IŞİD medyada pazarlamak için özel olarak eylemler düzenliyor veya zaten yapmayı düşündüğü eylemleri medyada daha fazla etki yaratabilecek şekilde tasarlıyor. Özellikle esir aldığı kişilerin infazlarını bu bağlamda düşünebiliriz. Sanki bir Hollywood filmi çekiliyormuş gibi düzenlenmiş sahneler; infazcı ve kurbanlar için özel olarak tasarlanmış kıyafetler ve son derece profesyonel çekimler… Sonuçta sadece bir Amerikalı gazetecinin kafası kesilerek infaz edilmesinin görüntüleri etki anlamında, İkiz Kuleler’in yerle bir edilmesinin görüntülerine yaklaşabiliyor.
Son olarak (IŞ)İD’in medyayı dezenformasyon için epey ustalıkla kullanmakta olduğunun da altını çizmek gerekir. Bunun en çarpıcı örneği galiba esir İngiliz gazeteci John Cantlie’ye Kobani’de (IŞ)İD tarafından haber yaptırılmasıdır. Son derece profesyonelce yapılan bu kayıtta İngiliz gazeteci, muhtemelen can korkusuyla ve ikna edici bir dille, kentin büyük kısmının (IŞ)İD’in elinde olduğunu ve birkaç güne kalmadan kesinlikle düşeceğini söyledi.
O gün bu gündür Kobani düşmedi. Düşeceğe de benzemiyor.
Ruşen Çakır'ın yazısı
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.