• BIST 9154.54
  • Altın 2940.718
  • Dolar 34.4659
  • Euro 36.3751
  • İstanbul 20 °C
  • Diyarbakır 13 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 19 °C
  • Berlin 3 °C

Barış yolu Roboski'den geçsin

Özgür Mumcu

Oradakiler çocukları, kardeşleri öldürüldüğünden bu yana somut hiçbir şey yapılmadığı için üzgün. Barış süreci devam etsin istiyorlar ama güvenleri yok.

Bu hafta sonu ‘Barış Meclisi’nin davetiyle bir grup Roboski’ye gittik. Ya da başka bir deyişle Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Gülyazı Köyü’ne. Uludere sapağından sola dönünce Ortasu ve Gülyazı köylerini kapsayan bölgenin Kürtçe adı Roboski. Bir hava bombardımanı sonucunda 34 kişinin öldüğü yer de bu bölge. Irak sınırı. Mardin’den yaklaşık 5 saat mesafede. Şırnak’tan sonra çokça virajlı bir yolla ulaşılıyor. Bombardımanda ölenlerin aileleriyle köyde bir evde bir araya geldik. Geniş bir odada karşılıklı oturuldu. Önce yemekler yendi sonra onlar anlattılar biz dinledik. Konuşmalara kızgınlık ve karamsarlık hâkimdi. Ancak bu ikisinden de önemlisi seslerinde neredeyse somut bir cisim gibi hissedilebilecek bir kararlılık vardı. Faillerden, sorumlulardan hesap sorulana kadar dinmeyeceği belli bir kararlılık.

Karamsarlık var çünkü katliamın üzerinden geçen neredeyse 2 sene boyunca hiçbir gelişme kaydedilmemiş.

Öldürülenlerin ailelerinden Ferhat Encü, “Reyhanlı’da iki günde bazı sorumlular tutuklandı” diyor. Roboski’de ise henüz ne belirlenmiş bir sorumlu var ne de tutuklama. “Oysa” diyor Ferhat Encü, “Roboski’de emir komuta zinciri belli, istenirse kolayca çözülebilir. Üstelik barış sürecine de katkısı büyük olur”. Şırnak Havaalanı’nın açılışı için geldiğinde Erdoğan’la yaptıkları görüşmeden bahsediliyor.

Mercan Encü, beş defa Ankara’ya gidip her randevu istediklerinde reddedildiklerini anlatıyor. AKP’den sadece grup başkanvekilleriyle görüşebilmişler. “Çocuklarımızın kimliklerini Meclis’in önüne bıraktık” derken sıkı sıkı elinde bir çerçevede çocuğunun fotoğrafını tutuyor.

Erdoğan’ın görüşme talebini daha önce hep reddedildikleri için kabul etmeyeceklermiş. Ancak BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın araya girmesi fikirlerini değiştirmiş.

Görüşmeye katılanlardan Zeki Tosun, vur emrini kimin verdiğini sorduklarında Başbakan’ın “Ben vermedim, askeri bir operasyondu, beni Genelkurmay arayıp ‘Bir kaza oldu’” dediğini anlatıyor.

Odada bulunan birisi Başbakanlık’ın bunu yalanladığını hatırlatınca ağır ağır konuşuyor: “Kime inanır ki insanlar? Bize mi yoksa Başbakan’a mı? Tabii Başbakan’a”.

“Haberiniz yok muydu” sorusuna Erdoğan’ın “Bu, bir kazadır. Türkiye’deki her trafik kazasını bilemem” diye cevap verdiğinden bahsediyor.

Yine görüşmeye katılanlardan Veli Encü, Başbakan’ın ve Beşir Atalay’ın medyada Roboski’nin bu kadar yer almasından rahatsız olduklarını anlatıyor. “Olay istismar ediliyor, buna izin vermeyin” ve “daha mahkeme kararı yokken hesabınıza para yatırıldı” dendiğini aktarıyor.

Zeki Tosun, failler bulunmadan o paraya hiç kimsenin dokunmayacağını ifade ediyor.

“Başbakan üzdü bizi orada” diyor.

Gülyazı Köyü’nün imamı, “Bu iş Başbakan Türkiye’nin başbakanı olursa çözülür. Erdoğan, Ortadoğu’nun mu başbakanı yoksa Türkiye’nin mi” diye sorarak yorumluyor olan biteni.

Mısır ve özellikle Suriye’deki gelişmeler de herkesin gündeminde.

Zeki Tosun sözü alıyor: “Esma Hanım’a yazılan mektuba ağlıyor. Baş göz üstüne ama bütün halkı için de ağlasın, bizim için de ağlasın, bir damla gözyaşı görmedik, bizi dışlamasınlar.”

Odadakiler, çocukları, kardeşleri öldürüldüğünden bu yana somut hiçbir şey olmadığı için üzgün. Barış süreci devam etsin istiyorlar ama Başbakan’a güvenemediklerini de tekrar ediyorlar. Ferhat Encü sözü alıyor:

“Roboski’ye gelmiş bir barış yok, Roboski’ye uğramış bir süreç de yok.”

Yine de kimse barış sürecine halel gelsin istemiyor.

Mercan Encü, “Başbakan’a inanamıyoruz” diyor, “Emine Hanım buraya geldi, bize söz verdi ama sözünü tutmadı” diye ekliyor ama temennisini de dile getiriyor:

“Barışın yolu Roboski’den geçsin”.

Mercan Encü de dahil üç Roboskili anne köy evindeki odaya ellerinde beyaz poşetlerle girdiler. İlk bakışta alışverişten dönmüş üç kadına benziyorlardı. Yanlarında poşetlerle yere bağdaş kurdular. Sonra yavaşça beyaz poşetlerin içinden öldürülmüş çocuklarının fotoğraflarını çıkardılar.

Aralarından biri konuşmaya başladı: “Biz fakirlik görmüşüz, evimiz, tarlamız yok. Çocuklarımıza haksızlık yapıldı, bize haksızlık yapıldı.”

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89