Cemil Çiçek, “içerdekiler ile de barışma vakti geldi” demiş de, muhafazakâr abilerden biri de bu öneride bulunmuş da, bunu sevinçle karşılayan olduğu gibi, “yok öyle, kolay kurtuluş” diye olmazlanan çıkmış da, o onu demiş de, bu bunu demiş de… Doğrusu, ben ortada sahici bir barışma çabası göremiyorum.
Dargınlığı, küskünlüğü, işi uzatmayı hiç sevmeyen biriyim, ama ben kendi hesabıma, içinden geçtiğimiz dönemde selamı sabahı kestiğim kimse ile yaşadığım müddetçe bir daha merhabalaşmayı düşünmüyorum, işin burası ayrı. Diğer taraftan memlekette büyük bir kavga ortamı yaratanların siyasi sorumluluğunu yok saymayı hiç de anlamlı bulmuyorum, bu kavgaya devam da ısrar etmek değil, olmamalı. Toplumsal barış adına kim elinden ne geliyorsa yapmalı, AK Parti’ye oy vereni veya vermeyeni düşman bellememeli, uzlaşmanın yollarını bulmadan bu ülkede huzur içinde yaşamak mümkün değil. Hiçbir zaman geç değil, tabii ki bu ülkede yaşayan ama farklı düşünen, farklı yaşayan kesimler anlaşmanın, birbirini anlamanın bir yolunu mutlaka bulmalı, bu çabalara destek çıkmalı. Ama önce, kavgayı çıkaran, körükleyenler, her ne taraftan olursa olsun, ama başta iktidar cenahı aklını başına almalı, yaptıklarını tamir etme niyetinde olmalı. Yoksa, barış çağrısı lütuf ihsan eder gibi olmamalı, barışmak isteyen herkes, önce kavga çıkaran hangi kesimden olursa olsun onu sorgulama noktasında buluşmalı.
Küsmüş değilim
“Daha kendinin birilerine selam vermeye niyetin yok, kime ne tavsiye ediyorsun” diyebilirsiniz. İşin burasını hemen izah edeyim; bizler kamuoyu önünde fikir beyan eden, siyasal tavır takınan insanlarız, şahsi meselelerden dolayı ayrı düşmüş değiliz ki, bahar veya bayram geldi gibi vesileler ile barışalım. Dahası, benim selamı sabahı kestiğim insanlar, kavgadan, memleketin bu hale gelmesinden sorumlu tuttuğum insanlar, yine de farklı düşündüğü için kimse ile küsmüş değilim. Pek çok durumda, farklı düşündüğü için değil, pek çoklarının çıkar, makam, mevki düşkünlüğü peşinde bizi felakete sürükleyen sürecin içinde, ortasında, merkezinde yer aldığını gördüğüm için sıtkım sıyrılan insanlar ile karşı karşıya geldim. Cibilliyeti böyle olanlar ile neden barışayım! O başka, toplumsal barış başka. Diğer taraftan, toplumsal barış, zaten bu cibilliyette olanların ortadan çekilmesi ile mümkün, kavgadan, kavga üzerine oturmuş iktidardan şahsi menfaat sağlayanlar ile barışmanın kimseye faydası olmaz.
Bunlar ciddi işler
Dahası, velev ki menfaat değil, dava adına kavga edenler, kavgayı körükleyenler var; herkesi birbirine düşüren, “düşmanlaştıran”, hain ilan eden, hedef gösteren “dava” her ne ise, ona inanlar ile de barış mümkün değil, çünkü hiçbir “dava” bunca husumet, nefret yaratmamalı, yaratıyorsa o davayı sorgulamalı. Bu sorgulamaya uzak duranlar ile ne adına “barış”tan söz edebiliriz? Nihayet, kavgayı esas alanlar her ne kadar barışı, uzlaşmayı “lay lay lom” bir mevzu sanarsa sansın, bunlar ciddi işler, “hadi barışalım” demekle olacak, olsa da sürdürülecek şey değil, sahici, kalıcı olması için akıl yormak, emek harcamak, vicdan hasabı yapmak lazım. Yoksa, “savaş kazananların veya kazandığını düşünenlerin umumi af çıkarması” havasında barış olmaz, barış başı dik insanların uzlaşması ile olur, başını ezdikten sonra “işi uzatma, gerisini kurcalama” teklifi, ne kadar iyi niyet iddiası olursa olsun, barış çağrısı olamaz. Kimse kimseyi sevmek, beğenmek zorunda değil, ama toplumsal barış adına, herkesin karşısındakine, eğer mesele sadece fikir ayrılığı ise “saygı” duyması şart.
Geçmişte laiklik adına kavgada ısrar edenler, bu gerçekleri kavramamakta ısrar ettiler, hâlâ böyleleri var, sonuç ortada. Şimdi, muhafazakâr daha doğrusu İslamcılar aynı kavrayışsızlıkta ısrar ediyor. Lafta da olsa ve kendi cenahlarından da olsa, barış çağrısı yapanlara bile huysuzlanmalarının nedeni bu. Boşuna çenelerini yormasınlar, zaten bir barış ve uzlaşma olacaksa böyleleri ile değil, bu kafada olanları dışarda bırakmak üzerinden olabilir. Mesele, bir yazar ile diğerinin ihtilafı, bir medya grubuna duyulan nefret meselesi değil, orası kendi aralarında çözülecek veya çözülmeyecek bir konu, asıl mesele, bunlar öne sürülerek “maraza” çıkarmakta ısrarlı olmak. “Kavga”yı “dava” sananlar ile ne barışı Allah aşkına!
- BIST 9518.86
- Altın 3796.346
- Dolar 37.946
- Euro 41.9083
- İstanbul 10 °C
- Diyarbakır 14 °C
- Ankara 1 °C
- İzmir 10 °C
- Berlin 9 °C
- Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!
- Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!
- Gazeteci Evrim Kepenek'e kelepçeli gözaltı!
- Gazeteci Sinan Aygül'e saldıran korumalar tutuklandı
- 15 barodan gazeteci Sinan Aygül’e yönelik saldırıya kınama
- İbrahim Kalın MİT Başkanlığına atandı
- Çanakkale ve Balıkesir'de art arda deprem
- Buldan ve Sancar eş başkanlığı bırakacaklarını açıkladı
- Başak Demirtaş: Selahattin adaylığını üç kez iletti
- Şenyaşar ailesi: ‘Gereken yapılmazsa ‘adalet’ pankartını Meclis’e asacağız’
- Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni kabineyi açıkladı
- HDP’li yönetici: Demirtaş’ın talebi genel merkezimize ulaşmadı
- Biden, sahnede yere düştü
- Demirtaş: HDP, cumhurbaşkanı adaylığı talebimi gerekçesiz reddetti
- Selahattin Demirtaş: Aktif politikayı bırakıyorum
‘Barışmak’ isteyenler, istemeyenler

Nuray Mert / Cumhuriyet
- Yorumlar 0
- Facebook Yorumları
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
- Müftü nikâhı ve İslami rejim04 Ağustos 2017 Cuma 10:57
- Katar krizi30 Haziran 2017 Cuma 11:43
- Nerden başlasak nasıl anlatsak19 Haziran 2017 Pazartesi 11:28
- Katar’ın başına gelenler09 Haziran 2017 Cuma 11:13
- Toplum yorgunluğu02 Haziran 2017 Cuma 10:14
- Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti29 Mayıs 2017 Pazartesi 21:33
- ‘Devrime hazır olun’22 Mayıs 2017 Pazartesi 10:40
- ‘Türbe, tarih, siyaset’15 Mayıs 2017 Pazartesi 10:45
- Fransız seçimleri ve demokrasi krizi12 Mayıs 2017 Cuma 10:25
- Yeni siyasi arayışlar05 Mayıs 2017 Cuma 11:20
- Hindistan ziyareti ve İslamcılar01 Mayıs 2017 Pazartesi 10:16
SON EKLENEN GALERİLER
ÖNE ÇIKANLAR
Fotoğraflarla Kürdistan’a dönen ilk hacı kafilesi
Başkent Hewler’de huzurevi
IŞİD’in son mevzisinden kaçış...
Kürdistan Parlamentosu'nun yeni üyeleri yemin etti
12345678
- Süleyman ÇevikKürtçe zorunlu eğitim bir haktır!
- Ersin TekGeleceğin Önündeki Engel: Geçmiş!
- Roşan LezgînZazakî Kur’an Meali ve İncil çevirisi
- Bayram BozyelSri Lanka; İktidar hırsının trajik sonuçları
- Abdullah Can“Bediüzzaman’ın hançeri” mi, Bediüzzaman’ı hançerlemek mi? (5)
- Mustafa Özçelik‘’Helalleşme’’ söylemini destekleyerek, kapsamlı helalleşmelere kapı ara
- Rahmetullah KarakayaBinelim kuşa gidelim Muş’a (2)
12
Sait Çürükkaya...
Antep'te sokak düğününe bombalı saldırı
Cizre'deki bodrumlarda ne yaşandı?
Nizamettin Ariç - Xakî Bîngol - Çîyayê Şengalê
12345678
- Murat YetkinSon üç gün, son üç soru
- Hayko BağdatKürtler TİP’e neden kırgınlar?
- Arzu YılmazKürt seçmenin seçimi ve dış politika
- Hediye LeventCIA Şefi neden Orta Doğu'da?
- İsmail Beşikci59 Yıl Sonra Şemdinli
- Mehmet Latif YıldızGüçlendirilmiş parlamenter sistem üzerine
- Akif BekiHDP’yi kapatmak neye yarar?
- Fehim TaştekinKürtler için lanet geri mi dönüyor?
- Ahmet TaşgetirenYargı sancısı -bumerangı unutmamak
- Fehmi KoruFırat’ın doğusuna gitmiyoruz, tamam. "Neden"...
- Aydın Doğanİstanbul seçimleri ve ötesi…
- Galip Dalayİran'a Sovyet modeli...
- Hakan AlbayrakMalcolm X
- Elif ÇakırBize ne oldu böyle?
- Orhan Kemal CengizHDP neden arabayı atın önüne koyuyor?
- Yaşar YakışFırat’ın doğusu sorunu askeri harekâtsız da çözümlenebilir mi?
- Mücahit BiliciDonald Trump’ın Zülkarneyn olarak portresi
- Tarık Ziya EkinciKılıçdaroğlu'nun Ahmet Türk'le görüşmesi bir skandaldır
- Akdoğan Özkan'ABD Çin ile Savaşacak'
- Murat SabuncuABD, Türkler ve Kürtler arasında 'çözüm' için devrede mi?
- Ahmet AltanMilliyetçilik ve Aydınlar
- Aslı AydıntaşbaşYalancı bahar mı ikinci bahar mı?
- Amberin Zaman‘Al papazı, ver papazı’ derken elde ne kaldı?
- Etyen MahçupyanErken seçim istemeyip ne yapsaydı?
- Kadri GürselÜç yıl sonra HDP yine anahtar
12345
RÖPORTAJ
Arzu Yılmaz: Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyareti Türkiye’den ABD’ye mesajKürt sorunu üzerine çalışmaları ile tanınan ve Kürdistan Bölgesinde de görev yapan Hamburg Üniversitesi Misafir Öğretim Görevlisi Dr. Arzu Yılmaz Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyaretini Evrensel'e değerlendirdi.
Türkan Elçi: 'Tahir hiçbir rüyamda benimle konuşmadı’Bugün Diyarbakır Barosu Tahir Elçi’nin öldürülmesinin beşinci yılı.
Kürt hukukçuya Yeni Zelanda'dan 'Küresel Etki ÖdülüERBİL (K24) - Kürt hukukçu Rez Gerdi, mültecilerle ilgili yaptığı çalışmalar ve gösterdiği çabalar nedeniyle Yeni Zelanda’da “Küresel Etki Ödülü”nü kazandı.
PSDK lideri: Kürtler ABD’yle doğrudan görüşmeliKürdistan Sosyalist Demokrat Partisi (KSDP) Genel Sekreteri Muhammed Haci Mahmud, Bağdat’la yaşanan bazı sorunlar konusunda kesin sonuçlar alınması için Kürtlerin ABD’yle doğrudan görüşmesi gerektiğini söyledi.
ÖZEL MAKALE
Konya’daki katliama ilişkin gözaltı sayısı 13’e çıktıKonya’da yedi kişinin katledildiği ırkçı saldırıya ilişkin gözaltına alınanların sayısı 13’e yükseldi.
Reuters: Türkiye sınıfta kaldıKoronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında Türkiye'de 2 haftadır hafta sonları akşamları sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. İngiliz haber ajansı Reuters'ın analizine göre bu yasaklar bir işe yaramadı.
Demirtaş hakkında yeni iddianame: 3 yıla kadar hapsi istendiAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı, Başsavcı Yüksel Kocaman'ı hedef gösterdiğini iddia ettiği HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş hakkında yeni bir iddianame hazırladı. İddianamede Demirtaş’ın 3 yıla kadar hapsi istendi.
Mesud Barzani: Kerkük; anılar, düşler ve düşüncelerBarzani, “Saddam Kerkük’ün Kürtlerin hakkı olduğunu kabul ediyor muydu?” şeklindeki soruya, “Şahsen kendisi bana, ‘Kerkük Kürt kentidir’ dedi."
KÜLTÜR SANAT
Nûbihar Dergisinden Kürt Dili Dosyası!Nûbihar dergisinin 165. Sayısı Kürt Dili Dosyası olarak çıktı.
Nûbihar dergisinin 164.sayısı çıktı!Nûbihar dergisinin yeni sayısı okuyucusuyla buluştu.
Nûbihar dergisinin 163. sayısı çıktı3 ayda bir Kürtçe yayınlanan Nûbihar dergisinin 163. sayısı zengin bir içerikle çıktı.
Feyruz, Suudi Arabistan’da konser vermeyi reddettiArap dünyasının yaşayan en büyük şarkıcısı Feyruz, Suudi Arabistan'ın insan haklarına saygı göstermediğine dikkat çekerek konser davetini reddetti.
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89
Tel : 0532 261 34 89
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.