İtiraf etmeliyim ki ben bu yapıyı oldukça geç fark edenlerden oldum. Ergenekon davasının bile bu gizli yapının güçlenmesinin önündeki engelleri kaldırmak için kullanıldığını çok geç anladım.
Örneğin, 7 Şubat’ta henüz fark edememiştim. MİT Krizi’nde bütün iyi niyetimle, devletin “kendi adamlarını” yargı karşısında dokunulmaz kılma tutumuna ilkesel olarak karşı çıktım ve herkes gibi MİT yöneticilerinin de gidip savcılığa ifade vermelerini savundum. Hakan Fidan’ı koruma altına alan özel bir yasa çıkarılmasına şiddetle muhalefet ettim.
Ama zaman geçtikçe ve alametler arttıkça benim kuşkularım da artmaya başladı.
Bu kuşkulara rağmen, iktidarın dershaneleri ve Cemaat okullarını hedef alan yasa hazırlıklarına şiddetle karşı çıkmaktan geri durmadım. Oysa daha birkaç yıl önce, sözü edilen otonom yapının polis içindeki uzantılarının Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ni yok etmek için nasıl bel altı vuruşlar yaptıklarını biliyordum. 15 Nisan 2009 tarihli “Kardelenlere dokunmayın” başlıklı yazımda, Türkan Saylan ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin Ergenekon’a bulaştırılmasına isyan etmiş ve şöyle yazmıştım:
“Son gelişmelerin asıl vahim yanı, bu vesile ile Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Kardelen Projesi ile ilgili olarak yürütülen karalama kampanyaları, yıpratma çabaları…
Açık söyleyeyim, bu kampanyayı tamamen etik dışı buluyorum.
Neymiş; Türkan Saylan, Protestan misyonerliği yapıyormuş!
Neymiş; Kardelen Projesi’yle PKK’ya kalifiye eleman yetiştiriliyormuş. Yetiştirilen kızlar DTP’de bilgisayar işlerinde istihdam ediliyormuş. Şahit de Kuvva-i Milliye Derneği Başkanı Öztürk ve yine aynı dernekten ayrılan Ayşe Asuman Özdemir… Bu suçlamaların Fethullah Gülen okulları ve Işık Evleri’yle ilgili olarak yürütülen karalama kampanyasından ne farkı var? Bu okullar ve yurtlar da belli bir tip insan yetiştiriyor diye suçlanmıyor mu yıllardır?
17 Aralık gelip çattığında
Derken 17 Aralık geldi çattı.
Otonom yapının, deşifre olduğu ve tasfiye tehdidi altında bulunduğu, dolayısıyla bir an önce karşı taarruza geçmezse çok geç kalmış olacağı değerlendirmesiyle topyekûn saldırıya geçtiği tarihti 17 Aralık...
Ama operasyoncuların ve destekçilerinin hikâyesi farklıydı.
Onlara bakılırsa, 17 Aralık birbiriyle herhangi bir ilişkisi olmayan bir grup emniyetçinin görev bilinciyle başlattıkları bir soruşturmaydı, basitçe işleri yapmalarıydı ve başkaca bir şey de değildi.
Kamuoyunun “17 Aralık bir yolsuzluk soruşturmasıdır ve başka da bir şey değildir” diyenlerle “Bu operasyon hükümete yönelik bir darbe teşebbüsüdür, başka da bir şey değildir” diyenler olmak üzere ikiye ayrıldığı günlerde karşı karşıya bırakılmaya çalışıldığımız ikileme itiraz etmiş ve şunları yazdım:
“Oysa üçüncü bir ihtimal daha var: Yolsuzluğun ve komplonun birlikte olması... Yolsuzluğun varlığının komplonun varlığını ortadan kaldırmayacağını, her ikisinin bir arada olduğunu görmek.
Ama bu noktada bir şeyin altını çizmek gerekiyor:
Meselenin iki yönü var demek, iki yön de aynı önemdedir anlamına gelmez. Her ikisi farklı nitelikle, farklı vadede farklı önemler arz eden konular. Eminim, bu ülkede yaşayan herkes meselenin iki yönünü de gayet güzel görüyor ve elbette her birey, kendi değerler hiyerarşisine ve kendi ahlakına göre bir önem sıralaması yapıyor, yapacak.” (İkisi Bir Arada, 31 Aralık 2013)
Ben kendi payıma, bu operasyonun amacını, deşifre ettiği yapıyı ve demokrasimiz için oluşturduğu tehdidi, yani olayın siyasi boyutunu yolsuzluk dosyalarının içeriğinden daha önemli ve daha vahim olarak değerlendirdim. Zaten kamuoyunun ağırlıklı kesiminin de böyle değerlendirdiğini 30 Mart seçimleri koydu ortaya.
Özetle, operasyon tutmadı.
Yolsuzluk dosyalarını ortaya çıkaranların samimiyetsizlikleri ve kötü niyetleri, açıkladıkları dosyaların içeriğinin önüne geçti.
Pazar günü de son polis operasyonlarında nerede yaşadığım ve nerede durduğuma bakıp bu tatsız konuyu kapatalım.
- BIST 9338.58
- Altın 3868.465
- Dolar 37.9816
- Euro 42.5149
- İstanbul 8 °C
- Diyarbakır 6 °C
- Ankara 2 °C
- İzmir 10 °C
- Berlin 11 °C
- Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!
- Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!
- Gazeteci Evrim Kepenek'e kelepçeli gözaltı!
- Gazeteci Sinan Aygül'e saldıran korumalar tutuklandı
- 15 barodan gazeteci Sinan Aygül’e yönelik saldırıya kınama
- İbrahim Kalın MİT Başkanlığına atandı
- Çanakkale ve Balıkesir'de art arda deprem
- Buldan ve Sancar eş başkanlığı bırakacaklarını açıkladı
- Başak Demirtaş: Selahattin adaylığını üç kez iletti
- Şenyaşar ailesi: ‘Gereken yapılmazsa ‘adalet’ pankartını Meclis’e asacağız’
- Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni kabineyi açıkladı
- HDP’li yönetici: Demirtaş’ın talebi genel merkezimize ulaşmadı
- Biden, sahnede yere düştü
- Demirtaş: HDP, cumhurbaşkanı adaylığı talebimi gerekçesiz reddetti
- Selahattin Demirtaş: Aktif politikayı bırakıyorum
Ben nerede yaşıyorum, nerede duruyorum? (2)

Gülay Göktürk / Akşam
- Yorumlar 0
- Facebook Yorumları
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
- Kürt Paketi19 Aralık 2015 Cumartesi 02:16
- Eski haritayı savunmaya devam mı?12 Aralık 2015 Cumartesi 08:30
- JİTEM’ciler de aklandı sonunda10 Kasım 2015 Salı 03:27
- “Kürt havzası” yeniden mümkün hale gelebilir mi?31 Ekim 2015 Cumartesi 04:31
- Esed’li geçiş dönemine yeşil ışık26 Eylül 2015 Cumartesi 03:02
- 'Tek bayrak, tek millet, tek vatan, tek devlet'22 Eylül 2015 Salı 08:49
- HDP’ye verilen oyun anlamı29 Ağustos 2015 Cumartesi 07:49
- HDP zor durumda18 Temmuz 2015 Cumartesi 10:24
- IŞİD’e karşı söz değil eylem zamanı04 Temmuz 2015 Cumartesi 09:00
- Hayrola,'Restorasyon' başladı mı?02 Temmuz 2015 Perşembe 02:08
- Fırsatı kaçırdık mı?27 Haziran 2015 Cumartesi 02:43
SON EKLENEN GALERİLER
ÖNE ÇIKANLAR
Fotoğraflarla Kürdistan’a dönen ilk hacı kafilesi
Başkent Hewler’de huzurevi
IŞİD’in son mevzisinden kaçış...
Kürdistan Parlamentosu'nun yeni üyeleri yemin etti
12345678
- Süleyman ÇevikKürtçe zorunlu eğitim bir haktır!
- Ersin TekGeleceğin Önündeki Engel: Geçmiş!
- Roşan LezgînZazakî Kur’an Meali ve İncil çevirisi
- Bayram BozyelSri Lanka; İktidar hırsının trajik sonuçları
- Abdullah Can“Bediüzzaman’ın hançeri” mi, Bediüzzaman’ı hançerlemek mi? (5)
- Mustafa Özçelik‘’Helalleşme’’ söylemini destekleyerek, kapsamlı helalleşmelere kapı ara
- Rahmetullah KarakayaBinelim kuşa gidelim Muş’a (2)
12
Sait Çürükkaya...
Antep'te sokak düğününe bombalı saldırı
Cizre'deki bodrumlarda ne yaşandı?
Nizamettin Ariç - Xakî Bîngol - Çîyayê Şengalê
12345678
- Murat YetkinSon üç gün, son üç soru
- Hayko BağdatKürtler TİP’e neden kırgınlar?
- Arzu YılmazKürt seçmenin seçimi ve dış politika
- Hediye LeventCIA Şefi neden Orta Doğu'da?
- İsmail Beşikci59 Yıl Sonra Şemdinli
- Mehmet Latif YıldızGüçlendirilmiş parlamenter sistem üzerine
- Akif BekiHDP’yi kapatmak neye yarar?
- Fehim TaştekinKürtler için lanet geri mi dönüyor?
- Ahmet TaşgetirenYargı sancısı -bumerangı unutmamak
- Fehmi KoruFırat’ın doğusuna gitmiyoruz, tamam. "Neden"...
- Aydın Doğanİstanbul seçimleri ve ötesi…
- Galip Dalayİran'a Sovyet modeli...
- Hakan AlbayrakMalcolm X
- Elif ÇakırBize ne oldu böyle?
- Orhan Kemal CengizHDP neden arabayı atın önüne koyuyor?
- Yaşar YakışFırat’ın doğusu sorunu askeri harekâtsız da çözümlenebilir mi?
- Mücahit BiliciDonald Trump’ın Zülkarneyn olarak portresi
- Tarık Ziya EkinciKılıçdaroğlu'nun Ahmet Türk'le görüşmesi bir skandaldır
- Akdoğan Özkan'ABD Çin ile Savaşacak'
- Murat SabuncuABD, Türkler ve Kürtler arasında 'çözüm' için devrede mi?
- Ahmet AltanMilliyetçilik ve Aydınlar
- Aslı AydıntaşbaşYalancı bahar mı ikinci bahar mı?
- Amberin Zaman‘Al papazı, ver papazı’ derken elde ne kaldı?
- Etyen MahçupyanErken seçim istemeyip ne yapsaydı?
- Kadri GürselÜç yıl sonra HDP yine anahtar
12345
RÖPORTAJ
Arzu Yılmaz: Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyareti Türkiye’den ABD’ye mesajKürt sorunu üzerine çalışmaları ile tanınan ve Kürdistan Bölgesinde de görev yapan Hamburg Üniversitesi Misafir Öğretim Görevlisi Dr. Arzu Yılmaz Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyaretini Evrensel'e değerlendirdi.
Türkan Elçi: 'Tahir hiçbir rüyamda benimle konuşmadı’Bugün Diyarbakır Barosu Tahir Elçi’nin öldürülmesinin beşinci yılı.
Kürt hukukçuya Yeni Zelanda'dan 'Küresel Etki ÖdülüERBİL (K24) - Kürt hukukçu Rez Gerdi, mültecilerle ilgili yaptığı çalışmalar ve gösterdiği çabalar nedeniyle Yeni Zelanda’da “Küresel Etki Ödülü”nü kazandı.
PSDK lideri: Kürtler ABD’yle doğrudan görüşmeliKürdistan Sosyalist Demokrat Partisi (KSDP) Genel Sekreteri Muhammed Haci Mahmud, Bağdat’la yaşanan bazı sorunlar konusunda kesin sonuçlar alınması için Kürtlerin ABD’yle doğrudan görüşmesi gerektiğini söyledi.
ÖZEL MAKALE
Konya’daki katliama ilişkin gözaltı sayısı 13’e çıktıKonya’da yedi kişinin katledildiği ırkçı saldırıya ilişkin gözaltına alınanların sayısı 13’e yükseldi.
Reuters: Türkiye sınıfta kaldıKoronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında Türkiye'de 2 haftadır hafta sonları akşamları sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. İngiliz haber ajansı Reuters'ın analizine göre bu yasaklar bir işe yaramadı.
Demirtaş hakkında yeni iddianame: 3 yıla kadar hapsi istendiAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı, Başsavcı Yüksel Kocaman'ı hedef gösterdiğini iddia ettiği HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş hakkında yeni bir iddianame hazırladı. İddianamede Demirtaş’ın 3 yıla kadar hapsi istendi.
Mesud Barzani: Kerkük; anılar, düşler ve düşüncelerBarzani, “Saddam Kerkük’ün Kürtlerin hakkı olduğunu kabul ediyor muydu?” şeklindeki soruya, “Şahsen kendisi bana, ‘Kerkük Kürt kentidir’ dedi."
KÜLTÜR SANAT
Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!Nûbihar dergisinin 165. Sayısı Kürt Dili Dosyası olarak çıktı.
Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!Nûbihar dergisinin yeni sayısı okuyucusuyla buluştu.
Nûbihar dergisinin 163. sayısı çıktı3 ayda bir Kürtçe yayınlanan Nûbihar dergisinin 163. sayısı zengin bir içerikle çıktı.
Feyruz, Suudi Arabistan’da konser vermeyi reddettiArap dünyasının yaşayan en büyük şarkıcısı Feyruz, Suudi Arabistan'ın insan haklarına saygı göstermediğine dikkat çekerek konser davetini reddetti.
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89
Tel : 0532 261 34 89
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.