Başbakan balkon konuşmasında, seçimlerde ahlak dışı ve hedefsiz siyasetin, iftiranın, statükonun, vesayetin her türlüsünün, milleti küçümseyenlerin, siyaset dışı müdahalelerle Türkiye’ye rota çizme isteğinin seçimlerde darbe aldığını ve kaybettiğini söylemiştir.
Seçim sonuçlarının tüm boyutlarıyla analiz edileceğini, muhalefetin de özeleştiri yapmasının doğru olacağı görüşünü belirten Erdoğan, yeni bir muhalefete ihtiyaç olduğu, daha güçlü demokrasi getirecekleri görüşünü açıkladı ve “Biz diyoruz ki, gelin yeni bir sayfa açalım” dedi. Bu görüşlere bazı kayıtlarla katılıyorum.
1) 'Güçlü demokrasi' ne demektir? 'Güç', hükümetin karşısındakileri 'ezecek' bir güç mü, yoksa her kurum ve kişiyi bağlayacak kuralların gücü müdür? Belli değil!
2) Bütün siyaset adamları ve toplum önderleri gibi, Ak Parti’nin de geniş bir özeleştiri yapması gereği doğrudur; ancak bu özeleştiri, halkı küçültecek ve kıracak “Yolsuzluklar onaylandı” anlayışına varmamalıdır.
3) Başbakan’ın muhalefete koyduğu tanı doğru ancak eksiktir. CHP’nin özeleştiri yapma gücü bile olmadığını ve muhalefet boşluğunu dolduramayacağını Kılıçdaroğlu dünkü konuşmasıyla bir kez daha göstermiştir.
4) 'Yeni bir sayfa açma' isteğinin içeriği bilinmeden o sayfanın açılmasından sonuç alınamaz. Demokratik hukuk devleti isteniyor mu, istenmiyor mu; önce bu cevaplanmalıdır.
Özetlersem, yarım saatten fazla süren konuşmasında Başbakan, halkın gerginliğini nasıl gördüğünü, bunu kaldıracak hangi iradeye sahip olduğunu açıkça belirtmemiştir. Başbakanımız temel konuları açık ve sahipsiz bırakmıştır. Bunları bir iki haftada açıklamasını bekleyelim.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.