Ülke gündemi şok uyandıran haberlerle karışıyor sürekli. Güvenlik güçlerine taş atma gerekçesiyle mahkemelerde süründürülen çocuklarla ilgili haberler gündemin eteklerinde bile değil bir süredir. Oysa çocukluk çağı hızla akıp gidiyor ve bu çocuklar hayata hazırlanmaları konusunda en değerli zaman dilimini mahkeme salonlarında yitirmeye devam ediyorlar.
Taraf’ın geçen hafta içinde gündem oluşturan “Balyoz Planı” etrafındaki haberi bu ülkede “egemenlikçi” diye isimlendirebileceğimiz zihniyetin insan unsuruna asla acımadığını ortaya koyuyor. Eylem planına bir bakar mısınız? Ülke Yunanistan’la savaşa zorlanacak, şadırvanlarda bombalı çantalar unutulacak, gazeteciler tutuklanacak, muhalifler stadyumlara doldurulacak, çarşaf, sakal denerek, balyozlar indirilecek! Ayrıca, Güneydoğu’daki olası olaylar İsrail’in yaptığı gibi sert tedbirlerle bastırılacak...
Siyasallık öyle karmaşık bir manzara sunuyor ki Türkiye’de, ne suçtur, ne takdir sebebi, anlaşılmaz hale geliyor. Yetişkin kişi ola ki gardını alıyor bu durumda, alışkın çünkü bu tuhaf düzene; ama çocuk en fıtri duygularıyla tepki veriyor. En kolay bulunan nesneyi, taşı alıyor eline; oyununun bir icabını yerine getiriyormuş gibi.
Bulunduğu arazi Filistin değil oysa, karşısında da Siyonist güçler yok.
Ardı arkası kesilmeyen darbe planlarına karşılık, bu ülkede halka sert İsrail tedbirleriyle yönelmeyi benimsemeyecek insancıl ve demokrat subayların oranının yüksekliğine inanıyoruz biz.
Konu çocuk suçlularsa eğer, “sert tedbirler”e karşı ne kadar tepki göstersek az. İstiyoruz ki çocuklar ait oldukları çağın beştaşlı, atlama taşlı oyunlarına geri dönsün. Hukukun, vicdanın, din kardeşliğinin geçersiz olduğu arazilerde ahtapotu andıran çeteler Şahmeran masallarının dünyasının büyüsüne izin verir mi hiç?
Taş atan çocukları anlama yönünde bir konsensüs sağlanıyordu siyasette. Son zamanlarda demokratik açılım bağlamında o kadar üzerine gidildi ki hükümetin, çocuklar eylemlerini suça dönüştüren zemine saplanıp kaldılar yine. Fakat zaman akıp gidiyor ve onlar her geçen gün çocukluğun dünyasını yitiriyorlar.
“Çocuk suçlular” konusuna acilen başka bir açıdan bakmakla mükellef, hükümet. O açı ölüm tarlalarının açısıdır, yakılan, yok edilen köylerin, faili meçhullerin asitle yok edildiği kuyuların açısıdır.
Hane içinde şiddet varsa, çocuk ne yapsın!
10 Kasım 2009 günü TBMM Başkanlığı’na hükümet tarafından sunulan veya sunulacak olan torba kanun tasarısı içinde TMK Mağduru Çocuklarla ilgili üç konuda değişikliğe yer verilmişti: Çocuklara da ceza arttırımı getiren maddede, on altı – on sekiz yaş grubu çocukları çocuk ağır ceza mahkemesinde yargılamayı engelleyen maddede ve yine aynı yaş grubu çocuklara aldıkları cezada ertelemeyi, hükmün açıklanmasını geri bırakmayı, paraya çevirmeyi ve diğer seçenek yaptırımlar uygulamayı yasaklayan maddede değişiklikler olduğu görülüyordu.
Çocuklar İçin Adalet Komisyonu’nun yayımladığı bildirilerde vurguladığı gibi, bu değişiklikler önemli olsa da TMK mağduru çocukların sorununu çözmüyor.
Kanun tasarısında yer alan değişiklikler gerçekleştiği takdirde, bir çocuğun cezası sadece dörtte biri biraz aşan bir süre kadar azaltılmış olacak. Oysa bu çocuklar arasında 15 yıl 10 ay ceza alanlar var. 20 ay kadar bir ceza indiriminin mağdur çocukların bugünü ve geleceğiyle ilgili temel problemin çözümüne katkısı olmayacağı açık.
TMK Mağduru Çocuklar sadece yetişkinler gibi işleme maruz kalmıyor, terör suçlarına özgü ve yetişkinler için geliştirilmiş özel soruşturma, yargılama, cezalandırma ve infaz rejimlerine de maruz bırakılıyor. Yani bu çocuklar hem genel hem de özel olarak aynı süreçte iki kez çocuk hakları ihlal edilerek mağdur ediliyor.
Çocuklara yüksek cezalar verilmesine neden olan yasa maddeleri değişmedikçe, çocuk ağır ceza hâkimlerinin farklı kararlar vermesi güç.
Çocuklar İçin Adalet Çağırıcıları Komisyonu, tasarıda yer alan sekiz konuda yasa değişikliği yapılırsa sorunun hukuki çözümünün sağlanacağı görüşünde. Bu sekiz konu arasında yukarıda değindiğim üç maddenin yanı sıra Türk Ceza Kanunu’nun çocuklara örgüt ilişkisi olmasa da örgüt üyeliğinden ceza verilmesine yol açan maddesi, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun taş atmayı güvenlik güçlerine silahlı direnme sayarak çocuklara ceza vermeye yol açan maddesi de var.
Komisyon benzeri maddelerin çocuklar lehine değiştirilerek çocuk koruma hukukuna uygun hale getirilmesini talep ediyor. İlk üç madde alanında yapılan değişikliklerin yetersizliğine yukarıda değindim. Bu önerilerin tamamı dikkate alınmadığı takdirde, TMK Mağduru Çocuklar sorunu bir yara halinde toplumumuzun benliğini kanatmaya devam edecek.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.