• BIST 9884.07
  • Altın 2954.659
  • Dolar 34.7445
  • Euro 36.5021
  • İstanbul 10 °C
  • Diyarbakır 5 °C
  • Ankara 4 °C
  • İzmir 10 °C
  • Berlin 5 °C

Bediüzzaman’ın Türkleştirilmesi, Risale-i Nur’un devletleştirilmesi

Mücahit Bilici-

Yaşadığımız siyasi krizin bir benzeri Nurcu evrende yaşanıyor. Yer darlığından kısa değiniler suretinde bahsedeceğim. 

Bu ülkede Müslüman’a değil insana yani herkese hitap ederek kalplerde bir iman inkılâbı, bir sivil devrim gerçekleştiren Bediüzzaman Said Nursi bir Kürt idi. Ben ve pek çok Kürt gibi o da Türkçeyi sonradan öğrendi. Kemalist rejim onu Kürdistan’dan batıya, Anadolu’nun tenha bir yerine (Barla’ya) sürgüne gönderdiğinde, Türk müminlerin ilgisini kırmak için, Kürtlüğü ve Kürdistaniliği onun aleyhinde bir propaganda aracı olarak kullanıldı. Ancak Bediüzzaman hiçbir zaman Türk(çü)lüğe tenezzül etmedi. Bu ülkeden “Türkiye” diye bile değil çoğunlukla “bu vatan” diye sözetti. Fakat ondan sonra gelen Nurcu takipçileri Soğuk Savaş’ın cenderesinde sağcılık zehrini bolca içtiler. Solculuğun dine cahilane düşmanlığı, pek çok dindar gibi Nurculuğu da, milliyetçi mukaddesatçı ideolojinin devletçi kollarına götürdü. 

Devletin laik milliyetçi baskısı, Nurculuğun Türkçüleştirilmesi için hem bir mazeret hem de bazısı için bir fırsat olarak devreye girdi. Bu süreçte Bediüzzaman’ın biyografisi başta olmak üzere çeşitli eserlerinde Kürt, Kürdistan gibi kelimelerin değiştirildiği yönünde ciddi iddialara konu olan metin müdahaleleri yaşandı. Said-i Kürdi’yi bir Horasan Türk’ü yapmak için çok tekellüflü te’villere müracaat edildi. Türkçü yapılamasa bile en azından Türk yapılmaya çalışıldı (mesela, Sızıntı’nın bir kapağında Bediüzzaman’a Türk bayrağı taşıtılması). Nursi’nin mirasına yapılan bu eziyetten bir kısım Kürt ve insaflı Türk Nurcu dışında ekser Nurcu’ların haberi bile olmadı. (Bu konuda bir kitap çalışması yürüten değerli araştırmacı Huseyn Siyabend Aytemur’un Risale-i Nur Külliyatında Yapılan Tahrifatlara İlişkin Rapor’u önemli bilgiler içeriyor.) 

En nihayet yakınlarda, “devlet Türkleri”nden biri Bediüzzaman’ı Kürt’lükten tenzih etmek için onun “seyyid”liğini gündem yapmaya çalıştı (sanki birbirlerini dışlayan şeylermiş gibi). Said Nursi’yi Kürtlük lekesinden aklamak için atılmadık takla bırakılmadı. Hizmet hareketi başta olmak üzere Risale-i Nur kökenli cemaatler hep sağcılığı ve Türkçülüğü matah bir şey sanıp, devletin pis ideolojisine bulaştılar.

Yerimiz dar, bugüne gelelim: Gülen Cemaati, büyümesine katkıda bulunduğu milliyetçilik canavarının pençesinde kıvranırken, kendisine saldırmak için malzeme arayan Hükümet’e en büyük yardımı yaptı ve Risaleleri sadeleştirmeye başladı. Bu yanlış girişim (ve yanlış içtihat) sebebiyle ortodoks Nur cemaatleri Gülencilere haklı olarak çok kızdı. (Sadeleştirmenin neden yanlış olduğu ayrı bir yazı konusu). Diğer Nurcu grupları devlet teveccühü ve başka rüşvetlerle kendine çekmek ve Gülen Cemaati’ne karşı mobilize etmek isteyen Hükümet ise bu fırsatı çok iyi değerlendirdi. Ve Risalelerin uzun zamandır desantralize olmuş neşredilme sürecine el koydu. Üç aydan fazla bir süredir, Risale-i Nur’u basan yayınevlerine bakanlıkça bandrol verilmiyor. Risalelerin yayın hakkının devlet kontrolüne alınması gibi bir fecaat sözkonusu. Sadeleştirme yanlışından daha büyük yanlış, Risale-i Nur’un devletleştirilmesi girişimidir. Risalelerde yapıldığı söylenen başka tahrifat iddialarına ses çıkarmayanların sadeleştirmeye kasıtlı tahrifat muamelesi yapıyor olması tam bir ikiyüzlülüktür. Risaleleri sadeleştirme açık bir yanlıştır ama en fazla yanlış bir içtihattır. Ancak Risale-i Nurun telif hakkının devletleştirilmesi, Nurculuk tarihine mukaddesatçı devletçiliğin bir utanç eylemi olarak geçecektir. Ve nihayet, parti çıkarı için Nurculuk dâhil her şeyi istismar edebilen bir siyasi ortama Nurculuğu malzeme yapanlar Risale-i Nur çizgisine yakışmayan bir zilletin içindedirler. Umulur ki uyanırlar 

*

TARAF’TA YAZMAK: Tam bir sene önce bugün Taraf’taki ilk köşe yazımıyazdım. Bu hürriyet ve imkân için müteşekkirim. İnşallah okuyucularımın ilgisine layık olabildim.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89