Çatışmaların ve artan şiddetin gölgesinde, Kürt sorununda silahsız çözüm isteyen kesimlerin işinin oldukça zor olduğu bir dönemde Kürdistan Federal Yönetimi Başkanı Mesud Barzani Türkiye’ye gelerek önemli görüşmeler yaptı ve geri döndü.
İstanbul'da yaptığı görüşmeler sonunda Türkiye’deki yetkililere silahla hak arama döneminin bittiğini söylemesi ve savaş yerine diyalogu önermesi, kendi kuvvetlerini PKK’ye karşı kullandırmayacağının işaretidir.
Bu tavrı, Türkiye’nin Barzani’den beklediği desteği görmemek yerine, son dönemde taraflarca izlenen sertlik politikasının Barzani’ce destek görmediği şeklinde okumak gerekiyor.
Başbakan Erdoğan tarafından davet edilen ve PKK’nin silahlı güçlerinin tasfiye edilmesi için kendisinden istenen kuvvet yardımına Barzani’nin sıcak bakmaması Kürtlerin tarihinde bir kara leke olarak duran iç çatışma döneminin -en azından şimdilik- kapandığını gösteriyor.
Geçmişte Kürtler kendi aralarında uzun zaman çatıştılar.
Barzani-Talabani arasındaki çatışmalarda çok sayıda Kürt peşmergesi öldü. Barzani peşmergeleriyle PKK arasında da dönem dönem çatışmalar oldu ve orda da bir çok insan yaşamını yitirdi.
Kürtler bu çatışmalara kardeş kavgası anlamına gelen “birakujî” dediler.
Tarihsel süreçte mazlum bir halk olan ve kendi toprakları üzerinde bir çok haktan mahrum edilen Kürtlerin bir de iç şavaşlarla birbirini boğazlaması sadece Kürtlerce değil, Kürtlere yakınlık duyan başka milletlerce de hep kınandı ve hiç hoş görülmedi.
Zira Kürtlerin bu iç kavgası hep bölge ülkelerince körüklendi ve bu kavgadan hep bu kışkırtıcı ülkeler beslendi.
Irak’ta Kürdistan’ın Federal bir yapı içinde kabul edildiği dönemden günümüze kadar Kürtler bu iç çatışmaları yaşamadılar.
Mesud Barzani Kürdistan Federal Bölge Başkanı olduğu dönemden günümüze kadar defalarca bu kavgaların bir daha Kürtlerin yaşamında olmayacağına dair beyanatlarda bulundu.
Bunca mağduriyet yaşamış olan Kürtlerin buna çok ihtiyacı olduğunu söylemeye gerek yok. Böyle bir siyasetin Kürtlerce çok takdir edildiği Kürt siyasetini takip eden herkesin malumdur.
Son dönemde Başbakan Erdoğan’ın PKK’nin tasfiye edilmesi amaçlayan sert tavrı ve bir kısım danışman, uzman ve yazar tarafından bu sertlik politikasıyla netice alınacağı belirtildiği bir ortamda Mesud Barzani’nin tavrı, nasıl bir siyaset takip edeceği merak ediliyordu.
Türkiye Barzani’ye üç seçenek sundu: Buna göre birinci seçenek peşmergeler bölgeyi PKK’den temizlesin. İkinci seçenek bu olmazsa Türkiye peşmergelerle beraber bunu yapsın. Bu ikisi de olmazsa, Türkiye tek başına Kürdistan Federal Bölgesindeki PKK gruplarına yönelik operasyon yaparken Barzani’nin de buna göz yumulması istendi.
Barzani’nin bu üç teklifi de kabul etmediği anlaşılıyor.
Mesud Barzani sertlik politikasına ortak olmak yerine, sorunun çözümünün barışçıl yollarla olması gerektiğini belirti ve bu beklentileri boşa çıkardı.
Kürtler artık bir daha kardeş kavgası yaşamayacak diyen Barzani’nin en azından şimdilik bu sözünün arkasında durduğu görülüyor. Bu duruş hem bölge barışı için hem de Kürtlerin başka travmalar yaşamaması için oldukça önemlidir.
Üstelik bu duruş çözümü savaşta arayanların yerine Kürt sorununda diyalog ve barış dilini öne çıkaranların elini güçlendiriyor.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.