebilecek yeni bir siyasi coğrafya.
Bir görüş bunun Türklerin ve Kürtlerin lehine olacağını ileri sürüyor. Sürecin sonunda kıstırıldığı yerden tarihi derinliğine dayanarak kurtulan, bölgesel ve giderek daha bağımsız bir aktör olarak beliren bir Türkiye çıkacağı ümit ediliyor.
Modernleşmenin ve ulus devlet politikalarının üzerine deli gömleği giydirdiği bir devin uyanışı fikriyle heyecanlananlar az değil. Türklerle Kürtlerin Cihangir’de değil Malazgirt’te tanıştığını hatırlayan bir görüş.
Siyasi, kültürel ve iktisadi ağırlığıyla sınırlarını resmen olmasa da fiilen Suriye ve Irak’ın kuzeyine taşıyan, medeniyetinin ‘ben-idrakiyle’ güçlü, İsrail’e özür diletecek ve Kürt meselesini çözecek kadar kendine güvenli cesur yeni bir Türkiye.
Öcalan’ın 2006’da PKK, Türkiye’ye karşı savaşırken Batılı devletlerin desteğini alırken, Türkiye çatısı altında çözüm aradığında örgütün terör örgütü listelerine konduğunu söylediği dikkate alınırsa bu kendine güvenli cesur yeni Türkiye senaryosunun temelleri biraz daha netleşiyor.
Diğer senaryo ise karamsar. İsrail’in özürü ve ‘barış süreci’ni Ortadoğu’nun yeniden tanziminin parçaları olarak değerlendiriyor. Buna göre İran ve onun müttefiki Suriye’ye karşı ABD ve İsrail destekli bir blok var.
Bu bloka şimdi Türkiye aracılığıyla Kürtler de dahil olmakta.
Normalleşen Türkiye-İsrail ilişkileri de Suriye’nin iç savaş sonrası İsrail’e tehdit olmayacak şekilde biçimlendirilmesine yönelik.
İşin burada da kalmayacağı ve İran nükleer silaha sahip olmadan İran’a yapılabilecek muhtemel bir saldırıya varacağı düşünülüyor.
Suriye, ABD ve İsrail çıkarlarına göre yeniden düzenlenir, Irak merkezi hükümeti pasifize edilirse İran yalnız kalacak ve karşısındaki güçlü koalisyona direnemeyecek. Yani Türklerle Kürtler İslam şemsiyesi altında önce barış için beraber şükür namazı kıldıktan sonra yine beraber İran’a yönelik olarak fetih namazı kılacaklar.
Yani alavere dalavere Kürt ve Türk Mehmet nöbete.
Birbiriyle dehşetli bir şekilde çelişen iki senaryo mevcut. Olan bitenler bir gün bir senaryoyu diğer gün öbür senaryoyu destekler görünebilir.
Aşırı hayalcilikle de marazi kötümserlikle de yol almak mümkün değil. Bütün memleket için demokratik reformları zorlamak ve uluslararası gelişmeleri anbean takip etmek gerek.
Mesela İsrail’in önceki gün Hayfa açıklarında doğalgaz pompalamaya başlaması ve on sene sonra doğalgaz ihraç etmeyi öngörüyor olması gibi. İran destekli Lübnan Hizbullahı’nın İsrail’in Lübnan açıklarında doğalgaz çıkarmasına karşı çıkması gibi.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.