• BIST 10058.47
  • Altın 3041.835
  • Dolar 34.8632
  • Euro 36.5966
  • İstanbul 9 °C
  • Diyarbakır 5 °C
  • Ankara 4 °C
  • İzmir 12 °C
  • Berlin 2 °C

Başkanlık Yolunda

Mesut Yeğen

7 Haziran’ın kapayıp, 15 Temmuz’un yeniden araladığı kapıyı Bahçeli ardına kadar açmış görünüyor. MHP lideri, Erdoğan’ı kızıl elmasına, başkanlığa kavuşturmaya kararlı gibi. Türk tipi başkanlık MHP’nin Erdoğan’a desteğiyle hayat bulacak, vaziyet bunu gösteriyor. Lakin şu iki şeyi de görmek lazım: Olur da gerçekleşirse, Erdoğan sadece MHP (ve Ak Parti) sayesinde başkan olmayacak ve Erdoğan’ın başkanlığı başkanlıktan fazla bir şey olacak. Şöyle ki...

Olur da gerçekleşirse, ‘sıtmaya razı’ milliyetçi ve dindar seçmenler Erdoğan’ı başkan yapacak, buna şüphe yok ama onlardan önce bürokrasi ve burjuvazi yolu açmış görünüyor. 15 Temmuz’la birlikte ne bürokrasinin ne de burjuvazinin Erdoğan’ın başkanlığına itiraz edecek takati kalmış görünüyor. Haddizatında, takatsizlik bir yana, bu ihtimalden usul usul heyecanlanmaya başladıkları bile söylenebilir. Erdoğan’ı başkan yapmak istemeyenlerin bilinen ‘yetersizlikleri’ de önemli tabii ki ama Erdoğan’ı başkan yapacak ‘MHP fazlası’ şey bu: Bürokrasinin ve burjuvazinin birkaç sene öncesine kadar yeminli Erdoğan muhalifleri artık Erdoğan’ın başkanlığından heyecan duyar haldeler. Büyümüş Türkiye, büyümüş servetler hayallerine garkolmuşa benziyorlar.

Erdoğan’ın başkanlığının başkanlıktan fazla olacağı meselesine gelince... Burada kast ettiğim, muhtemel başkanlığın Türk tipi başkanlık ya da ‘reislik’ olacak olması değil. Kast ettiğim şu: muhtemel başkanlık Türkiye’yi daha keyfi, daha kişisel, daha otoriter bir siyasi vaziyetle buluşturur bu ortada; ama bir de, bir zamandır yaşadığımız Batı’yla gerginliği ve bölgesel çatışmalara dahil olma halimizi iyice pekiştirir. Muhtemel başkanlık durumunda, pek muhtemelen, Kürdlere, Alevilere, sekülerlere karşı daha otoriter, Batı’yla daha gergin, bölgeyle daha kavgalı bir Türkiye’de yaşamaya başlayacağız. Bu da aşağı yukarı şu demek: 1950’den beridir bildiğimiz, alıştığımız Türkiye’de olmayacağız.

Peki, böyle bir Türkiye’de yaşamak istemeyenler? Ne yapacağız, ne yapmalıyız? “Burası bizim değil, bizi öldürmek isteyenlerin ülkesi” türünden zevzekliklere bölenecek halimiz yok elbette. Yapmamız gereken ilk şey temel bir şeyi unutmamak: Hayat devam ediyor, devam edecek. Bu da şu demek: Siyaset devam edecek, Türkiye’yi başka bir yer kılmak için siyasi imkanlar hep olacak. Bir kere, başkanlık, olur da gerçekleşirse, üç büyük siyasi momentten geçerek gerçekleşecek: Parlamento oylaması, anayasa değişikliği referandumu ve başkanlık seçimi. Bu üç büyük moment boyunca siyasetin imkanları var kalmaya devam edecek. Gerçekleşirse, Erdoğan başkan seçildikten sonra da.

Naçizane, bu üç momentin Kürdlere, Alevilere, sekülerlere karşı daha otoriter, Batı’yla daha gergin, bölgeyle daha kavgalı bir Türkiye’ye geçiş momentleri olmasını engellemenin yolunun Erdoğan’ın kurduğu milliyetçi-muhafazakar blokun karşısına bir demokrasi bloku dikmekten geçtiğini düşünenlerden değilim. En azından şimdilik. Zannımca, bu fazlasıyla ‘kalanı korumaya’ odaklı bir siyaset ve üstelik Erdoğan’ın bir araya getiremediği herkesin bir demokrasi blokunda toplanmaya niyeti de yok. Bu durumda, ‘kalanı korumak’ yerine ‘olabilecekleri engelleme’ siyasetinin peşine düşmek gerekiyor. Bu da kabaca şu demek: Beka meselesini halletmek üzere takip edildiğine inanmamız istenen “ülke içinde baskıcı, Batı’ya karşı hasmane ve bölgeye yönelik aşırı müdahil” siyasetin ülkeyi beka meselesiyle başbaşa bıraktığını Türkiye’ye, seçmenlere açık seçik anlatmak. Bunu hakkınca yapabilirsek olabilecekleri engellemek belki mümkün olabilir. Olmazsa da yapacak bir şey yok. Hayat da devam edecek, siyaset de... (Basnews)

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89