Stratejisi olmayan taktikler, boşa atılmış adımlardır...Sun Tzu
Mehmet Bekaroğlu’nun CHP’ye katılması son zamanlarda partinin yaptığı en doğru tercih. CHP’nin ‘sağ’a açılma siyasetinin en önemli adımı. 2002’den bu yana CHP’nin el yordamıyla da olsa bir politik arayış var. Son on yılda Yaşar Nuri Öztürk, İlhan Kesici, Mehmet Haberal, Sinan Aygün, Bülent Kuşoğlu, Mansur Yavaş partiye geldi.
Bu isimlerin CHP’ye dışsal faydası sınırlı oldu. Umulan katkıyı sağlayamadılar. Ancak Bekaroğlu’nun durumunu ayrı değerlendirmek lazım. Bekaroğlu, Mansur Yavaş’la beraber toplumsal karşılığı olan nadir isimlerden.
Her ne kadar kurultay öncesi gelişen bir olay olsa da diğer transferlerden önemli farkı var. Herşeyden önce Mehmet Bekaroğlu, muhafazakar camiada bir özgül ağırlığı var. Rize seçiminde veya İstanbul Büyükşehirde aldığı oy üzerinden bir okuma yapmamak gerekiyor. Beğenirsiniz, beğenmezsiniz Bekaroğlu’nun toplumsal vicdanda bir mütekabiliyeti var.
Kılıçdaroğlu’nun arayışı devam edecek!
CHP’liler kabul etmese de önceki isimler seçim taktiği gibi algılandı. Partinin muhafazakar seçmene şirin görünmek istemesi olarak anlaşıldı. Ancak Ekmeleddin İhsanoğlu’nun aday yapılmasından sonra Bekaroğlu’nun daveti bu konudaki kararlılığı ortaya koyuyor.
Bekaroğlu’nun partiye davet edilmesi ve muhtemelen parti meclisine alınacak olması İhsanoğlu’nun aday gösterilmesinden daha önemli bir adım. Çünkü İhsanoğlu, Bekaroğlu kadar toplumsal bilinirliği olmayan biriydi ve bir mühendislik eseriydi. Bekaroğlu ise belli ki bu açılımın devamı olmasına rağmen başlıbaşına tarihsel bir adım.
Kılıçdaroğlu, 2002, 2007 ve 2011 seçimlerinde sınanan ancak beklenilen faydayı sağlayamayan bu taktikle ne kadar yol alabilir. Bunu zaman gösterecek. Ancak Kılıçdaroğlu başaramasa dahi bu adımlar CHP’de tarihsel bir dönüşüme kapı aralayacak.
Ulusalcılara karşı dindarlar mı?
Dindar kimliğiyle bilinen Bekaroğlu’nun transfer edilirken Kılıçdaroğlu’nun ulusalcı Muharrem İnce’yle genel başkanlık yarışına girecek olması kaderin bir cilvesi olsa gerek. Kılıçdaroğlu bu tercihiyle kendisine yöneltilen ‘sağcılaşma’ eleştirilerine savunma yapmak yerine yeni bir hamleyle cevap veriyor.
Bu hikayedeki temel sorun Bekaroğlu’nun CHP algısının değişimine yaptığı fayda yanında yerel de ne tür bir katkı sağlayacağı. Bekaroğlu, Sezgin Tanrıkulu örneğindeki gibi Rize’den değil de İstanbul’dan miletvekili yapılacak ve Rize’de CHP’nin oyu aynı kalacaksa partinin bu işten faydası ne olacak.
Kılıçdaroğlu başarırsa efsane olur
Son tahlilde CHP’nin arayışlarında varoluşsal bazı problemler var. Birincisi halk CHP’nin dindar veya sağdan isimleri transfer etmesini değil, partinin ve parti yönetiminin din konusunda dönüşümünü istiyor. İkincisi bu açılımlar Sun Tzu’nun binlerce yıl önce söylediği gibi ‘staratejisi olmayan taktikler’ olarak kalma riski taşıyor.
Çünkü geçmişte büyük beklentiyle transfer edilen Yaşar Nuri Öztürk, İlhan Kesici bugün CHP’de yok. Umarım Bekaroğlu’da bir seçim hevesi olarak kalmaz. Ancak bu adım her hal ve şartta Kılıçdaroğlu’nun ‘Yeni CHP’ konusunda ısrarcı davranıyor. Üçüncüsü CHP’nin kozmetik restorasyonlar yapması değil, topyekün yeniden yapılandırılması gerekiyor.
Kılıçdaroğlu başarırsa efsane olur. Yok, başaramazsa 2015’ten sonra o koltukta oturamaz. Alınan bunca riskten sonra Kılıçdaroğlu 2015’te sağ açılımına devam edecek. Çünkü 2015 seçimi son şansı.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.